Yemeğim Nasıl Pişiyor?

 Yemeğim Nasıl Pişiyor?

Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar, "Açık Mutfak: Yemeğim Nasıl Pişiyor?

Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar, "Açık Mutfak: Yemeğim Nasıl Pişiyor etkinliği kapsamında, Akçakoca Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu bünyesine kazandırılan Gastronomi Mutfağında öğrencilerle bir araya geldi.

Program öncesinde, Akçakoca Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümü ile Gölyaka Meslek Yüksekokulu aşçılık eğitimlerinde Aşçılık bölümüyle mayıs ayında yapılması planlanan Gastronomi Festivali için toplantı gerçekleştirildi.

Toplantı sonrasında, Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümüne ait son derece modern ekipmanlarla donatılan, Düzce Üniversitesi'nin önemli yatırımları arasında bulunan ve yiyecek içecek sektörüne girişimci, nitelikli ve donanımlı insan gücü yetiştirilmesine büyük katkı sağlayacak olan Gastronomi Mutfağında ilk uygulama, Rektör Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar ve öğrenciler tarafından gerçekleştirildi.

Rektör Çakar; Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümü 1. sınıf öğrencileriyle pastane bölümünde "Hingel" (Hinkali) ve "Fettucini Alfredo" yemeklerini, 2. sınıf öğrencileriyle ana mutfak bölümünde "Sütlü Balkabağı Çorbası" "Firik Pilavı" ve "Çerkez Tavuğu" yemeklerinin uygulamalarını birlikte gerçekleştirdi.

Öğrencilerle bir arada olduğu için memnuniyetini ifade eden Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar, Açık Mutfak ile her alanda olduğu gibi beslenme hizmetlerinde de şeffaflığa verdikleri önemi gösterdiklerini belirterek Akçakoca Gastronomi Mutfağının öğrencilere uygulama anlamında önemli katkıları olacağını sözlerine ekledi. 

İstiridye Kabuğu Projesi

 İstiridye Kabuğu Projesi

Dubai'deki bir restoran grubu, resiflerin korunmasına ve desteklenmesine yardımcı olacak bir projenin parçası olarak kullanılmış istiridye kabuklarını yeniden tasarlıyor ve denize iade ediyor.

Maine New England Brasserie Company'de istiridyeler restoran menüsünün ilk sırasında bulunuyor. Her ay müşterilerin sipariş ettiği 50 bin istiridyenin kabukları ise önceleri çöpe giderken şimdi bir deniz grubu ve ekoloji okulu sayesinde denize dönüyor.

İstiridye Projesi'nin başlamasından beri zincir artık müşterilerine kabukların nasıl değerlendirildiği ve mercanlara faydaları konusunda bilgilendirmede bulunuyor.

Deniz kabuklarının artık denizde yapay resifler oluşturmak için kullanıldığını söyleyen restoran zincirinin kurucularından ve yönetici ortaklarından Joey Ghazal, "Biz de müşterilerimize aldıkları istiridyelerin sonunda denize geri döndüğünü, bir istiridyenin günde yaklaşık 190 litre (50 galon) su temizlediğini ve bunun doğal bir su filtresi oluşturarak çevre temizliğine katkıda bulunduğunu söylüyoruz. Bu durum aynı zamanda soyları tükenmekte olan şahin gagalı deniz kaplumbağalarına da yardımcı oluyor. Müşterilerimiz çevre için bir şeyler yaptıklarını düşünerek heyecanlanıyorlar" diyor.

Maine, bu kabukları denize geri döndürmek için bir bölge okulu ve deniz grubuyla birlikte çalışıyor.

Üç grup arasındaki işbirliği, projeyi kuran Dubai merkezli girişimci Fadi Abu Ghali aracılığıyla mümkün oldu.

Euronews'e atık kabuklara bir çözüm bulmak istediğini söyleyen Ghali, "Arbor School'da yönetim kurulu üyesiyim ve yaklaşık 18 yıldır Emirates Deniz ve Çevre Grubu (EMEG) ile birlikte çalışıyorum. Aktörleri bir araya getirmeyi ve eğitim, çevre ve gıda israfı sorunu da dahil olmak üzere birkaç konuya yoğunlaşan güzel bir hikaye yaratmayı düşündüm" ifadelerini kullandı.

Bahamalar: Doğa dostu şirket '50 kat hızla' senede 1 milyar mercan resifi yetiştirecek

Mercan resifleri küresel ısınma tehdidi altında: 10 yılda yüzde 14'ü yok oldu

Proje, deniz biyolojik çeşitliliğini teşvik etmek ve nesli tükenmekte olan şahin gagalı deniz kaplumbağası için doğal bir yaşam alanı yaratmak için Dubai kıyılarındaki doğal resif sistemini rehabilite etmeyi amaçlıyor.

Dubai'deki Arbor Okulu, benzersiz bir çevreci müfredat takip ediyor. 12 ile 13 yaşındaki 8. Sınıf öğrencileri BAE'nin oşinografisini inceliyor.

Sınıf, İstiridye Projesi ile iş birliği içinde, atılan balık tuzaklarını istiridye kabuklarıyla dolduruyor ve yeniden tasarlanan kabukların deniz yaşamının büyüyebileceği yapılar sağlaması için çalışılıyor.

Müfredatı sınıftan gerçek dünyaya taşımak için eşsiz bir fırsat olarak gören Arbor School Çevre Eğitimi Danışmanı Ben Wren, "Bütün öğrencilerimiz burada kumsallarda vakit geçiriyorlar ve deniz ortamının zorluklarına gerçekten aşinalar.İstediğimiz zaman sudan çıkararak özel ekipmanlarla inceleyebilmek için çocukların ağlardan hazırladığı istiridye torbalarını mercanlara yerleştirdik" diyerek eğitimin uygulamadaki faydalarına dikkat çekiyor.

 Dubaide İstiridye Kabuğu Projesinde dolu ağlarla 'ekolojik restorasyon'

Emirlik Deniz Çevre Grubu'nun desteğiyle, öğrenciler istiridye çantalarını denizin dibine yerleştirdi ve gelişimlerini takip etti.

Gargoorlar biyolojik alanlara dönüştürülecek ve açıklarda bulunan Emirlik Deniz Çevre Grubu'nun Koruma Alanı'na yerleştirilecek. Bu sürece 'ekolojik restorasyon' adı veriliyor. Projenin başarılı olması durumunda, rezervin dışındaki farklı alanlara genişletilmesi ve BAE'nin deniz ekosisteminin iyileştirilmesine katkıda bulunması söz konusu.

Projede yer alan Arbor School öğrencilerinden Iman, sorunları nasıl çözüleceğini öğrenmekten keyif aldığını söylüyor:

"Aslında gerçekten harika çünkü çoğu okul, pek çok şeyi uygulamalı olarak öğretmiyor. Çoğunlukla teoride kalıyor ve teori sizi sadece gerçek hayatta bir şeyler yapıp öğrenirseniz bir yere taşıyor. Uygulama, sorunları görüp bunları çözmek için neler yapabileceğinizi öğrenmenize yardımcı oluyor."

Arkadaşı Floris ise projeyle ilgili en sevdiği şeylerden birinin sınıf ortamının dışında olmak ve gerçek bir fark yaratabilmek olduğunu söyledi: “Bence harika. Kullandığımız gibi geri koyuyoruz. Bu bir eko-döngü gibi”.

Son altı ayda, Maine tarafından Arbor okuluna tahmini 250 bin istiridye kabuğu bağışlandı. Hedef, bu sayının yıl sonuna kadar bir milyona ulaşmasını sağlamak.

Şef Görkem Özkan; Yeni Jenerasyon Çok Zeki Ama...

 Gençlere örnek olacak bir şef

Ebru Erke- Hürriyet

En üst çizgideki müşteri kitlesine hitap eden global bir otel grubunun önem verdiği şeylerin başında mutfağı gelir. Mutfak deyince; fine dining restorandan kahvaltı ve oda servisine kadar her şeyi kapsar. Şefler için de otelde çalışmakla normal bir restoranda çalışmak arasında büyük farklar vardır. Yıllardır yeteneğiyle dikkatimizi çeken ama sabır ve sükûnetle sırasını bekleyen Türk mutfağı şeflerinden Görkem Özkan’ın Four Seasons Hotel grubunun baş şefi olması, mutfak yeteneği kadar, idare kabiliyetini de kanıtlıyor...

Hatırlıyorum, yıllarca Çırağan Palace Kempinski mutfağında sayısız yabancı şefin yardımcılığını yapan Sezai Erdoğan, yurtdışından onay alınıp da otelin tüm mutfaklarının başına geçtiğinde pek bir sevinmiştik. Çünkü o onay sürecinin kolay olmadığını ve böyle global bir markanın baş şeflerinden biri olduğunda dünyanın her yerinde bizi temsil edeceğini biliyorduk. Şimdiyse herhangi bir şef değişimi olacağını duyduğumuzda heyecanlanmaya başlıyoruz ‘Acaba hangi Türk şef başa geçiyor’ diye. İşte Four Seasons Hotel grubunda da bir süredir heyecanla beklediğimiz bayrak teslimi geçen hafta gerçekleşti; şef Savaş Aydemir’in yerine Şef Görkem Özkan geçti.

Menüdeki Etler Kaldırılmış

Üst düzey otel zincirlerinin alafranga mutfak gelişimimizde ve disiplinimizde mutlak bir rolü var. En üst çizgideki müşteri kitlesine hitap eden global bir markanın önem verdiği şeylerin başında mutfağı gelir. Mutfak deyince; fine dining restorandan kahvaltı ve oda servisine kadar her şeyi kapsar. Kempinski gibi, Four Seasons gibi markalar da İstanbul’a geldiğinde başşefleri hep yurtdışından seçip göndermişlerdi. Ve bu şeflerin yanında öyle pırıl pırıl gençler yetişti ki... Mesela halen devam eden bir Carlo Bernardini ekolü vardır; yanında yetişenlerin gururla her yerde söylemeye devam ettiği...

Görkem Şef’i bundan sekiz yıl kadar önce fark etmiştim. O zamanlar otelin baş şefi İtalyan Sebastiano Spriveri’ydi. Bir yemek organizasyonu için “Fine dining’de sakatat” temalı bir restoran menüsü hazırlamıştık. Uykuluklar, ciğerler, işkembeler öyle tabaklarda gelmişti ki önümüze... Sebastiano anlatımların bazılarını yaparken Görkem’e de söz veriyor, hatta bazı fikirlerin ondan çıktığını söylüyordu. ‘Vay be!’ demiştim içimden, ‘Katı, disiplinli, başarılı bir şef alt kadrosunda ışık gördüğü şefleri nasıl da güzel destekliyor’.      

Aqua Restaurant

Sonra geçen yaz, otelin içindeki Aqua Restoran’daki değişim dikkatimi çekti. Menüdeki etler kaldırılmış, dünyadaki en son trendlere uyulmuş ve tamamen pesketaryen bir menüye geçilmiş. İyi cesaret, zira klasik balıkçıda bile yedekte bir ızgara köfte bulundurulur mutlaka. Üstelik tabaklar da aşırı iddiaya kaçmadan ama alıştığımızın da dışında bir özenle hazırlanmış. İsteyene ızgara da var elbet ama “Biz balığı niye hep ızgara veya tava yiyoruz” diye sorgulayanları memnun edecek tabaklar menünün odak noktası... Bu değişimin ardında da Görkem Şef olduğunu öğrenmiştim sonradan.

Beyaz soslu dülger balığı yahnisi

Bir şef veya şef adayı için otelde çalışmakla normal bir restoranda çalışmak arasında büyük farklar var. Otelde kalabalık bir ekiple çalışmak, anlaşmak ve yeri geldiğinde onları idare etmek zorundasınız. Restoranın başında dahi olsanız otelde keyfinize göre menüyü değiştiremezsiniz, bir dünya onaydan geçmesi gerekir. Müşteri memnuniyeti odaklı, her zevke hitap eden şeyleri servis etmeniz de ayrı bir gerekliliktir. 

En tepeye oynuyorsanız da mutfak yeteneğiniz, takımı idare kabiliyetinizin yanında çalıştığınız müdürlerin hepsinin iyi referansı gerekli. İşte tüm bunlar tamamsa o zaman yurtdışı merkez ofisin değerlendirme sürecine girebiliyorsunuz. Görkem Şef’le ataması onaylandıktan sonra geçen hafta buluştuk. Ondan özellikle gençlere ilham vermesi için birkaç şey söylemesini rica ettiğimde  bana “Bu işlerde özgeçmişiniz kadar sosyal beceri ve yetenekleriniz, iletişim kurma kabiliyetiniz de önemli. Ekip çalışması ve dayanışma da çok önemli. Tek kişilik bir meslek değil bu. İçerisinde kendinize yer bulamıyorsanız sistem sizi otamatik olarak dışarı iter” dedi.

Yeni Jenerasyon Çok Zeki Ama Sabırsız

Görkem’e göre öğrencilerin ilk yapması gereken şey, bulundukları kurumlarda aldıkları eğitimle yetinmemeleri, sürekli araştırıp farklı yerlerde tecrübe edinmeleri: “Belli noktaya ulaşana kadar buzdağının altında zorlu ve kasvetli bir yol var, ona da hazır olmaları gerekiyor. Şu anki jenerasyon çok zeki ama çok sabırsızlar ve kolay vazgeçiyorlar.”

Dediklerinin hepsi doğru ama özellikle son cümlesini vurgulamak istiyorum. Yeni nesilde ışık gördüğüm çok şef var ama bir o kadar da kendine gereğinden fazla güvenen, birkaç yurtdışı tecrübesiyle ‘Ben oldum’ diye düşünüp özellikle ekip çalışmalarında dengeyi tutturamayanlar da var. Yıllardır yeteneğiyle dikkatimizi çeken ama sabır ve sükûnetle sırasını bekleyen Görkem Şef, bence gençlere güzel bir örnek.

Hayatpark’ta Renkli Eğitim Organizasyonu...

Hayatpark’ta Renkli Eğitim Organizasyonu...

Erasmus Plus Projesi kapsamında 6 farklı ülkeden Antalya’ya gelen farklı meslek gruplarına mensup 26 genç, HayatPark’ta düzenledikleri renkli organizasyonla alkış aldı.

Konyaaltı Belediyesi, Erasmus Plus Projesi kapsamında kente gelen 26 gence ev sahipliği yaptı. 6 farklı ülkeden kente gelen ve içlerinde insan hakları avukatı, aşçı, mekanik mühendisi gibi farklı meslek grubu mensuplarını da barındıran gençler, 17-25 Şubat tarihleri arasında hem Antalya’yı tanıyacak hem de sanat yoluyla öğrenme ve öğretme deneyimi fırsatı yakalıyor.

Türk Bayrağı Çizdi

Proje kapsamında gelen misafirlere, HayatPark Kır Kahvesi yakınında Eğitim Organizasyonunda Konyaaltı Belediyesi desteğiyle organizasyon düzenlendi. Farklı ülkelerden bir araya gelen gençlerin yalnızca sıcak ve soğuk renklerle bir parşömene bıraktıkları çizimlerle iletişim kurdukları etkinlik ilgi gördü. 

Gençler, sanatın öğrenme ve öğretmeye olan katkısını deneyimledi. HayatPark’ta vakit geçiren Konyaaltı sakinlerinin de dikkatini çeken organizasyona Hindistan’dan katılan Jason Daniel, farklı çizimlerinin yanında bir de Türk Bayrağı resmederek vatandaşlardan alkış aldı.

Türkiye Turizm Haberlerinde Kentimizin Tanıtımı Asli Görevimiz

Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, Antalya’nın tanıtımına katkısı olacak projelerin daima destekçisi olduklarını söyledi. Esen, “Kısa bir zaman önce Macaristan’dan yine aynı proje kapsamında gelen öğrencilere de belediyemizde staj imkanı tanımıştık. Yeni gelen misafirlerimizi de renkli bir organizasyon ile karşıladık. Kentimizin tanıtımına destek olmak asli görevimizdir. Gençlere başarılı bir proje süreci diliyorum’’ dedi.

Mutfak Akademisi Türk Mutfağı Kursu Başarıya Ulaştı...

Mutfak Akademisi Türk Mutfağı Kursu Başarıya Ulaştı...

Edirne Belediyesi ve Halk Eğitim Merkezi işbirliğinde hayata geçirilen Mutfak Akademisi Türk Mutfağı Kursu'na katılan 9 kursiyer, aşçılık eğitimlerinde Aşçı Yardımcısı Kursu Sertifikasını almaya hak kazandı.

Katkılarından dolayı Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan’a teşekkür eden Halk Eğitim Merkezi’nde görevli Usta Öğretici Gülcan Gülsen Koç, “Burada bütün kursiyerler ile güzel yemekler yaptık. Arkadaşlarımız ve sosyal medya ile çalışmalarımızı paylaştık. Kursiyerlerimizin hepsi başarıyla sınavlarını geçti. 

Şu an 9 öğrencim sertifika alacak. Kursumuz Mutfak Akademisinde  A’dan  Z’ye sulu yemek, çorba, salata, sebze yemeğİ, et yemeği, hamur işlerini öğrettik. Yöresel mutfaklarımızdan Edirne mutfağına özel Edirne’nin meşhur Kandilli Mantısı, Tava Ciğeri, Osmanlı’nın çorbalarından Hanımağa Çorbası gibi bir sürü yiyeceği kursiyerlerimiz ile yaptık” şeklinde konuştu.  

Zabıta müdürlüğünde güvenlik görevlisi olarak çalışan ve kursun tek erkek öğrencisi olan Celal Öztürk, eşinin tavsiyesi üzerin kursa başladığını söyledi.  Öztürk, “Hocamların kursu açtığını duyunca eşim ‘böyle bir merağın var, gider misin?’ dedi. 

Müracaat ettim ve burada bilmediklerimi ya da farklı bildiklerimi öğrendim. Daha farklı yemek ve çorba çeşitlerini yaptık. Yaptıklarımızı da arkadaşlarımızla paylaşarak yedik. Çok güzel bir ortamımız vardı buraya kadarmış. 450 saatimizi tamamladık. Çok farklı şeyler öğrendik” ifadelerini kullandı.

Edirne Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü'nde (İkizevler) gerçekleşen kursların önümüzdeki dönemde devam edeceği belirtildi.

"Ugef" Mardin Gastronomi Festivaline Hazırlanıyor...

 

"Ugef" Mardin Gastronomi Festivaline Hazırlanıyor...

Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden gelen aşçı ve şefler Mardin Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mahmut Demirtaş’ı ziyaret etti.

Mardin Büyükşehir Belediyesi Makam Toplantı Salonunda gerçekleşen ziyarette Vali Demirtaş’ın yanı sıra Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Murat Süzen, Türkiye Gaziantep Dernekler Konfederasyon Başkanı Hasan Özaygut, Uluslararası Gastronomi Federasyonu Başkanı Mehmet Kaplan, Mezopotamya Uluslararası Gastronomi Kültür ve Pastacılar Derneği Başkanı Şeyhmus Kaplan, aşçılık kurumlarından UGEF As Başanı Veysi Cevahirli, Ahmet Fevzi Öner, Muzaffer Ceylan ile Pembegül Ergene hazır bulundu.

Bölgede gastronomi anlamında çeşitli etkinlikler yapmayı planladıklarını ifade eden Türkiye Gaziantep Dernekler Konfederasyon Başkanı Hasan Özaygut, Mardin Gastronomi Festivalinde arkadaşlarımız ile berber Mezopotamya’nın zengin kültürüne katkıda bulunmak istediklerini belirtti.

Mezopotamya ve bölgenin zengin yemek kültürünü tanıtmak ve unutulmaya yüz tutmuş lezzetleri gün yüzüne çıkarmak amacıyla Mardin’de Uluslararası Gastronomi Festivali yapmayı planladıklarını belirten Vali Demirtaş,

Öncelikle nazik ziyaretlerinizden dolayı teşekkür ediyorum. Sizlerin yapmış olduğu lezzetler ile hayatımızı idame ettiriyoruz. 

Nasip olursa Ramazan Bayramından sonra yapacağımız en iyi fuar ve festivallerden Uluslararası Gastronomi Festivali ile bölgemizdeki yemek kültürünü dünyaya tanıtmak ve bu etkinlikleri sürdürülebilir hale getirmeyi hedefliyoruz. İlimizde daha önce coğrafi işaret alan ürünlerin sayısını da bu vesileyle çoğaltmayı amaçlıyoruz. 

İlimiz Turizm, Tarım ile birlikte gastronomi ile de anılması için çalışmalarımız son sürat soruyor. GAP suyunun da gelmesi ile beraber İnşallah Mezopotamya Ovasında daha bereketli ürünler elde edeceğiz. Atamızdan bizlere miras kalan kültürümüze sahip çıkacağız. Diye konuştu.

Aşçı Çırağı Ve Aşçı Yardımcılığı Kursları Devam Ediyor...

 Aşçı Çırağı Ve Aşçı Yardımcılığı Kursları Devam Ediyor...

Ordu Büyükşehir Belediyesi Meslek ve Sanat Eğitim Kursları (ORMEK) tarafından açılan “Aşçı Çırağı ve Aşçı Yardımcılığı Kursu” eğitimleri devam ediyor. İlginin yoğun olduğu kurslarda katılımcılar, Büyükşehire ait profesyonel mutfaklarda hem yemek konusundaki becerilerini geliştiriyor hem de meslek sahibi oluyor.

ORMEK vatandaşların bilgi ve beceri yönünü geliştirmelerine ve ev ekonomilerine katkı sağlamalarına yönelik faaliyetlerini aralıksız sürdürüyor. Toplumun her kesimine yönelik eğitimler veren ORMEK, aşçılık mesleğinde açtığı kurslarla vatandaşlara meslek ve sanat eğitimi imkânı sunuyor.

Pratik Eğitimler, Büyükşehirin Profesyonel Mutfaklarında

Bu kapsamda Büyükşehir Belediyesinin Altınordu, Fatsa ve Ünye ilçelerinde bulunan ORMEK kurslarında yiyecek ve içecek hizmetleri alanında istihdam imkânı sağlamak için açtığı Aşçı Çırağı ve Aşçı Yardımcılığı kurslarına ilgi yoğun oluyor. 

Uzman eğitmenlerin gözetiminde aşçılık eğitimlerinde teorik eğitimlerini tamamlayan kursiyerler, Büyükşehir Belediyesinin profesyonel mutfaklarında pratikte de birçok yeterlilik kazanıyor. Yöresel yemeklerden dünya mutfağına geniş bir yelpazede eğitim alan kursiyerler her alanda bilgi ediniyor.

Sertifika İle Birçok Alanda Çalışma İmkanı Bulacaklar

Toplamda 6 ay sürecek eğitimleri başarıyla tamamlayan katılımcılara Milli Eğitim Bakanlığı onaylı sertifika verilecek. Sertifika sahibi olan kursiyerler, konaklama ve ulaşım işletmelerinin yiyecek içecek ünitelerinde, kurum mutfaklarında, kafeterya ve restoranlarda, yemek fabrikalarında, ulaşım araçlarının yiyecek-içecek ünitelerinde ve buna benzer birçok alanda çalışma imkânı bulacak.

Ful Medames Nasıl Yapılır?

 Ful Medames Nasıl Yapılır?

Ful Medames nedir? En farklı mısır yemeklerinden Ful Medames nasıl yapılır? Ful Medames ne zaman yenir? Bu güne kadar evinizde Ful Medames yaptınızmı? En meşhur mutfaklardan Ful Medames yapmak icin hangi malzemelere ihtiyaç vardır?

Özellikle Mısır’da sık tüketilen bu yemek günümüzde tüm dünyada ilgi gören lezzetler arasında. Ful Medames'e bakladan yapılan bir çeşit piyaz da diyebiliriz. Bakla, zeytinyağı ve kimyonla karıştırıldıktan sonra limon, sarımsak, maydanoz, kırmızı biber eklenerek servis ediliyor. Bu yemeğin geçmişinin Antik Mısır’a uzandığını söyleniyor.

Ful medames, geleneksel olarak büyük bir metal testi içinde yapılır ve servis edilir. Mısır'da, özellikle Kahire ve Gize kentlerinde temel bir besindir. Ful medames ayrıca birçok Arap, Orta Doğu ve Kuzey Afrika kültürünün mutfaklarının ortak bir parçasıdır. 

En ünlü mısır yemeklerinden Ful Medames nasıl yapılır?

Uluslararası En iyi lezzetlerden Ful Medames için kullanılan Malzemeler: 

*     Yarım kilo kuru bakla, 

*     2 diş sarımsak, 

*     1 yemek kaşığı limon suyu, 

*     yarım çay bardağı tereyağı, 

*     yarım çay kaşığı kimyon, 

*     tuz 

En farklı iştah açıcılardan Ful medames Yapılış tarifi: 

Bir gece önceden baklaları ıslatıyoruz. Ertesi gün baklaları ıslattığımız suyu döküp baklaları yıkıyoruz. Bir tencereye baklaları koyduktan sonra 3-4 parmak üzerine kadar su ekliyoruz ve kaynatıyoruz. Kaynadıktan sonra ateşin altını kısıp baklaların iyice yumuşaması için 1 saat kadar kısık ateşte pişiriyoruz. 

Baklalar yumuşayınca ocaktan alıp süzüyoruz. Bir kaba yumuşamış baklaları koyduktan sonra sarımsak, limon suyu, yağı ve kimyonu ekleyip karıştırıyoruz. Ardından patates püresi yapar gibi iyice eziyoruz.

Humus Nedir? Nasıl Yapılır?

 Humus Nedir? Nasıl Yapılır?

Humus nedir? Humus nereye aittir? Humus yaparken nelere dikkat edilir? Humus yapmanın püf noktaları nelerdir?

Nohut ile yapılabilecek sonsuz tarif arasından en bilindik olanı Humus, Türk mutfağında da yaygın olan bu lezzet yeri geldiğinde sos yeri geldiğinde meze olarak kullanılabiliyor. Püf noktası ise: Ne kadar sarımsak o kadar iyi!

Tahin, nohut ve sarımsağın birleşimiyle ortaya çıkan, kendine özgü süslemeleri ve lezzetiyle damaklarda ayrı bir tat bırakan humus, gastronomi kenti Hatay'da en sevilen yiyeceklerin arasında yer alır. Hatay'da genellikle soğuk meze, Tarsus'ta ise sıcak ana yemek olarak tüketilir. Nohut bir gece önceden ıslatılır. 

Bir tencerede çok iyi pişinceye kadar haşlanır, suyu süzülür. İnce delikli süzgeçten iki defa geçirilir Limonların suyu sıkılır, sarımsak dövülür, tahin ezilip püre haline getirilmiş nohuda karıştırılıp içine tuz eklenir. Bu karışım bir servis tabağına yayılarak konur. 

Üstüne kimyon, toz biber serpilir ve zeytinyağı gezdirilir. Üstü domates, turşu ve maydanozla süslenir. 

Humus Tarifi İçin Malzemeler

*     2 Su Bardağı Nohut (250 G) (Tercihen Koçbaşı)

*     1 Tatlı Kaşığı Karbonat (Arzuya Göre)

*     2 Diş Sarımsak

*     2 Adet Limon

*     1/2 Su Bardağı Tahin (90-100 Ml)

*     1/2 Çay Bardağı Zeytinyağı

*     1 Tatlı Kaşığı Kimyon

*     1,5 Çay Kaşığı Tuz

Humus Üzeri İçin:

*     1 Yemek Kaşığı Zeytinyağı

*     1 Çay Kaşığı Toz Kırmızı Biber

*     1 Yemek Kaşığı Nohut

En Meşhur İştah Açıcılardan Humus Tarifinin Pişirme Önerisi

Önceden suda beklettiğiniz ve suyunu süzdükten sonra duru suda haşlayacağınız nohutları düdüklü tencerede daha kısa sürede pişirebilirsiniz. Haşlanmış nohutların kabuklarını tek tek ayıklamanız humusun kıvam ve kalitesini arttıracaktır.

En İyi Meze Tariflerinden Humus Tarifi Nasıl Yapılır?

Nohutları 1 gece veya en az 4-5 saat öncesinden ıslatın. Sindirimi kolaylaştırması ve daha kolay pişmesi için suyuna 1 tatlı kaşığı karbonat ekleyin. Ertesi gün suyunu süzün ve tekrar sudan geçirin.

Nohutları tencereye alıp üzerine su ekleyin ve pişmeye bırakın. Normal bir çelik tencerede 45 dakika kadar pişecektir. Nohutlar iyice yumuşadıktan sonra ocaktan alın. 1-2 yemek kaşığı kadar humus üzerinde servis etmek üzere ayırın.

Bu sırada tahin, zeytinyağı, kimyon ve tuzu bir kaseye alın. Limonların suyunu da ekleyin. Son olarak sarımsakları ince ince kıyıp onları da ekleyin ve güzelce karıştırın. Haşladıktan sonra suyunu süzdüğünü nohutları hazırladığınız tahinli karışımla mutfak robotunda pürüzsüz kıvam alıncaya dek çekin. 

Eğer mutfak robotu zorlanıyorsa, azar azar zeytinyağı veya su ilave ederek dilediğiniz kıvama ulaşmasını sağlayın.

Ardından servis tabağına alarak tatlı kaşığıyla ortasına bir yuvarlak çizin. Kenara ayırdığınız 1-2 yemek kaşığı nohutu üzerine serpiştirin. Son olarak zeytinyağını gezdirip toz biber serpin ve servis edin. Afiyet olsun!

Menakiş Nedir? Nasıl Yapılır?

 Menakiş Nedir? Nasıl Yapılır?

Menakiş nedir? En farklı Ortadoğu yemeklerinden Menakiş nasıl yapılır? Peki bu güne kadar evinizde Menakiş yaptınızmı? En iyi sokak lezzetlerinden Menakiş hangi ülke mutfağına aittir?

Lübnan mutfağının en popüler yemeklerinden biri Manakiş bizlere çok uzak bir lezzet değil. Daha çok zahterli ekmek olarak bilinen bu yemek hamur üzerine peynir, kekik, zahter ya da kıyma eklenerek yapılıyor. Yapmasının kolaylığı bir yana, her öğünde tüketilebilir.

Manakiş levanten ülkelerin yanı sıra özellikle de Melbourne'ün başlıca kent merkezlerinde olmak üzere Avustralya ve Sidney'de Lübnan'lıların yaşadığı yerlerde popüler bir yiyecek türü. Bu kentlerde, başta Lübnan'lıların yaşadığı bölgelerdeki fırınlarda daha sıklıkla Lübnan Pizzası adıyla üretilir ve satılır.

Zahter menakiş nasıl yapılır?

Zahter menakiş Arap ülkelerinde vejetaryenler tarafından tercih edilen kahvaltı ürünlerinden. Aynı zamanda kahvaltı harici yenilecekse, büyük lahmacun gibi açılır. Piştikten sonra ortasına ekstra domates ve peynir konularak da yenilir.

En Farklı İştah Açıcılardan Zahter menakiş Hamur için:

*     100 ml ılık su

*     15 gr şeker

*     1 paket aktif kuru maya

*     300 gr un

*     10 gr tuz

*     30 gr zeytinyağı

Zahter menakiş Üstü için:

*     Zahter baharatı

*     100 ml sızma zeytinyağı

*     100 gr beyaz peynir

*     1 domates

Manakişin en popüler sunum biçimi zahterli olandır. Zahter, zeytinyağı ile karıştırılır ve fırına sürülmeden evvel hamurun üzerine yayılır. Zahterli manakiş, levanten mutfağında kahvaltıların gözdesi olarak çok tutulur.

Fsummit Zirvesinde Yeni Gastronomi Trendleri Konuşuldu....

 Fsummit Zirvesinde Yeni Gastronomi Trendleri Konuşuldu....

Ünlü Şef ve Sahan Grup Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Tekin Öztan Antalya'da gerçekleştirilen ulusal ve uluslararası FSUMMIT Zirvesi'ne katıldı.

Sahan Grup Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Tekin Öztan geçtiğimiz günlerde Antalya'da düzenlenen ulusal ve uluslararası FSUMMIT Zirvesi'ne konuşmacı olarak davet edildi. Zirvede ülkemizin ve dünyanın önde gelen otel-restoran yatırımcıları, şefler, F&B yöneticileri, yemek yazarları ve gazeteciler ile buluşma imkanı yakalayan Öztan, bu tarz geniş katılımlı etkinliklerin ülkemizin gastronomi trendleri anlayışına çok değerli katkılar sağlayacağını belirtti.

Ulusal bir gazetenin yazarı olan Şirin Sever, moderatörlüğünde gerçekleştirilen panel de sektörün deneyimli isimleri Tayyar Zaimoğlu, Hasan Yeşilyurt ve Nuri Develi ile bir araya gelen Öztan, "Et restoranlarının son yıllarda yaptıkları dönüşümler konusunu masaya yatırdık. Düşüncelerimizi paylaştık ve oldukça keyifli aynı zamanda verimli bir söyleşi gerçekleştirdik" dedi.

Türkiye gastronomi haberlerinde Zirvenin ardından açıklamalarda bulunan Sahan Grup Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Tekin Öztan, "Sektörümüzün ve markalarımızın dünyadaki ve ülkemizdeki yeri aynı zamanda et tüketme anlayışının geçmişte ve günümüzdeki farklılıklarının yanı sıra sektörümüz ile ilgili yapılmasını arzu ettiğimiz çalışmalar üzerinden bu önemli panelde aynı zamanda dünyanın en önemli hazinelerinden biri olan Türk mutfağının yurt dışında tanıtımı ile ilgili görüş alışverişinde bulunduklarını belirtti. 

Tahir Tekin Öztan en iyi fuar ve festivallerden FSUMMİT zirvesinin gastronomi alanında ülkemize oldukça katkısı olacağına ve farklı bakış açılarını sektörümüze kazandıracağına yürekten inanıyorum. 

Bu önemli ve kıymetli projelerin sürekliliği Türk mutfağının bilinirlik açısından kat ettiği yola ve çalışmalara ışık tutacak yol haritalarından biri olacaktır diyerek bu dev organizasyon için başta Gökmen Sözen olmak üzere emeği geçen herkese ve tüm değerli katılımcılara teşekkür ediyorum" diye konuştu. 

Torul Baraj Gölünde 200 Milyon Yıllık Balık...

 Torul Baraj Gölünde 200 Milyon Yıllık Balık...

Gümüşhane’de enerji üretimi amacıyla kurulan Torul Baraj gölünde nesli tehdit altında olan koruma altındaki 100 yıl yaşayabilen Mersin Balığı oltalara takıldı.

Uzun yıllardır Harşit çayı üzerindeki Torul Barajında oltayla amatör balıkçılık yapan İsmet Arslan’ın oltasına bu kez nesli tehdit altındaki mersin balığı takıldı.

Geçtiğimiz günlerde her zaman yaptığı gibi oltasını atıp nasibini bekleyen Arslan, boyu 1 metreden fazla ağırlığı da 6 kilogram civarındaki mersin balığını görünce şaşırdı.

Daha önce de birkaç kez küçük mersin balığının oltasına takıldığını kaydeden Arslan, “22 senedir balıkçıyım, önceden denizde avlanıyordum. 

Torul barajında 2010 yılından beri haftada 2-3 kez hobi amacıyla balık tutmaya gidiyorum. Daha önce 2-3 kez oltaya düşmüştü mersin balığı. Görünce tedirgin oldum ama sonradan araştırdım ve mersin balığı olduğunu öğrendim. Tuttuktan sonra avcılığı tamamen yasak balık olduğu ve çoğalmasını istediğim için tekrar suya bıraktım” dedi.

Kaynaklarda Mersin balığının dünyada 27, Türkiye'de ise bilinen 5 türünün bulunduğu, Türkiye'de sadece Karadeniz'de ve Karadeniz'e akan akarsularda görüldüğü belirtilirken, dinozorlar döneminden günümüze kadar kalabilen ender canlılardan birisi olan Mersin Balıklarının 200 milyon yıldır dünyada var olan bir canlı türü olduğu ve 100 yaşına kadar yaşayabildiği ifade ediliyor.

Normalde Gümüşhane’de yetiştiği bilinmeyen Mersin Balığının önceki yıllarda bölgedeki baraj göllerindeki kafeslere yavru salımının yapıldığı ve oltalara takılan bu balıkların da kafeslerden kaçıp kendine yaşam alanı oluşturan balıklar olduğu değerlendiriliyor.

Uzmanlar hayvancılık ve su ürünlerinde havyarının pahalı olmasından dolayı ‘altın yumurtlayan balık’ olarak da adlandırılan Mersin Balığının Gümüşhane bölgesine uyum sağlamasının kendileri için çok önemli olduğunu belirterek avcılığı yasak ve koruma altındaki Mersin Balıklarının avlanmaması konusunda vatandaşları uyardı.

Türk Mutfağını Tanıtırken Ürünlerimizi Vitrine Taşıdık...

 Türk Mutfağını Tanıtırken Ürünlerimizi Vitrine Taşıdık...

Türk gıdasının yıldızı ASHİB, sürdürülebilir tarım mutfakta başlar projesiyle Dubai’de iz bıraktı.

Akdeniz Su Ürünleri ve İhracatçıları Birliği (ASHİB), Birleşik Arap Emirlikleri’nde dünyanın en büyük ticaret ve kültür buluşmalarından birine ev sahipliği yapan Dubai Expo 2020’de ‘Sürdürülebilir Tarım Mutfakta Başlar’ sloganıyla Türk gıda ürünlerini  tanıttı. 192 ülkenin katılımıyla düzenlenen dev organizasyonda ‘Türk Milli Günü’ kutlamaları kapsamında yürütülen projede Ünlü Mutfak Şefi Arda Türkmen, sürdürülebilirlik ve sıfır atık kavramlarını destekleyecek şekilde geri dönüşüme uygun malzemeler kullanarak yemekler hazırladı.

Türkiye gastronomi haberlerinde de yer alan bilgilere göre İsrafı Önleyen Tariflerle Güvenli Ve Lezzetli Türk Gıda Ürünleri Tanıtıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşik Arap Emirlikleri’ni resmi ziyareti sonrasında Dubai Expo ziyaretçilerinin dikkatini Türkiye standına çekmek amacıyla, ASHİB Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Can Yamanyılmaz’ın ev sahipliğinde, Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay’ın katılımıyla düzenlenen Sürdürülebilir Tarım Mutfakta Başlar Tanıtım Etkinliği, güvenli ve lezzetli Türk gıda ürünlerini ön plana çıkardı.

Birleşik Arap Emirlikleri medyasının büyük ilgi gösterdiği etkinlikte Ünlü Türk mutfağı şeflerinden Arda Türkmen, sürdürülebilirlik ve sıfır atık temasına uygun şekilde yemekler hazırlarken Türk mutfağının zenginliğini ve Türk gıda ürünlerinin mükemmel özelliklerini anlattı. Katılımcılara interaktif deneyim sunan etkinlikte, yemeklerde kullandığı malzemelerin atıklarıyla neler yapılabileceğini gösteren Mutfak Şefi Arda Türkmen, israfı önleyen tariflerle hazırladığı Türk yemeklerini davetlilere ve fuar ziyaretçilerine ikram etti.

“Türk Mutfağını Tanıtırken Gıda Ürünlerimizi Vitrine Taşıdık”

ASHİB Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Can Yamanyılmaz, turizm haberlerinde de yer alan Dubai Expo Türk Milli Günü’nde su ürünlerinden kanatlı eti ve yumurtaya, baldan süt ürünlerine, kırmızı et ürünlerinden sakatatlar başta olmak üzere Türk gıda ürünlerini vitrine taşıdıklarını belirtti. 9,7 milyon nüfuslu Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki yıllık gıda ithalatının 5,51 milyar dolar düzeyinde olduğunu kaydeden Ali Can Yamanyılmaz, bu ülkede ihracat köprülerini güçlendirmeyi amaçlarken, Dubai üzerinden Suudi Arabistan, Kuveyt, Bahreyn, Katar, Umman, Ürdün, Mısır, Lübnan, Fas, Tunus, Filistin, Suriye, Libya ve Yemen pazarlarında da fırsatları değerlendirme arayışında olduklarını belirtti. 

“Türk Gıda Ürünlerini Sürdürülebilir Tarım Konseptiyle Bütünleştirip Farkındalığı Artırdık”

Ali Can Yamanyılmaz, gastronomi turizminde “Dubai’de gerçekleştirilen Türk Milli Günü’nde hayata geçirdiğimiz Sürdürülebilir Tarım Mutfakta Başlar Projesi ile Türkiye’yi ve Türk gıda ürünlerini ön plana çıkarmayı amaçladık. Etkinliğimizin sadece fuar alanında değil, aynı zamanda entegre bir iletişimle hem Körfez medyasında hem de sosyal medyada duyurulmasını sağladık.

Türkiye’yi ve Türk gıda ürünlerini sürdürülebilir tarım konseptiyle bir araya getirerek farkındalık yaratacak bir etkinliğe imza attık. Türk Milli Günü’nde sürdürülebilir ve sıfır atık kavramlarını destekleyen bu projemizin Türk gıda ürünlerinin tanıtımına doğrudan katkıda bulunacağına ve yakın vadede ihracat hacminde önemli artışlar sağlayacağına inanıyoruz.” diye konuştu.

Hatay Gastronomi Evi şeflerinin özenle hazırladığı lezzetler,

 Türkiye’nin Lezzet Köşesi Hatay’ın birbirinden lezzetli yemek, tatlı ve mezeleri Antakya Primemall AVM’de sergilendi.

Hatay Gastronomi Evi şeflerinin özenle hazırladığı lezzetler, alışveriş için AVM’ye gelen vatandaşlar tarafından beğeniyle karşılandı.

Kahvaltılık ürünlerden mezelere, tatlılardan ve yemeklere kadar yaklaşık 80 çeşit yiyecek Hataylıların ilgi odağı oldu.

Yemeklerin eşsiz kokuları arasında hoşça vakit geçiren vatandaşlar unutulmaya yüz tutmuş yemekler hakkında Gastronomi Evi ustalarından bilgi aldı.

Hatay mutfağının doğru tanıtılması ve bilinmesi için büyük emek harcayan Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş, lezzet kokan sergiyi gezerek vatandaşlar ile bir araya geldi.

Geleneksel Yemek yarışmaları Sergisine katılarak yemeklerin sergilendiği stantı gezen Başkan Savaş yoğun ilgi ile karşılandı.

Lütfü Savaş, yaklaşık 80 yemek çeşidinin sunulduğu Hatay Yemekleri Sergisi’nin genç kuşakların Hatay mutfağını tanıması açısından önemli olduğunu belirtti.

Amaçlarının öz değerlerini korumak ve gelecek nesillere aktarmak olduğunu ifade eden Savaş, “Mutfağımızdaki 600 çeşit ürünün 80 tanesini  burada sergiledik. Amacımız; gençlerimizin kendi öz değerlerini ve geçmişten bugüne kadar gelen yemeklerimizi tanımasını sağlamak. 

Fast food kültürünün en üst seviyeye çıktığı dünyada vücudumuzun daha sağlıklı olması için daha fazla yerli yemekler yemeliyiz. Mutfağımızda pişen yemekleri tatmayı ihmal etmemeliyiz. Hatay’ımızın güzel yemeklerini herkesin tatmasını ve tanımasını tavsiye ediyorum” dedi.

Sergide çocuklar da unutulmadı. EXPO 2021 Hatay’ın sevimli maskotları olan Defne ve Zeytin’in de yer aldığı sergide çocuklar keyifli dakikalar yaşayarak doyasıya eğlendi.

2022’de Katar En İyi Restoranlar Şehri'mi Oluyor?

 2022’de Katar En İyi Restoranlar Şehri'mi Oluyor?

FIFA 2022 Katar Dünya Kupası ile gözlerin Orta Doğu’ya çevrildiği şu günlerde Katar, bir dizi yeni uluslararası restoranın açılışına hazırlanıyor. Yeni yeme içme mekanları, Katar’ın zengin mutfak kültürüyle buluşarak ülkeyi restoran konsept çeşitlerinden Steakhouse Restoranlarının da yer aladığı dünyanın lider lezzet durağı haline getireceğinin sinyallerini veriyor.

2022 yeni dünya gastronomi trendlerinde de yer alan pişirme teknikleri, Alakart Restoran Nasıl Açılır, Restoran Açmak İsteyenlerin En Çok Sorduğu Sorulardan oluşan uzmanlık taşıyan meslekleri yeniden gündeme getirdi...

Qatar Tourism Operasyon Direktörü Berthold Trenkel, “İyi yemek, her seyahatin olmazsa olmazı. Dünyanın farklı mutfakları ve gastronomi deneyimi konusunda Katar son derece zengin ve cazip seçeneklere ev sahipliği yapıyor. 

100’den fazla farklı ülkeden kişinin yaşadığı Katar’daki bu çok kültürlü zenginlikte İtalya’nın sokaklarından Türk Mutfağı sofralarına, Yunan sahillerinden Japon kentlerine; dünyanın her bir köşesinden lezzetlerin bu yıl Katar’a gelecek olması bizi çok heyecanlandırıyor” dedi.

Heyecan verici lezzet duraklarının peşindeyseniz, Qatar Tourism’in 2022 yılı en iyi restoranların listesi tam damağınıza göre:

ADRIFT Ami by David Myers (Q2 2022)

Üst düzey bir mutfak serüveni için yola çıkan David Myers, Provence bölgesinin pastoral cazibesini Michelin yıldızlarıyla kombinliyor. Çiftlikten sofraya prensibini benimseyen Le Royal Méridien Doha, güney Fransa’dan esinlenen nefis menülerle misafirlerini buyur etmeye hazırlanıyor.

Yedi Terrace (Q2 2022)

Le Royal Méridien Doha, Türkiye’nin zengin tarihini ülkenin modern coşkusuyla harmanlayan İzmir doğumlu Şef Esat Akyıldız’ı Katar’a getiriyor. Açık hava havuz kenarı restoran, müşterilerine sıcak bir atmosfer, rahat sahil evi ambiyansı ve Türkiye’nin yedi bölgesini de içine alan otantik Anadolu mutfağının lezzetlerini sunmaya hazırlanıyor.

Chotto Matte (Nisan 2022)

İlk olarak Londra’da dünya lezzetleri ile hizmet vermeye başlayan Chotto Matte, Nikkei mutfağının en önemli tatlarını Katar’a taşıyor. Restoran işletmecisi Kurt Zdesar’ın girişimi olan Chotto Matte, farklı bir Menü Mühendisliği ile kapılarını Pearl Qatar – İnci Adası, St. Regis Marsa Arabia’da açacak.

Babel (Mayıs 2022)

Ödüllü Lübnan mutfağına eşsiz bir yolculuk sunan Babel, Lübnan’ın sunduğu zengin mutfak içeriklerini bir araya getiriyor. Babel’de yemek ortak dile dönüşüyor, sofistike tarifler tekrar ele alınarak yenilikçi bir mutfağın kapısı aralanıyor.

KAIA (Q2 2022)

Hilton Salwa Beach Resort & Villas’ta butik bir kaçamak… Asya-Pasifik esintili yemekler, zengin tatlarla düzenlenen menü tasarımları ve tüm bunları tamamlayan içecekler için doğru adres: KAIA. Misafirler, özel DJ’ler ve eşsiz parti konseptleri ve Büyük Açılışlar ile eğlencenin doruğuna ulaşacak.

The Score (Q2 2022)

Pullman Doha West Bay’te yer alan bu gözde gastro ve spor bar, konuklarına geleneksel Amerikan mutfağı sunuyor. “Massive Beef Rib Burger” ve “Any Given Sunday” tatlısı gibi geleneksel lezzetlerin ikram edileceği mekanda farklı Restoran Tanıtımları ile büyük spor etkinlikleri de naklen yayınlanacak.

SUSHISAMBA (Q3 2022)

Japon, Brezilya ve Peru mutfaklarını bir araya getiren SUSHISAMBA Katar’da faaliyete geçmeye hazırlanıyor. Katar Eğlence Şehri’nde yer alan Waldorf Astoria’da sahil şeridinde geniş bir alanda konumlanan bu restoran, dünyanın beşinci SUSHISAMBA restoranı olarak hizmet verecek ve müşterilerine oldukça zengin bir restoran menüsü sunacak.

OCTA (Q3 2022)

Deniz tabiatından ilham alan Octa lezzet, yaşam ve renk dolu. Bu trendi, şehrin en iyi restoranlarından olma özelliği ile sofistike ve özel restoran muhteşem deniz ürünleri, canlı müzik ve havalı DJ performanslarıyla Hilton Salwa Beach Resort & Villas’ta kapılarını açmaya hazırlanıyor.

Beef Bar Doha (TBC 2022)

Lusail marinanın kalbinde konumlanan  orijinal steak çeşitlerinden oluşan Beef Bar’ı şehrin sahiline taşıyan Riccardo Giraudi, baştan çıkarıcı et seçeneklerini alakart restoran özellikleri ile Arap Körfezi’nin masmavi manzarasının kıyısına getiriyor.

AZURE Beach Club (TBC 2022)

Misafirlerin denize, kuma ve güneşe doyacağı bu beach club, Katar’ın en havalı mekanlarından biri olacak. Beach club, Arap Körfezi’nin büyüleyici deniz manzarası ile Katar’ın ilk eğlence adası olan Qeteifan Island’da Restoran Menüsünün Önemi ve Özellikleri ile yer alıyor. AZURE Beach Club, 2022 yılında Katar’da muhakkak ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri.

2021 yılında açılan yemek mekanlarına eklenen yeni restoranlar arasında COYA, Dante Cucina Italiana, EL&N London, Meatsmith ve çok daha fazlası bulunuyor.

Bocuse d'Or Avrupa Finali İçin Geri Sayım Başladı...

 

Bocuse d'Or Avrupa Finali İçin Geri Sayım Başladı...

2022 Bocuse d'Or Avrupa Seçmelerine katılacak ülkeler açıklandı. Tüm dünyada şefler olimpiyatı olarak bilinen Bocuse d’Or’un 23-24 Mart tarihleri arasında Macaristan’da yapılacak finalinde ülkemizi Metro Türkiye’nin destekleri ile şef Emre İnanır temsil edecek.

Dünyanın en prestijli şef yarışması olarak öne çıkan ve tüm dünyada büyük yankı uyandıran Bocuse d’Or’un Avrupa seçmeleri, Metro Türkiye iş birliğinde Sirha Budapeşte’de 23-24 Mart 2022 tarihlerinde gerçekleşecek. Gastronomi dünyası Sirha Budapeşte’de bir araya gelmeye hazırlanırken, Bocuse d’Or Avrupa seçmelerinde ülkemizi Metro Türkiye’nin destekleri ile şef Emre İnanır temsil edecek. 

Halen Çırağan Sarayı’nda Tuğra restoranın Head Chef’i olarak çalışmakta olan Şef Emre İnanır, 20 yılı aşkın süredir Türkiye’nin birçok farklı şehrinde beş yıldızlı otel ve restoranlarda Chef de Cuisine ve Executive Chef olarak ve 2 yıl da Güney Afrika’daki Türkiye Büyükelçiliğinde Chef de Cuisine olarak çalışmıştır. 

Bocuse d'Or Avrupa Seçmeleri 2022'ye Türkiye’nin yanı sıra; Polonya, Estonya, Ukrayna, Danimarka, Fransa, Slovakya, İsviçre, İzlanda, Belçika, Finlandiya, İspanya, Macaristan, Hollanda, Birleşik Krallık, Letonya, Norveç, Rusya ve İsveç katılacak.

Katılan tüm ülkelerin akademi başkanı olan şefler ve uluslararası yarışma komitesinden oluşan bir jürinin yer alacağı Bocuse d‘Or Avrupa finallerinde, dünyanın dört bir yanından birbirinden yetenekli şefler zamana karşı yarışacak.  

Bu senenin iki ana teması geyik eti ve patates olurken, yarışan şefler ve komileri, geyik temasını ekşi krema, ördek ciğeri ve süzme peynir kullanarak hazırlayacak. Yarışmacıların daha önceden seçtikleri Coronada, Madison veya Anuschka patateslerinden birini kullanarak yapması gereken patates temasında, Bocuse d'Or Avrupa Finalinde bu yıl ki tema gereği hayvansal protein olarak sadece yumurta ve süt ürünleri kullanılabilecek. Bu iki temadan hazırlanan tabaklar jüri üyeleri tarafından değerlendirilecek. 

Bocuse d’Or Türkiye Akademi Başkanı Mehmet Gök; “Bocuse d'Or Türkiye Takımı olarak, ülkemizi temsil etmekten büyük gurur duyuyoruz. 24 Mart 2022'de 8 numaralı mutfakta yarışacağız. Bocuse d’Or kazanan şeflere dünya çapında büyük bir prestij ve network sağlıyor, yarışmanın formatı oldukça zor. 

Bu yarışmaya katılırken önemli iki nokta var; birincisi çok iyi bir şef olmanız, ikincisi kendi mutfak kültürünüzü, tekniklerini çok iyi bilmeniz ve bu bilgiyi modern dünyanın teknikleriyle birleştirerek ortaya koyduğunuz tabağa değer katmanız. Takımımızın Avrupa Finalinde ülkemizi başarıyla temsil edeceğine inanıyorum.” dedi.

30 yılı aşkın bir süredir Türk mutfak kültürünü koruyarak gelecek nesillere aktarmak için çalıştıklarını ve genç şefleri uluslararası platformlarda tanıtılmaları için desteklediklerini belirten Metro Türkiye CEO’su Sinem Türüng, “Türk mutfağının eşsiz değerlerini dünyaya tanıtmak ve genç şeflerin ellerinde işlenerek geleceğe taşınmasını sağlamak için yıllardır çalışmalar yapıyoruz. 

İnanıyoruz ki, Bocuse d’Or gibi dünyanın en prestijli gastronomi yarışmaları ve platformları sayesinde genç ve yetenekli Türk şeflerimiz hem dünyada tanınmaya devam edecekler hem de Türk mutfağını hak ettiği yere getirecekler. Metro Türkiye olarak Bocuse d’Or Şef Yarışması’nın Avrupa Finallerinde, daha önce ilk kez 2014 yılında ülkemizin finalisti için başlattığımız desteğimizi bu yıl da devam ettiriyoruz. 

Ülkemizin yetenekli şeflerinden Emre İnanır’ı tüm süreçlerine ek olarak yarışma hazırlığında gastronomi sektörünün tüm paydaşları için bir eğitim, gelişim ve araştırma merkezi olarak kurduğumuz Gastronometro’daki özel eğitimlerimizle de desteklemekten mutluluk duyduk. Kendisine bu zorlu yolculukta başarılar diliyor, bu yarışmaların Türk mutfağına yenilikçi yaklaşım getirmek isteyen tüm parlak ve yetenekli genç şefler için bir ilham kaynağı olmasını diliyoruz.” dedi.

Dünya çapındaki çok prestijli etkinliklerin katılımcı ülkelere ve şeflere önemli avantajları beraberinde getirdiğini belirten GL Events Exhibitions Türkiye Genel Müdürü Gülperi Erkanlı ise; “Sirha fuarları tüm dünyada sadece Lyon, Budapeşte, İstanbul’da düzenleniyor ve bu 3 şehirden ikisi Michelin rehberinde restoranlarıyla yer alıyor. 

Tüm dünyada bu rehberde yer alan ve gastronomisiyle ön plana çıkan pek çok farklı şehir var. Türkiye ve İstanbul’un bu çok değerli fuara henüz Michelin oluşumu içinde yer almadığı halde ev sahipliği yapması, Türkiye Bocuse d’Or akademisi ve elemelere katılan şefimizin olması ülkemiz ve sektör adına çok değerlidir. Ülkemizin turizm gelirleri ve ihracatını arttırması, bunu da gastronomi etrafında şekillendirebilmesi, en önemli fırsat noktalarından biri. 

Gıda, ekipman ve horeca sektörüne yönelik tüm ürünlerin ihracatını artırmak adına gereken bağlantıları sunmasının yanı sıra, uluslararası bir networkün parçası olması Sirha’yı kuşkusuz farklı kılan bir özellik. İşin turizm bacağında ise gastro turizmi teşvik edecek unsurları ön plana çıkarması, Bocuse d’Or gibi bir deneyimle bu konuda yetişmek ve ilerlemek isteyen tüm sektör profesyonellerine bir vizyon ve tecrübe sunabilmesi önemli bir fark. 

Sirha Food, sadece uluslararası düzeyde ticaret bağlantıları sunmakla kalmayıp, aynı zamanda da ülkemizi gastronomi haritasında dikkat çekecek bir yere oturtuyor. Gastronomi dünyasının en elit etkinliklerinden biri olan Bocuse d’Or’un Avrupa elemelerinde yarışacak şefimiz Emre İnanır’a bu zorlu etapta başarılar ve iyi şanslar diliyoruz.” şeklinde görüşlerini dile getirdi. 

Bocuse d’Or Hakkında: 

1987 yılında Şef Paul Bocuse tarafından şefler için tasarlanan Bocuse d’Or yarışması, şeflik sanatının çok ötesinde bir amaçla, dünyanın dört bir yanından gelen şefleri ve değişik mutfak kültürlerini bir araya getirerek gastronomi sektörüne katma değer yaratmayı amaçlamaktadır. Bocuse d’Or aynı zamanda, mükemmellik ve dostlukların; paylaşıldığı değerlerle birlikte çizilen, birkaç bin şefin bir arada olduğu küresel bir ağdır.

Bocuse d‘Or‘a katılan şefler 60 ülke seçmesinden sonra 4 kıtada yapılan Bocuse d’Or Avrupa, Bocuse d’Or Amerika, Bocuse d’Or Afrika ve Bocuse d’Or Asya-Pasifik elemelerine katılıyor, bu elemelerde kazanan 24 ülke şefleri iki yılda bir Lyon kentinde Sirha Lyon fuarı içinde düzenlenen dünya finaline katılıyorlar.

20 metrelik döner yaptılar! 9 kişi sardılar...

 20 metrelik döner yaptılar! 9 kişi sardılar...

Adana’da bir tavuk dönerci, 9 kişinin sarabildiği 20 metrelik 'piton döner' yaptı. Dönerci Mehmet İkram Taş, hedefinin Guinness Rekorlar Kitabı'na girmek olduğunu söyledi.

Uzun yıllardır merkez Seyhan ilçesine bağlı Denizli Mahallesi’nde dönercilik yapan Mehmet İkram Taş, yenilik yapmak adına 3 sene önce 30 santimetrelik dönerlerin haricinde 1,5 metrelik döner yapmaya karar verdi.

Sosyal medyadan “piton döner” görüntüsü paylaşan Taş'ın bu videosu milyonlarca defa izlendi. Döneri kıvrımlı ve uzun olarak servis etmeleri sebebiyle ismini 'piton' koyan Taş, 'piton döner' adının da marka tescilini aldı. Siparişlere yetişemeyen Taş, Guinness Rekorlar Kitabı'na girmek için Dönerin Rekorunda çeşitli rekorlar denemeye başladı. İlk etapta 2 buçuk ve 5 metrelik döner yapan Taş, bu sefer dükkanının önünde 20 metrelik ‘piton döner’ yaptı.

Türkiye gastronomi haberlerinde yer alan bilgilere göre 9 kişinin sarabildiği ve yaklaşık 20 dakikada hazırlanan döner, ardından vatandaşlara ikram edildi.

Mehmet İkram Taş, "İnşallah önümüzdeki günlerde daha büyük bir rekor kıracağız. Türkiye'nin rekoru bu. Umarım bir sonrakinde çok daha uzun bir döner yaparak Guinness Rekorlar Kitabı'na gireceğiz. Bu yaptığımız döneri de yoldan geçen vatandaşlarımıza ikram edeceğiz" diye konuştu.