29 Mayıs 2022 Pazar

Arap Mutfağına “Dışarıdan” Bir Bakış

 Arap Mutfağına “Dışarıdan” Bir Bakış

Tuğçe Yılmaz - Melin Durmaz - Bianet

Farklı kültürler arasındaki bağları da güçlendirmesi açısından yemekle kurulan ilişkiyi kıymetli buluyor ve göçmenlerle ilgili düşmanlaştırma politikalarına bir de buradan itiraz ediyoruz. Arap mutfağını tanımak için ilk durağımız Talimhane.

"Yemeğin bedene alınmaması, kısıtlanması ya da yokluğu üzerinden verilen mücadele (oruç, diyet, açlık grevi, ölüm orucu...) kadar, yemeğin varlığı ve üretimi de oldukça önemli bir direniş, eylem ve imkânlar alanı yaratıyor. Bu alanı gastronomi araştırmalarında en çok, göçmen mutfaklarında ve yemek sayesinde vuku bulan buluşma mekânlarında gözlemlemekteyiz." 

Claude Lévi-Strauss'tan biliyoruz ki, benzersiz bir insan edimi olan yemek yapmak, yani çiğ bir ürünün ateş vasıtasıyla pişmiş bir yemeğe dönüştürülmesi işi, doğa ve kültür ilişkisini anlatmaya yarayan bir metafor vazifesi görür.

Yemek ve yeme eylemi ile canlılar arasındaki güçlü bağ, toplumların tarihine dair bize kıymetli bilgiler sağlar. Bir toplumun hangi gıda ürünlerini tüketip tüketmediği bize psikolojik, ekolojik, ekonomik, politik, toplumsal ve kültürel tartışma alanları açar.

Tabaklarımızdaki seçim;

Bir ülkede yemek olarak tüketilen hayvan türlerindeki değişim bile hayli zihin açıcı. Salt olarak hayvan yemek üzerinden değil, hangi hayvanın yenilip yenilemeyeceği üzerinden de ilerliyor çünkü süreç.

İstanbulda Arap Mutfakları
Tabağımızdaki yemeklerin döngüsü neye göre değişiyor? 

Örneğin neden kahvaltıda pilav yemiyoruz da kahvaltıda yenilecek belli başlı gıdalar belirleyip, onlara bir de "kahvaltılık" diye özel bir isim veriyoruz? Ya da kaç günlük kuzunun etinin daha lezzetli olduğunu tartışabiliyoruz ve bu tartışmaya dair bilirkişilerin yanıtlarını duyuyoruz;

Ancak köpek eti yemiyoruz? Ya da Hindistanlılar neden inek eti yemiyor da İspanyalılar yiyor?

Yemek yemek de politik...
Neyi yiyip yemediğimiz elbette sosyolojik öncülleriyle birlikte politik.

Göçmen mutfağı, yemek yeme ediminin politikliğine dair bilgilendirici bir mekân. Göçmenler açısından baktığımızda yemek ve mutfak kültürü hem kendilerini ifade edebilecekleri hem de "kabul görebilecekleri" bir alan. En önemlisi ise göçmenlerin, hangi ülkede yaşamaya devam ediyorlarsa mutfakları sayesinde yeniden buluşabilmeleri ve birbirleriyle dayanışabilmeleri.

Farklı kültürler arasındaki bağları da güçlendirmesi açısından yemekle kurulan ilişkiyi kıymetli buluyor ve göçmenlerle ilgili düşmanlaştırma politikalarına bir de buradan itiraz ediyoruz.

İlk durak: Talimhane

İlk durağımız Talimhane, özel olarak Suriye, genel olarak ise Arap mutfağına bakıp tariflerini öğrenebildiğimiz yemekleri sizlerle paylaşacağız.

Gezi Parkı ve Tarlabaşı ile çevrelenmiş Talimhane, tamamen araç trafiğine kapalı. Geniş caddenin etrafında çeşitli restoranlar bulunuyor. Restoran çalışanları sizi Türkçe ya da İngilizce, yemek yemeye davet ediyorlar.

Suriye, Fas, Lübnan...

Restoranlarda Suriye, Fas, Lübnan mutfağına dair pek çok çeşit bulunuyor. Bu mekânlar İstanbul'daki mutfak kültürüne sağladıkları katkının ötesinde kendi mutfak kültürlerini de tanıtmış oluyorlar.

Elbette bunun devlet politikalarıyla da ilgisi var; fakat bu mekânlarda kurulan diyalogları ve gerçekleştirilen buluşmaları göçmenler açısından bir kaçış çizgisi olarak görebiliriz. Çünkü sadece turistler için dizayn edilen ve bir porsiyon yemeğe yüklüce paralar ödediğiniz yerlerden ibaret değil caddedeki kurulum.

İstanbulda Arap Mutfakları
Kepse, Menpes ve salata tariflerinden Fattoush salatası

Biz elbette buna özen gösterip, "esnaf lokantası" diyebileceğimiz bir mekâna yöneliyoruz. Burada Abdurrahman'la tanışıyoruz. Doğal olarak yemek yiyeceğimizi düşündüğü için yemekleri anlatmaya başlıyor Abdurrahman.

Gazeteci olduğumuzu ve Arap mutfağını yakından tanıtmak için haber yapacağımızı söylüyoruz. Video-kayıtla yemekleri anlatma konusuna gelince utanıyor Abdurrahman, az evvelki rahatlığından eser kalmıyor. Ama yine güleryüzlü ve samimi.

Kepse (Kabsa)

Sadece ses kaydı alacağımızı söyleyince Abdurrahman eski rahatlığına kavuşuyor ve menüdeki Kepse, Menpes ve Fettoush salatasını anlatıyor bize:

"Kepse bir çeşit pilav, içinde çeşit çeşit baharat var. Basmati pirinç ile yapılır ve üzerine tavuk, bonfile koyulabilir. Bir de kuzu incik ve kuzu kepse var. Menpes sadece kuzu etiyle yapılan bir yemek. İçinde yoğurt, üzerinde ise nane var."

Abdurrahman'a "Senin Türkiye'de en sevdiğin yemek hangisi oldu?" dediğimizde, cevabı: "Adana ve İskender Kebap," oluyor.

İstanbulda Arap Mutfakları
Fattoush Salata

Fattoush Salata için kullanılan Malzemeler:

Marul, maydanoz, domates, yeşil biber, salatalık, yeşil soğan, turp, lavaş.

Fattoush Salata Sosu için:

Zeytinyağı, limon suyu, sarımsak, nane, sumak, nar, pekmez.

Fattoush Salata Hazırlanış tarifi:

Lavaşlar küçük parçalar halinde kesildikten sonra zeytinyağı, tuz ve karabiber eklenerek fırında kızartılır. Lavaşlar kızarırken sebzeler küçük küçük doğranır. Ardından sos için bütün malzemeler ayrı bir kapta karıştırılır. Kızarmış lavaş hariç tüm malzemeler karıştırılır. Servis edilirken lavaşlar salatanın üzerine eklenir.

Kuskus, Rfissa, Zaalouk ve Tajin

Talimhane'deki ikinci durağımızda Eymen'le konuşuyoruz. Eymen bize Kuskus, Rfissa, Zaalouk ve köfte tariflerinden Tajin köfteyi anlatıyor.

"Kuskus, irmik gibi bir bulgurdan tereyağı ile yapılıyor. Bulgur buharda haşlanıyor, üzerine pişirilmiş havuç, patlıcan gibi sebzeler konuyor. Ortasına ise lokum et yerleştiriliyor. Zaalouk çok basit, közlenmiş patlıcan ve domates salatası.

"Rafisa'nın adını söylemek çok zor; ama tadı çok güzel. İçinde yeşil mercimek var. Bu yemek için özel yapım bir ekmek kullanılıyor, lavaş gibi. Yemeğin üzerinde de haşlanmış yumurta ve kavrulmuş kuruyemiş var."

"Bildiğimiz köfte"

Tajin'in anlamını soruyoruz Eymen'e:

"Tajin, Arapça güveç demek. Yemek de ismini içinde piştiği güveç tabaktan alıyor. Aslında bildiğimiz köfte ama bayağı acı bir sosla yapılıyor."

Eymen'in Türkiye'de en sevdiği yemek kuşbaşılı kaşarlı pide. Doğup büyüdüğü Suriye'de ise en sevdiği yemek Şavurma. Türkiye'de Suriye mutfağına yönelik talebi sorduğumuzda Eymen, falafele yönelik ilgiden bahsediyor. Bir de Kuskus'u denemek isteyen çok sayıda insan olduğundan.

"Kuskus özel bir yemek, Fas yemeği. Bu yemek bizim restoranda cuma günü yapılıyordu, Türkler cuma günleri dışında da soruyordu artık yemeği, ne zaman çıkar, ne zaman yeriz, diye."

İstanbulda Arap Mutfakları
Tajin köfte nasıl yapılır?

Malzemeler: 1 adet doğranmış soğan, 500 gr kuzu kıyması, 2 kaşık doğranmış maydanoz, 2 yemek kaşığı zeytinyağı, 800 gr doğranmış domates, 4 yumurta.

Tajin köfte Üzeri için: Kişniş

Tajin köfte Sosu için kullanılan malzemeler:

1 diş sarımsak, 1-2 kaşık doğranmış kişniş, rendelenmiş kırmızı soğanın yarısı, 1 yemek kaşığı kimyon, 2 tutam safran, 1 limon suyu.

Tajin köfte Hazırlanış tarifi:

Sos için sarımsakları tuzla dövdükten sonra limon suyu hariç diğer malzemeler eklenir. İyice karıştırdıktan sonra limon suyu eklenir. Ardından köfte harcı için soğan, maydanoz, kişniş, tuz ve karabiber eklenerek yoğrulur. Kıyma harcı köfte haline getirildikten sonra tavada çevrilir. Ardından hazırlanan sos ile karıştırılır ve tajine geçirilir. Tajinde doğranmış domates sosu ile karıştırıldıktan fırına atılır. Köfteler pişene ve sos kıvam alana kadar 30 dakika pişirilir. Tajin tabak olmaması durumunda yemek, tavada da yapılabilir.

Tuğçe Yılmaz Kimdir?

"1 Mayıs 1977 Kayıplarını Yakınları Anlatıyor / 1 Mayıs 1977 ve Cezasızlık" dosyasında araştırmacı, muhabir, editör ve yazar olarak yer aldı. bianet, 5Harfliler, K24, Gazete Karınca ve 1+1 Forum gibi mecralarda yazı, söyleşi ve haberleri yayımlanıyor. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümü mezunu. 1991, Ankara doğumlu.

Melin DurmazKimdir?

Marmara Üniversitesi Gazetecilik bölümü öğrencisi. Üniversitenin ilk yılında, 1 sene boyunca, okulunun Medya Merkezi’nde kısmi gazeteci olarak çalıştı. Haber ve haberciliği toplumsal boyutlarıyla ele alma konusunda gelişmek için sosyoloji ile ilgileniyor, bir yandan yüksek lisansa hazırlanıyor ve MozartCultures için içerik üretiyor. Atölye BİA 14-28 Aralık 2020 "Temel Gazetecilik Atölyesi" katılımcısı.

Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de, Türk Mutfağı Haftası

 Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de, Türk Mutfağı Haftası çerçevesinde Türkiye'nin Budapeşte Büyükelçiliği ve Budapeşte Yunus Emre Enstitüsü (YEE) iş birliğiyle Türk Mutfağı Atölyesi etkinliği düzenlendi.


Türkiye gastronomi haberlerinde ve gastronomi turizmi haberlerinde yer alan bilgilere göre, Etkinliğe, Türkiye'nin Budapeşte Büyükelçiliği Geçici Maslahatgüzarı Birinci Müsteşar Meltem Güney, YEE Koordinatörü Mustafa Aydoğdu ve aralarında ünlü yemek bloggerlarının da bulunduğu çok sayıda davetli katıldı.

Davetlilere hitap eden Maslahatgüzar Güney, Türk mutfağının barındırdığı zenginliklerle dünyada eşsiz bir yere sahip olduğunu, geleneksel Türk mutfağının nesilden nesile aktarıldığını, abugannuş, oruk, künefe, lokum, kaymak, pöç ve sucuğun UNESCO tarafından koruma altına alındığını söyledi.

Yenilikçi modern Türk mutfağında sıfır atık teknikleriyle kalan her parça yiyeceğin bambaşka bir ürüne dönüşerek sürdürülebilirliğe katkı sağladığına işaret eden Güney, Türk yemek tariflerinin aynı zamanda ruh ve beden arasındaki hassas dengeyi gözeten şifa kaynakları olduğunu belirtti.

Güney, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın öncülüğünde hazırlanan ve Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yayımlanan "Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı" kitabını da tanıtarak, kitabın sadece yemek tariflerinden ibaret olmadığını, hızlı yeme kültürünün dünyada giderek yaygınlaştığı bir dönemde sağlıklı ve atıksız bir beslenme kültürünün oluşturulmasının sırlarını da barındırdığını kaydetti.

Söz konusu kitabın Macarcaya çevrilmesine yönelik çalışmaların başladığını aktaran Güney, böylelikle Türk mutfağının eşsiz tatlarının Macar sofralarında yaygınlaşmasına imkan sağlanacağını sözlerine ekledi.

Yoğun ilgi gören etkinlikte davetliler, Büyükelçilik Şefi Songül Coşkun eşliğinde vişneli yaprak sarma, içli köfte, İslim Kebabı, üzümlü ve fıstıklı iç pilav ile keşkülden oluşan menüyü birlikte hazırlama ve Türk mutfağının lezzetlerini tatma fırsatı buldu.

Türk Mutfağı,gastronomi haberleri,gastronomi turizmi, Türk Mutfağı Haftası
sırlık Tariflerle Türk Mutfağı

28 Mayıs 2022 Cumartesi

Deneyimli Turizmci Azize Zeynep Aytan Conrad Istanbul Bosphorus’ta

 Deneyimli Turizmci Azize Zeynep Aytan Conrad Istanbul Bosphorus’ta İş Geliştirme Müdürü Olarak Göreve Başladı 


Türkiye turizm haberlerinde de yer alan bilgilere göre, Muhteşem Boğaz manzarası ile İstanbul’un en merkezi konumlarından birinde yer alan ve misafirlerine unutulmaz anlar yaşatan Conrad Istanbul Bosphorus’un yeni İş Geliştirme Müdürü, 15 yıldır Hilton grubuna ait birçok ulusal ve uluslararası otelde görev alan Azize Zeynep Aytan oldu.

2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Turizm İşletmeciliği bölümünden mezun olan Azize Zeynep Aytan, Adana & Mersin HiltonSA’da kariyerine başladı ve ardından Hilton Bakü’ye transfer oldu.

2014 yılında Gruplar ve Ziyafet Satış Direktörü olarak Hilton Istanbul Bomonti Otel & Konferans Merkezi’nde görev aldı.

2016 yılından bu yana Gelir Yönetimi Direktörü olarak görev aldığı Hilton İstanbul Bomonti’de 2019 yılında Gelir Yönetiminde Mükemmellik ödülünü alan Zeynep Aytan, Conrad Istanbul Bosphorus’ta ki yeni İş Geliştirme Müdürü görevine başladı.

Kendilerine yeni görevlerinde başarılar dileriz.

Kaynak: haberturizm

Tüm dünyanın Midyeci Ahmet markasıyla tanışması hedefleniyor

 “Midyelerin Efendisi” olarak anılan ve işini aşkla yapan Midyeci Ahmet, açtığı yeni şubelerle Türkiye ve dünyada büyümeye devam ediyor. Midyeci Ahmet, Birleşik Arap Emirlikleri’nin ardından Almanya’da ve daha pek çok ülkede açmayı planladığı şubelerle tüm dünyaya adını duyurmaya hazırlanıyor.


Bir aile geleneği olan midyeciliğe yedi yaşında başlayan ve emeğiyle işlediği Midyeci Ahmet markasını her geçen gün daha da büyüten Ahmet Çiçek, Türkiye’nin yanı sıra Bahreyn, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde de şubeler açtı. Yunanistan’da hayata geçirdiği fabrikanın ardından yönünü bir kez daha Batı’ya çeviren Midyeci Ahmet, Almanya’nın Frankfurt şehrinde açacağı şubesiyle restoran zincirlerine Avrupa’da devam edecek. 

Midye zinciri, bu yeni şubesiyle birlikte günde 75 ile 100 bin adet arasında midye satmayı hedeflerken, iddialı olduğu kokoreç satışlarını da katarak günde 100 bin Euro’nun üzerinde ciro yapmayı planlıyor. Midyeci Ahmet, Frankfurt’un ardından 2022 yılının sonuna kadar Köln, Berlin ve Düsseldorf şehirlerinde yer almak için çalışmalarını sürdürüyor.

Midye dolmalarıyla fast food alanında zincir marka haline gelen Midyeci Ahmet, küresel anlamda büyüyen sokak lezzetleri arasında ilk sırada yer alıyor. İlk kez 2018’de franchise sistemi ile dünyaya açılan marka, açtığı şubeler ve üretim tesisleriyle daima en iyisine ulaşmayı amaçlıyor. 

Gıda sektörünün zorluk yaşadığı pandemi döneminde dahi hedeflerini gerçekleştiren ve yakaladığı yüzde 200’lük büyümeyle adından söz ettiren “Midyelerin Efendisi”, İstanbul’daki fabrikasının yanı sıra 2020’de Yunanistan’ın Selanik şehrinde açtığı fabrikayla, toplamda 4 bin metrekarelik alanda günlük 1 milyon midye üretimi potansiyelini elinde bulunduruyor.

Türkiye gastronomi haberlerinde yer alan bilgilere göre, Yunanistan’da açtığı fabrikayla, üretim kapasitesini 10 katına çıkaran Midyeci Ahmet, 1000’den fazla kişiye istihdam olanağı sağlarken, hem yurtiçi hem de yurtdışı iş imkanlarıyla dikkat çekiyor. Deniz ürünleri bakımından oldukça yoğun olan Yunanistan’da, var olan bir pazara girmenin riskine rağmen başarı elde eden midye zinciri, kendi tarzını koruyarak bulunduğu alanda aranan ve pazar payına ortak olan bir marka rolünü üstleniyor.

Tüm dünyanın Midyeci Ahmet markasıyla tanışması hedefleniyor

Önümüzdeki dönemde yeni üretim tesisleri açmak isteyen Midyeci Ahmet, 25 fabrika ile günde en az 1 milyar midye üretmeyi hedefliyor. Araştırmalara göre dünyada yıllık midye üretimi 10 milyon tonu bulurken, “Midyelerin Efendisi”, bu üretimin tamamını yapmak amacıyla çalışmalarını devam ettiriyor. Daha hızlı ve kolay ulaşılabilir üretim alt yapısı kurulduğunda yılda 100 şube açabileceklerini belirten Midyeci Ahmet, dünya üzerinde bütün kıtalarda bulunmayı hedefliyor.

2021 yılının sonunda 35 şubeye ulaşarak önemli bir başarıya imza atan midye zinciri, Körfez ülkelerinden sonra Avrupa’da büyümeye devam ediyor. Almanya’nın Frankfurt şehrinin yanı sıra İngiltere’de şube açmayı planlayan Midyeci Ahmet’in, buradaki ilk şubesinin başkent Londra’da, ikincisinin ise 2022 yılının sonuna kadar Manchester’da olması planlanıyor. Hollanda’nın Amsterdam şehrinde ve daha sonra İspanya’da Madrid ve Barcelona şehirleri ile İtalya’da Milano’da şubeleşmek için çalışmalarına hızla devam eden midye restoran zinciri, ilerleyen dönemlerde Rusya, Azerbaycan ve Ukrayna’da yer almayı amaçlıyor.

Midyeci Ahmet, Amerika ve Çin’de üretmeye devam edecek

2022’nin sonu ile 2023’ün başlarında Amerika’da New York Times Square ve Los Angeles’da yeni yerler açmayı hedefleyen Midyeci Ahmet, Amerika’ya yönelik midye ticaretini Kanada bölgesindeki Prens Edward Adası’nda kuracakları üretim tesisi ile güçlendirmeyi planlıyor. Amerika’nın ardından Uzak Doğu ve Çin’de de bulunmak isteyen “Midyelerin Efendisi”, büyük bir pazar olan Çin’deki yatırımlarını Şili’de üretim yapan midye üreticileri ile beslemek için görüşmelerini sürdürüyor.

Bugüne dek şubeleştiği Körfez ülkelerinde olağanüstü bir taleple karşılanan Midyeci Ahmet, Irak’ın Bağdat ile Erbil şehirlerinde açacağı yerler için franchise görüşmelerini sürdürüyor. Avrupa ve Körfez ülkelerinde Türkiye’nin ilk kez geleneksel yemekleri dışında bir lezzetle temsil edildiğini belirten “Midyelerin Efendisi”, 2023 yılına kadar Türkiye haricinde 20 büyük şube ile kiosk olarak adlandırılan küçük konseptli 50 şubeyi daha markalarına katacaklarını ifade ediyor.

Midyeci Ahmet, kadın istihdamında da öncü

Midye dolmanın öncü ismi Midyeci Ahmet; Türk, Türkmen, Orta Doğulu, Arnavut, Somalili  ve birçok ülkenin vatandaşı olan kadınlara sağladığı istihdam ile önder bir konumda yer alıyor. Onlarca şubesinde farklı pozisyonlarda yer alan kadın çalışanların yanı sıra midye dolması üretim tesisi kurmak amacıyla 2019 yılında İzmir’de açılan Turna Kadın Kooperatifi’nde 10 Türk ve 10 Suriyeli kadına da iş imkanı sunuluyor. Midyeci Ahmet, üretimde kadın emeğine güvenerek özgün karakterini bir kez daha ortaya koyuyor.

Yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen midye sevdasından vazgeçmeyen Midyeci Ahmet, yaptığı atılımlarla genç girişimcilere de örnek olurken, gıda sektöründe küresel markalaşmayla ilgili rehber rolü üstleniyor. Ayrıca yatırımcılara kâr oranları yüksek bir iş imkanı sunan midye restoran zinciri, fabrikalarında kullandığı özel üretim sistemiyle talepleri hızlıca karşılıyor.

Türkiye’nin yanı sıra dünyada da hızla büyüyen Midyeci Ahmet, şubeleşme sürecinde franchise hizmetinden yararlanırken; bu hizmetle ilgili bilgi almak ya da markaya dair detaylara ulaşmak için markanın web sitesi üzerinden, müşteri temsilcilerinden ve franchise danışmanlarından iletişime geçilebilir.

Türk otelciliğinde bir ekol olan Divan Grubu’nun,

 Türk otelciliğinde bir ekol olan Divan Grubu’nun, Ankara’nın kalbi Çankaya’daki yeni oteli misafirlerini ağırlamaya başladı. Türkiye turizm haberlerinde yer alan bilgilere göre,  Divan Ankara, Divan Grubu hizmet ve kalitesiyle başkentin kurumsal ve turistik değerlerine yepyeni bir soluk kazandırma hedefiyle kapılarını açtı.


Başkentimizin önemli lokasyonlarından Çankaya’da hizmet vermeye başlayan Divan Ankara, şehrin hızla gelişen kurumsal ve turistik değerlerine Divan Grubu hizmet ve kalitesiyle katkı sağlamayı hedefliyor. Ankara’nın seçkin ilçesi Çankaya’daki yeni otel, 9 Mayıs 2022 itibarıyla misafirlerini ağırlamak için kapılarını açtı.

Divan Grubunun kalitesinden ödün vermeyen konaklama hizmetlerinin yanı sıra, yeme içme alanlarındaki lezzet deneyimlerini, gastronomi haberlerindeki bilgilere göre geniş balo ve konferans salonlarındaki etkinliklerini misafirleriyle buluşturmayı hedeflediği Divan Ankara, kurumsal ve özel gün organizasyonlarının da önemli adresi olmaya aday.

Benzersin en iyi lezzetlerin adresi; Divan Ankara

Türk ve dünya mutfaklarını Divan kalitesiyle deneyimleyebilme fırsatı da sunan Divan Ankara, üç farklı yeni lezzet noktasını da misafirleriyle buluşturuyor. 

Otelde yer alan keyifli zamanların adresi d- bar, Uzak Doğu lezzetlerinden oluşan menüsüyle Maromi by Divan, günün her anında ziyaret edilebilen Divan Pub ve her biri kendine has reçetelerle üretilen eşsiz tatlar sunan Divan Pastanesi en seçkin Türk mutfağı şeflerinin sunumuyla Divan Ankara’daki yerini alıyor.

Divan Ankara, üç farklı yeni lezzet noktasını da misafirleriyle buluşturuyor.

Yeni adresi Çankaya olan otel, merkezi konumu, alışveriş merkezlerine ve şehir merkezlerine yakınlığı, Esenboğa Havalimanı’na 30 km uzaklığıyla konaklama süreçlerini misafirleri için kolay ve keyifli bir deneyime dönüştürüyor.

Divan Ankara, yeme içme alanları, artan oda sayısı, toplantı odaları ve kongre merkezi, kapalı yüzme havuzu, masaj odaları, fitness salonu, hamam, sauna ve buhar banyosunu kapsayan benzersiz spa & wellness merkezi hizmetleri ile yeni adresinde misafirlerini bekliyor.

Yaklaşık 1.000 metrekareye yayılan yeme içme alanları, 1.500 metrekarelik 1.200 kişi kapasiteli ve 12 adet toplantı odalı kongre merkezi, kapalı yüzme havuzu, masaj odaları, fitness salonu, hamam, sauna ve buhar banyosunu kapsayan 3.000 metrekarelik SPA alanıyla Divan Ankara, şehre yeniden bir soluk getirecek.

Çevrim içi gerçekleşen, "Türkiye’nin Baharat Yolu" başlıklı toplantı

 İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) tarafından Güvenilir Ürün Platformu desteği ile hayata geçirilen "Borsa Meydanı’nda Sektörler Konuşuyor" toplantılarına bu ay Türk baharat sektörü konuk oldu.


Güvenilir Ürün Platformu açıklamasına göre, bu ay beşincisi düzenlenen Borsa Meydanı’nda Sektörler Konuşuyor toplantılarında baharat sektörü mercek altına alındı.

Çevrim içi gerçekleşen, "Türkiye’nin Baharat Yolu" başlıklı toplantıya, Ambalajlı Baharat Üreticileri Derneği Başkanı Aydın Acun, Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nurullah Okumuş, Bitkisel Üretim Genel Müdürü Dr. Mehmet Hasdemir, Odessa Baharat Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Tevfik Dayan, Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazım Şekeroğlu, İSTİB Meclis Üyesi Emin Demirci, Yemek Yazarı ve TV Programcısı Elif Korkmazel, İSTİB Bal ve Baharat Komitesi Başkan Yardımcısı Atilla Rua ve İSTİB Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Beşir Kılıç konuşmacı olarak katıldı.

Açıklamada, toplantıdaki konuşmasına yer verilen Kopuz, "Gelişme için sektörün her paydaşına önemli görevler düşüyor. Öncelikle tarımsal planlama ve doğru ürün seçimine dikkat etmemiz gerekiyor. Daha sonra üretimde eğitim ve teknoloji kullanımı, tohum ıslahı, standardizasyon, kalite, süreklilik konularına yoğunlaşmalıyız. Son aşamada da dünyada Türk Baharatı algısını yerleştirmek için girişimlerde bulunmalıyız." ifadelerini kullandı.

Ambalajlı Baharat Üreticileri Derneği Başkanı Aydın Acun ise baharat çeşitlerinde dış ticaretin gelişmesinin yolunun uluslararası bilinirlikten geçtiğini belirterek, "Bilinirlik marka ile mümkün. Sektörün hacmi uluslararası marka oluşturmamıza yetecek seviyede değil. Bu nedenle öncelikle talebe uygun standartlarda ve yüksek kalitede tarımsal üretimi gerçekleştirmemiz gerekiyor. Bunun ilk adımı da destek ve teşviklerin uzun vadeli olarak açıklanmasıdır." değerlendirmesinde bulundu.

Prof. Dr. Okumuş da üniversite olarak bir tıbbi aromatik bitkiler borsası girişimi yürüttüklerini belirterek, sektörün gelişimi için bu borsanın gerekliliğini dile getirdi.

Dr. Mehmet Hasdemir, tıbbi aromatik bitkiler ve baharatla ilgili Türkiye’nin büyük bir potansiyele sahip olduğunu bildirdi.

Ahmet Tevfik Dayan, konuşmasında baharat ve kırmızıbiber üretimiyle ilgili sorunlara değinirken, Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazım Şekeroğlu da Tarım ve Orman Bakanlığı Baharat Alt Komisyonu’nun Baharat çalıştayı Tebliği için yaptığı çalışmaları özetledi.

Emin Demirci, sektörün en önemli sorunlarından birinin denetim sürecinde yaşananlar olduğunu belirtirken, Yemek Yazarı ve TV Programcısı, Şef Elif Korkmazel Türk baharatı algısının tüm dünyada oluşturulması için uluslararası Türk şeflerle iş birliği yapılmasının faydalı olabileceğini ile getirdi.

Atilla Rua, sektörel sorunların çözümünde her paydaşın bağımsız ve birbirinden habersiz çalışmalar yürüttüğünü aktardı.

İstanbul Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Beşir Kılıç da toplantının verimli geçtiğini belirterek, “Bugün bu toplantıda sektör çok güçlü bir şekilde temsil edildi ve çok önemli konular ele alındı. Bu nedenle ben bu toplantının çok faydalı olacağına inanıyorum.

Gıda sektörü temsilcileri hem dernek hem oda ve borsa gibi oluşumlardaki faaliyetlere daha aktif bir biçimde katılmalı. Çünkü bu platformlar bizlerin sorunlarının çözümü için var.” değerlendirmesinde bulundu.

Şef Arif Kemal Doğan'dan Manda Mozzarella Tarifi

 Şef Arif Kemal Doğan'dan Manda Mozzarella Tarifi


Maslak denilince aklınıza yalnızca plazalar ve trafik gelmesin… “Şehrin En İyi Otel Restoranı” ödülüne sahip Zaxi Restaurant, ünlü Türk mutfağı şeflerinden Arif Kemal Doğan yönetimindeki mutfağı ile burada harikalar yaratıyor. Stresli bir iş gününün öğle arasında ya da akşam yemeğinde kendinizi şımartmak için ideal bir restoran Zaxi… 

En İyi Restoranlardan Olan Zaxi’den Modern Türk Mutfağı lezzetlerinden Özel Manda Mozzarella Tarifi

Modern Türk Mutfağında Yenilikçi Lezzetlerden Manda Mozzarella İçin Kullanılan Malzemeler Nelerdir?

*    600 Gr Domates
*    Sarı Çeri Domates
*    400 Gr Mini Mozzarella
*    2 Diş Sarımsak
*    40 Gr Rende Parmesan
*    5 Gr Fesleğen
*    40 Ml Zeytinyağı
*    20 Ml Balzamik Sirke
*    Tuz

Türk Mutfağında En İyi Lezzetlerden Manda Mozzarella Yapılış Tarifi;

Şef Arif Kemal Doğan'dan Manda Mozzarella Tarifi
Domateslerin kabukları soyulur, dörde bölünerek et kısımları çıkartılır, çıkartılan kısımlar tepsiye dizilir üzerine 8 -10 yaprak fesleğen, 1 diş sarımsak, 10 ml zeytinyağı, tuz ve şeker serpilerek 75 derece fırında 3,5 – 4 saat kontrol ederek kurutulur. Domateslerin iç kısımları süzme torbasından süzdürülerek suyunun çıkması sağlanır. 

Yaklaşık 200 ml kadar domatesin suyu ısıtılır ve içine 2 yaprak jelatin ilave edilir, ılık şekilde bekletilir. Mozzarella peynirleri 4 -5 yaprak fesleğen ve tuz ile marine edilir. Terin kabının içine streç film yerleştirilir ve fırında kurutulan domatesler düzgün bir şekilde yerleştirilir. 

Mozzarella peynirleri terin kabına 3/1 dolacak şekilde doldurulur ve üzerine fesleğen yaprağı ile birlikte ılık bellettiğimiz domates suyunun bir kısmı eklenir. Bu işlem tekrarlanarak işlem tamamlanır. Üst kısmı kalan kuru domatesler ile kaplanır ve streç filmin sarkan kısımları ile kapatılarak üzerine bir ağırlık koyularak soğuk dolapta bir gün bekletilir.

Mozzarella peynirlerini hazırlanan terin kabından çıkarıp, dilim dilim keserek, mevsim yeşilliği, pesto sos, çilek, balzamik sos ve renkli domates gibi ürünler ile zevkinize göre servis edebilirsiniz. Yaz menüleri ile tekrar görüşmek üzere… Afiyet olsun. 

Kaynak: Çağla Meknuze

Öğrenciler tarafından gerçekleştirilen ilk "Glütensiz Yemek Yarışması" ile Aydın, yıldız şeflerini buldu.

 Öğrenciler tarafından gerçekleştirilen ilk "Glütensiz Yemek Yarışması" ile Aydın, yıldız şeflerini buldu.


Aydın İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Aydın İl Sağlık Müdürlüğü iş birliği ile hazırlanan, Çölyak hastalığına ve glütensiz beslenmeye dikkat çekmek için Aydın'daki mesleki ve teknik anadolu liselerinin aşçılık mesleğinde yiyecek ve içecek hizmetleri alanında eğitimine devam eden öğrencilerin tamamen glütensiz reçeteye göre hazırladıkları pastaları ile yarıştı. 

Türkiye'nin öğrenciler tarafından gerçekleştirilen İlk "Glütensiz Yemek Yarışması" olma özelliğini taşıyan “Yıldız Şef Aydın Projesi Glütensiz Yemek Yarışması” Kadıköy Abdülhamid Han Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ev sahipliğinde gerçekleştirildi.

Yarışmaya Bozdoğan, Didim, Efeler, Karacasu, Köşk, Kuşadası, Nazilli ve Söke ilçelerinden ikişer öğrencili 8 takım olarak 16 öğrenci ve 8 koordinatör öğretmen katıldı. 

Aralarında Aydın İl Sağlık Müdürlüğü'nde görevli bir diyetisyen ile Aydın'da alanında uzman ve yetkin beş jüri üyesi karşısında kıyasıya yarışan ekipler arasında, Zübeyde Hanım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi birinci, Söke Cafer Efe Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi kinci, Köşk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ise üçüncü oldu.

Projenin yarışma etabının tamamlanmasının ardından Adnan Menderes Demokrasi Müzesi Kadıköy Abdülhamid Han Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Uygulama Restoranı ev sahipliğinde Glütensiz Yemek Yarışması'nın ödül töreni ve Aydın'da yaşayan Çölyaklı öğrencilerin ve ailelerinin ağırlandığı bir öğle yemeği programı düzenlendi. 

Program Vali Yardımcısı Mehmet Gödekmerdan, İl Milli Eğitim Müdürü Seyfullah Okumuş, İl Sağlık Müdürü Dr.Osman Açıkgöz ile Aydın Çölyak ve Glutensiz Beslenme Derneği Başkanı Nilgün Akçalı ve öğretmenlerin katılımlarıyla gerçekleştirildi.

Törende 8 Meslek Lisesi'nden 16 öğrencinin büyük bir gayret ve titizlikle hazırladıkları glütensiz menülerden dereceye giren ekiplere para ödülü ile başarı sertifikası ve aynı zamanda yarışmaya katılan tüm öğrencilere de katılım sertifikası verildi.

Aydın İl Milli Eğitim Müdürü Seyfullah Okumuş, yarışmaya katılan öğrencilerin hepsinin gelecek vaad eden birer “Yıldız Şef” olduğunu ifade ederek, velilerin çölyak hastalığı olan çocukları ve çevreleri ile yaşadıkları sorunlardan bir nebze uzaklaşabilmesini ve sosyal hayatlarında manevi olarak bir destek, adeta bir nefes olabilmek amacıyla yola çıkıldığını ifade etti.

Okumuş ayrıca başta projelerinin hayata geçirilmesinde her türlü desteği veren Vali Hüseyin Aksoy olmak üzere bu güzel çalışmada birlikte olma fırsatı bulduğu İl Sağlık Müdürü Dr.Osman Açıkgöz'e, Glütensiz Yemek Yarışmaları'nda emeği geçen ve katılım sağlayan tüm öğrencilere, danışman öğretmenlere, eğitim yöneticilerine, teşekkür ederek, başarılarının devamını diledi.

26 Mayıs 2022 Perşembe

Osman Serim, Has Aşçıbaşı Ve Güneri Bircan Lagos Projesinde Bir Araya Geldi... Restoran Projesi

 Osman Serim, Has Aşçıbaşı Ve Güneri Bircan Lagos Projesinde Bir Araya Geldi...


Geçtiğimiz günlerde Nijerya’da gastronomi alanında hizmet vermek üzere yeni açılacak olan “"Elysium" group” bünyesinde çalışmalar yapmak üzere lagos şehrine giden has aşçıbaşı Ahmet özdemir ile bir söyleşi yaptık. Uluslararası yüksek restoranların ilk sistemlerini kuran ve hizmete açan ünlü şef Ahmet Özdemir yeni açacağı restoranlar grubu hakkında Türk aşçı haberlerine özel açıklamalarda bulundu.

Ferah Güneri Bircan’ın Restoran Konsept Çeşitlerinde  konsept tasarımını ve mutfak danışmanlığını yaptığı projede özellikle fine dining restoran tasarımında dünyaca ünlü Osman serim ’inde fikirleri alındı. Şef Ahmet Özdemir’in üstadım dediği Osman serim ’in fine dining restoran için bulunmuş olduğu tavsiyelerin çok önemli olduğunu ifade ederek kendilerini aileleri ile birlikte misafir etmek istediğini söyledi.

Son olarak Umman’da hotel, restoran, mutfak danışmanlığı ve menü mühendisliği üzerine 2 yıllık bir çalışması bulunan ve has aşçıbaşı olarak tanıdığımız Ahmet şef, 2022 Dünya "Gastronomi Trendleri" makalesini ’de kaleme almıştı. Şimdi Türkiye aşçılık camiası ve gastronomi tutkunlarının da merak ettiği röportajı sizlere aktarıyoruz…

Osman Serim, Has Aşçıbaşı Ve Güneri Bircan Lagos Projesinde Bir Araya Geldi...
Türk aşçı haberleri; 
lagos şehrindeki yeni açılacak olan "Elysium" grup ile nasıl bağlantı kurdunuz?

Has aşçıbaşı Ahmet Özdemir;

Kopenhag’da bir arkadaşımın yeni açtığı ama başarılı olmadığı bir restoranın analizlerini yapıyordum. Genelde açıldıktan sonra gerekli başarı yakalayamayan restoran işletmelerine’ de danışmanlık yapıyorum. Tam fizibilitem bitirdim ve teslim ettim 2 saat geçti, geçmedi bir telefon geldi. Türkiye numarası ama İngilizce konuşan biri. Lagosta bir projeleri olduğunu ve tüm projeyi koordine edebilecek bir şef aradıklarını belirtti.

Bu konuda gerekli açıklamaları yaptıktan sonra kendilerine yardımcı olup olamayacağımı sordular. Beni nasıl bulduklarını sorduğumda internet üzerinde bir araştırma yaptıklarını ve web sayfamı inceledikten sonra bu işi ancak benim yapabileceğime inandıklarını belirttiler. Esasında kendileri ile ilk defa konuşuyorum.

Verilen bilgiler dahilinde bir fizibilite hazırlamak için 1 gün müsaade istedim ve gerekli çalışmayı kendilerine gönderdim. Karşılıklı mutabakat ile yine 1 gün sonra İstanbul’a geldiler ve bir otelde buluşarak kontratımı yaptım ve Lagos’a geldim. Aynı şeyleri düşünen insanlar genelde çabuk anlaşıyor…

Türk aşçı haberleri; 
"Elysium" grup bünyesinde yetkiniz ve sorumluluklarınız nelerdir?

Has aşçıbaşı Ahmet Özdemir;

Özellikle kontratımda da belirttiğim gibi genelde bir işi aldığımda patrondan sonra yetkili kişi olarak görev alıyorum. Hatta parantez içerisinde de belirtiyorum- patronda gerektiğinde kendi alanımda sözümü dinleyecek diye. Ama her zaman konular tartışmaya açık, hizmet alanlarım içerisinde de belirttiğim gibi araştırıldıktan sonra bazı şeylerin kararı ortak alınır.  Çok kişinin fikir beyan ettiği ve karar yetkisine sahip projeler genelde açıldıktan 6 ay sonra kapanıyor. Hele birde işin içerisinde patronun kızı yada karısı varsa 3 ay bile sürmüyor.

Büyük projelerde benim de danışmanlarım var. Çekirdek kadroyu genelde açılıştan 1-1,5 ay önce alıyorum. Ama kapasitesi yüksek olan işletmelerde sorumluluğumu mutfak ve servis alanlarının dışına çıkarmıyorum. Yada sadece talep edilen alanlarda çalışmalar yapıyorum ve sadece benden isteneni veriyorum.

Osman Serim, Has Aşçıbaşı Ve Güneri Bircan Lagos Projesinde Bir Araya Geldi...
Çünkü özellikle Türkiye’deki şirketlerde bilende fikir beyan ediyor bilmeyende. Bu iş büyük şirketlerde sanki bir ego üstünlüğü haline gelmiş. Amaç yeni açılacak olan işletmenin para kazanması değilde yönetimdeki kimin fikri uygulanacak şeklinde bir yarış. Genelde ben bu tür çekişmelerin olduğu şirketler içerisinde yer almıyorum. Sonuç itibarı ile "Elysium" grup bünyesindeki tüm işletmelerde personel yapılanması, mesleki eğitimler, tüm işletme sisteminin kurulması hakkında yapılabilecek tüm operasyonlar benim sorumluluğumda. 

Kurduğum sistem sadece burası ile ilgili değil. Yönetim sisteminde sadece 24 çeşit rapor, kontrol tutanağı ve faaliyet raporu var. "Elysium" grup işletmeleri bir zircir marka altyapısı ile kuruluyor. Bütün işetmeler birbiri ile ilişkilendirilmiş durumda ve tecrübelerime özel bir kontrol mekanizması var. Nihayetinden işimiz sadece lezzet ve mutfak değil, bir işletmenin genelinden bahsediyorum. 

Türk aşçı haberleri; 
"Elysium" grup bünyesinde hizmet verecek olan gastronomi işletmeleri hakkında bilgi verirmisiniz?

Has aşçıbaşı Ahmet Özdemir;

1-fine dining restoran;
Özellikle lagos şehrinin ileri gelenlerine hizmet verecek olacak ultra lüks fine dining restoranımız başta. Sadece yemek yiyenler değil iş konuşmak isteyenlerin ve özel iş adamlarının bir buluşma noktası olacak burası. Toplamda 80 kişiye aynı anda hizmet verebilen ve 24 kişilik özel odası olan bir restoran. Ama lagos’un en iyisi olmaya aday…

2- bahçe restoran;
Yine orta ve orta sınıfın üzerinde kişilerin gelebileceği ortanın üzerinde üstün nitelikli yemeklerin (haute cuisine) servis edileceği şu anda ismi belli olmayan bahçe restoran dediğimiz yer. Tamamen cam ile kapatılmış olan bir alan. Aynı zamanda bahçede açık alanda da oturma grupları var. Sanırım buralar akşam saatlerinde kullanılacak, çünkü burada gün içerisinde hava çok sıcak.

3- bistro bar- pup
Lagosta hem alkol alabileceğin hemde yüksek sesle müzik dinleyebileceğin ve hatta arkadaşlarınla birlikte dans edebileceğin işletme sayısı çok az, hatta yok diyebilirim. Bunları düşünerek aynı işletme içerisinde böyle bir bölümün de olmasına karar verdik. Gece geç saatlere kadar hizmet verecek olan mekanda yüksek sesli müzik eşliğinde en son trend yiyecekler, şarap ve son trend alkollü kokteyller yer alacak.

Osman Serim, Has Aşçıbaşı Ve Güneri Bircan Lagos Projesinde Bir Araya Geldi...
Duvarlar ses yüksekliğine karşı korumalı, son trend dünya müzik listeleri albümleri hakkında gerekli tecrübeye sahip dj. ve yüksek kalite ses düzeni, long table ve özel oturma gruplarının olduğu bir yer. Hem en popüler sıcak ve soğuk iştah açıcılar hemde restoran konseptine uygun yemeklerin servis edileceği bistro’da yüksek sınıf eğlence anlayışına Lagos’ta yeni bir soluk getirecek olan bir mekan. Haftanın belirli günlerinde popüler sanatçıların yer alacağı canlı müzik programları’da konseptin bir parçası.

4- Kahve dükkanı

En sevilen pasta, kek, kurabiye, ev yapımı çikilota, taze kahve çeşitleri, sıcak içecekler ve tatlı çeşitlerinin bulunacağı bir işletme. İsterseniz alıp evinize götürün, isterseniz oturun burada yiyin. Türk kahvesi ve Türk mutfağından özel tatlılarda var. Bana göre Türk mutfağının olmadığı bir yiyecek ve içecek işletmesinin bir tarafı eksiktir. 

Grup işletmesinin en önünde bulunan kahve dükkanı sokaktan geçenlere de rahatlıkla hizmet verebilecek. Aynı zamanda mini tartöletler, farklı içeriklere sahip olan kekler, porsiyonluk yaş pastalar, hediyelik özel yapım çikilota çeşitleri lagos gastronomisinde sanırım ilk defa yer alacak ve "Elysium" işletmeleri aracılığı ile sevenleri ile buluşacak.

5- Liquor Store;

Burada en önemli konulardan biri bölgede en iyi olarak bilinen Fransız ve güney Afrika şaraplarının yerini belki de Türk şaraplarının alacak olması. Türkiye’de 3 şarap firması ile görüşmelerim var. Lagos’ta Türk şarapları yok. Kanuni döneminde İtalya ve Avrupa ülkelerine şarap ihracatı yapan Türkiye ve Türk şarapları Afrika’da en iyiler arasına girecek diyebilirim.

Bu konuda sanırım burada bir tekel var. Türkiye’de hangi şarap firması ile konuşsam burada ürünlerinin ve yetkili disbüritörlerinin olmadığını söylediler. Bu konuda Abayomi ve Joshua ile konuştum. Türkiye’den şarap firmaları ile bağlantıya geçerek disbüritörlük almayı düşünüyoruz.

İçki dükkanında lagos halkının beğenisine sunacağımız dünyanın en iyi şarap ve içki listeleri arasına Türk markalarını da koymak başlıca hedeflerim arasında. Çünkü bunu Türk markaları hak ediyor. Fransız, İtalyan ve Avrupalı markalar bana göre dünyadaki popüleriterlikleri konusunda miadını doldurdu. Yeni trend 2022 dünya gastronomi trendleri arasında yerel ürünler ve büyük markaların tekelinde proje ürünü olmayan dünyanın farklı bölgelerinden gerçek lezzetler..

Türk aşçı haberleri; 
Lagos’ta açılacak olan yeni Restoran Projesi mutfak konseptleri hakkında yorumunuz ne olacak?

Osman Serim, Has Aşçıbaşı Ve Güneri Bircan Lagos Projesinde Bir Araya Geldi...
Has aşçıbaşı Ahmet Özdemir;

Buradaki araştırmalarım sonucunda uluslararası mutfaklar üzerine hizmet veren bir işletme yok. Lagos’ta mevcut olan restoranlar; yakın Asya ve uzak Asya mutfakları, Hindistan mutfağı ve bir tane Akdeniz mutfağı restoranı gördüm ve inceledim. Dünyada en popüler yemekler içerisinden en sevilenleri burada sunmaya karar verdim. Çünkü "Elysium" grup bünyesinde;

* Fine dining restoran
Bahçe restoran
Bistro bar
Kahve dükkânı
Dünyaca ünlü şarap ve içkilerin satıldığı dükkân var.

Böyle bir işletme lagos gastronomisinde bir ilk olduğu gibi dünyada bir çok şehirde tek bina ile hizmet veren benzer bir işletme çok az. Beni ilgilendiren kısmı Lagos’ta olmaması. Dört faklı yemek menümüzde toplamda 16 ülkeden yemek çeşitleri olacak. Başta Akdeniz mutfakları ve Türk mutfağından yemekler olacak. 

Yemek menüsünün en önemli özelliklerinden biri menüde bulunan her yemeğin kendi öz dilinde yazılacak olması. Her yemek menüde kendi öz dilinde yer alacak. Türk mutfağının yanı sıra dünyada pek fazla bilinmeyen Levanten mutfağını ’da buradan dünyaya yeniden hatırlatmak istedim. Osmanlı ve Türk mutfak kültürünün de içerisinde olduğu füzyon birikimlerinden meydana gelen Anadolu mutfak kültürünün ve lezzetlerini lagos’ta bulunan insanların da tanıması ve tatması gerektiğine inanıyorum.

Dünyanın neresinde olursa olsun, Her zaman yeni bir restoran açacağım zaman yapmış olduğum fizibilite çalışmalarında kendime sordum; 

Gastronomi alanında Şehirde olmayan nedir?
Şehrin ileri gelenlerinin çoğunluğu hangi ülke mensubu?
Şehrin ticari iş hacmi nedir?
Şehirde bulunan yerli ve yabancı büyük şirket sayısı nedir?
Şehirde bulunan rakip olabilecek işletme sayısı nedir?
Şehirde en eksik olan gastronomi konsepti nedir?
Mevcut restoranların konsept’leri nelerdir?
En çok iş yapan restoranların temel özellikleri nelerdir?
Manzara, kalite, zenginlik ve popülerlik araştırmaları…

Lagos şehrindeki yiyecek ve içecek işletmelerinde sınırlı sayıda sınırlı ürünler mevcut. Çünkü bizim işimizde misafire her şeyi sunamazsınız. Bu öncelikte ilgili tecrübelere sahip yüksek maliyetli bir şefinizin olmasını gerektirdiği gibi, doğru bir menü yapamadığınız takdirde zayiatlar ile birlikte ciddi maliyetleriniz olacağının işaretidir. 

Osman Serim, Has Aşçıbaşı Ve Güneri Bircan Lagos Projesinde Bir Araya Geldi...
"Elysium" grup işletmelerinde “intercontinental” bir yiyecek ve içecek konsepti oluşturdum. Her gelen menülerimizi açtığında kendi öz dilinde yemekler ve içecekler görecek. Bu bizim fark yaratacak en büyük ayrıcalığımız. Hiç kimsede olmayanlar var bizde ve bizim işletmelerimizde. Mucidi olduğum patentli yemeğim “topuz” da bunlardan birisi. Kendi kendine fantastik sunumu ile etkileyici özelliklere sahip olan topuz kebab kendi kendisinin reklamını yapmakla birlikte işletme tanıtımlarına ’da katkıda bulunacak.

Kıtalararası farklı yemek çeşitlerinin yanında benim yani şefin imzası yemeklerinde yer alacak olması "Elysium" group işletmeleri için ayrı bir zenginliğin yanında bölge insanlarına farklılık yaşatacağı gibi işletmenin yerel işletmeler arasında en iyilerden biri olmasını sağlayacaktır.

Türk aşçı haberleri; 
çalışma arkadaşlarınızı nasıl seçmeyi düşünüyorsunuz?

Has aşçıbaşı Ahmet Özdemir;

Bu konuda görüştüğüm insan kaynakları departmanları firmaları var. Ana mutfakta çalışacak kısım şeflerini bizzat kendim seçeceğim. Ama diğer bölümler için insan kaynakları firmalarında yardım istedik. Gerekli verileri kendilerine gönderdik. Şu an yakın irtibat içerisindeyiz. Çünkü hedeflerimizde 2 aya kadar misafir kabul edeceğiz. Bu kadar yoğunluğumun arasında bir de bu iş ile ilgilenecek vaktim yok.

Konuya vakıf olanlar kazanacak. Gerekli prosedürleri yerine getiren aşçılar arasından seçim yapacağım. Tahminim yerel halk ve Hindistan ağırlıklı bir kadro olacak. Bu konuda Hindistanlılar kendini yetiştirmiş. Son 15 yılımı dikkate alırsam Hindistanlılarla çalıştım. Keşke Türk aşçıları ile çalışsaydım ama maalesef bu konuda kendimizi yetiştirmemişiz. İngilizce bilmemek en büyük eksikliğimiz. Bunu bir meslektaşıma dediğim zaman -soğan ingilizce’ mi doğranıyor? Diyor ukela bir şekilde!!! –şimdi ben bu insana ne diyeyim? Kültür, uslüp, seviye, yabancı dil ve mesleki saygınlık derecelerini iş başvurularında dikkatle inceliyorum.

IFrame
Türk aşçı haberleri; 
ne kadar zamandır lagos şehrinde bulunuyorsunuz?  lagos şehri hakkında görüşleriniz nelerdir?

Has aşçıbaşı Ahmet Özdemir;

Yaklaşık 45 gündür lagos’tayım. Uçurumların olduğu bir şehir. Çoğunlukta Müslümanların olduğu ve azınlıkta Hristiyanların hep beraber kardeşçe yaşadığı bir şehir. Tabi ki biraz gelişmeye ihtiyacı var. Gastronomi alanında bu gelişme sanırım çok daha fazla olmalı. Birkaç büyük şirketin kıskaca aldığı gelişmesinin engellendiği bir şehir olarak görüyorum lagos’u.  Sanki bu şehrin gelişmesini birileri istemiyor adeta…

Ama ben inanıyorum, yerel kimliği taşıyan ve yabancı şehir ve ülkelerden gelen yatırımcılar bunu aşacak. Bu şehrin buna ihtiyacı var. Abayomi ve Joshua gibi yatırımcılar sayesinde lagos şehri gastronomide dünyanın sayılı şehirleri arasına mutlaka girecektir. Bu konuda inancım "Elysium" grup bu alandaki öncülerden biri olacaktır. Lagos şehri en iyi gastronomi işletmeleri ile de ismini dünyaya duyurmayı hak ediyor.

Türk aşçı haberleri; 

lagos şehrinde gerçekleştireceğiniz projenin süresi nedir?

Has aşçıbaşı Ahmet Özdemir;

Başlangıçta 3 ay demiştik ama projenin başarıya ulaşabilmesi için en az 1 yıl dedim. İşverenlerimde bunu mantıklı ve makul olarak gördü ve kabul etti. Bir işletmeyi hizmete açmak çok önemli değil. Ama o işletmeyi başarı taşımak zaman alır. Kontrol, takip, sürdürülebilirlik ve kalitenin standart hale gelmesi emek gerektirir. Gördüğüm kadarı ile sadece burası değil, lagosta belirli bir başarı çizgisini yakaladıktan sonra sırada başkent “Abuja” var.

Bu konuda şimdiden işverenlerim Abayomi ve Joshua Nijerya’nın farklı şehirlerindeki yatırımcılardan ciddi talep alıyor. Bu projemiz ile eğer lagos şehrinde başarılı olursak önce tüm Nijerya daha sonra ise gelişmiş dünya ülkelerinde projemizi devam ettirmeyi düşünüyoruz.

Türk aşçı haberleri; 
projelerinizde ferah Güneri Bircan beyi seçmenizin sebebi nedir?

Has aşçıbaşı Ahmet Özdemir;

Bu konuda uluslararası profesyonel iş yapan mutfak firması çok az. Açıkçası yapılan işler yarım oluyor. A’dan Z’ye anahtar teslimi sorunsuz iş yapan firma yok diyebilirim. Olanlar ise; sadece mutfak, sadece makine ve sadece araç gereç üzerine hareket ediyor. Oysa benim ihtiyacım olan hepsinin bir firma tarafından yapılması. 

Ayrıca Nijerya çok uzak bir bölge. Yaptığım araştırmalarda bazı firmalar -tırla göndeririz dediler. Yani Türkiye’den Nijerya’ya tırla malzeme gönderecekler. Şimdi ben bu firmaya nasıl bir cevap vermem lazım???

Güneri bey daha önce Avrupa ve uzak asyada ciddi işler yapmış. Yapmış olduğu işleri de A’dan Z’ye anahtar teslimi olarak yapmış. Bu bende yok demiyor. Olmasa bile başka bir yerden alarak üzerine danışmanlık ücretini koyarak benim işimi görüyor. Ayrıca bu işlerde genelde peşin para olmaz, çek ile döner işler, oysa benim ödemelerim peşin.

IFrame
Ayrıca Güneri beyin süper bir ekibi var. Tasarım, dizayn, proje ve 3d modelleme konularında önceden milimetrik hesap yapıyoruz. Gerektiğinde zoom üzerinden mevcut sorunları tüm ekip toplanarak çözebiliyoruz. Özellikle restoran tasarımları konusunda Güneri bey ve ekibi’ni çok başarılı buluyorum. 

Türk aşçı haberleri; 
Türk mutfağı şeflerine tavsiyeleriniz nelerdir?

Türk mutfağı aşçıları ve şefleri pratik mesleki deneyimlerde çok başarılı. Pratik zeka, kesin çözüm, üretkenlik, sorun çözme konularında çok iyiler. Hatta dünyada üzerlerine daha başarılı mutfak ekibi tanımadım diyebilirim. Türk mutfağı şeflerinde Eksik olan yabancı dil. Eğer uluslararası projelerde yer almak istiyorlarsa İngilizce mutlaka olmalı. 

Üzüldüğüm konu ise;

Sosyal ağlarımdan aşırı ısrarcı çok mesaj atanlar var iş konusunda. Ama sosyal ağda iş arayan ve sosyal ağdan mesaj gönderenlere sıcak bakmıyorum. Profesyonellik bu değildir. Bana profesyonel çalışma arkadaşları lazım. Hele bir de sosyal ağdan 2 resimle ben den iş isteyip sonrasında ne oldu bizim iş anlamında soru işareti gönderenler beni daha fazla üzüyor... 

Yni usluba bakarmısınız! Böyle iş aranmaz, böyle iş’te bulunmaz. Bunu yapan Türk meslektaşlarımız. Bir Hindistanlı yada Avrupalı meslektaşım ’da mesaj gönderiyor ama – şefim ilgili bilgileri gönderebileceğim mail adresini lütfen yazarmısınız. Diyor..

Arzu Öztürk “Mutfakta cinsiyet yok, kapıdan giren herkes eşittir”

 Arzu Öztürk “Mutfakta cinsiyet yok, kapıdan giren herkes eşittir”


Mutfak için doğduğunu ifade eden ve uzun yıllardır sektörün içerisinde olan Şef Arzu Öztürk, şu anda The Stay Hotels bünyesinde hizmet sunan The Stay Bosphorus Hotel ve The Stay Nişantaşı’nda Yiyecek İçecek Direktörü olarak çalışmalarını yürütüyor. Ağırlıklı olarak modern Türk mutfağı olarak tanımladığı çizgide lezzetli tabaklar hazırlayan Öztürk, ‘Hayatım Yemek’ isimli Youtube kanalında hem eğlenceli hem de bilgi birikimini aktardığı keyifli bir projeyle adından söz ettirmeye hazırlanıyor.

Neredeyse 20 yıldır profesyonel mutfaklarda hizmet üreten kadın şeflerden Arzu Öztürk’ün mutfağa olan ilgisi çok küçük yaşlarda başlamış.

“Esasında benim şefim anneannemdi” diyerek o günleri anlatmaya başlayan Öztürk, ekliyor:

“Onlar için çok rutindi ama ben daha o yaşta mutfakta geçen o saatlerin ve yapılan işlerin çok güzel şeyler olduğunun farkındaydım.” Ardından aşçılığın mesleği olacağını düşünmediği yıllarda bile evinde hazırladığı yemeklerle, sunumlarıyla etrafındaki insanların beğenisini kazanıyor. 

Hatta yurt dışından getirttiği yemek kitaplarını bir yandan çocuklarıyla ilgilenip diğer yandan elinde sözlükten çevirip okumaya çalışmasıyla aslında gönlünden geçeni de belli etmeye başlıyor. Ve çok geçmeden Antre Gourmet Şef’in catering şirketinde yarım gün işe başlamasıyla önünde bambaşka bir yol açılıyor. Alfa Yayınları’ndan Türk Mezeleri isimli bir kitap da çıkarmış olan Şef Öztürk, Ricky Martin, Kevin Spacey, Monica Belluci gibi birçok dünya starına Türk yemekleri pişirmiş başarılı bir isme dönüşüyor. 

Yaklaşık 10 yıl The House Otelleri Grubu Mutfak Koordinatörlüğü görevini de yerine getiren Öztürk, 2018 yılından beri ise The Stay Hotels bünyesinde hizmet sunuyor.

Mutfakta sürdürülebilir başarı yakalamış bir kadın şef olarak ise yöneticilik yaptığı tüm mutfaklarda mottosunu şöyle açıklıyor: “Ben mutfakta çalışırken ekibimi cinsiyet üzerinden hiç düşünmedim ve inatla bunun karşısında durdum. Mutfakta cinsiyet yoktur. 

Kapıdan giren herkes eşittir. Bana da öyle davranılmasına izin vermedim.” Şef Arzu Öztürk ile mutfak anlayışına dair keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Bize mesleğinizi nasıl tarif edersiniz?

Ben mutfak için doğmuşum. Hatta başka ne yapardım bilmiyorum. Böyle olunca da sanki işe geliyormuşum gibi hissetmiyorum. Keyifle geliyorum. Tabii uzun süredir aynı yerde çalışmanın ve orayı iyi tanımanın verdiği bir rahatlık hissi de var. Tüm ekip aynı ruh içerisinde çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Otellerin konseptleri ve menüleri hakkında bilgi verir misiniz?

The Stay Bosphorus Hotel bir davet oteli. Genel olarak zaten kendi programı yoğun olan bir yer olduğu için çok geniş bir menüyle hizmet sunmuyoruz. The Stay Nişantaşı’nda ise konuklayan misafirler genel olarak civarda alışveriş yapmak için bu konumu tercih ediyor. İki otelde de ağırlıklı modern Türk mutfağının olduğu menüler mevcut.

Sizin en sevdiğiniz mutfaklar ve malzemeler hangileri?

Ben Akdeniz mutfağını çok seviyorum. Malzeme olarak ise otları ve balıkları işlemeyi çok seviyorum. Ayrıca baharatlar benim vazgeçilmezim.

Mutfakta vazgeçilmez kriterleriniz neler?

Öncelikle nerede çalışırsam çalışayım kendi niyetimi ortaya koyarım. Tertipli ve düzenliyimdir. Ayrıca koordinasyon eksikliğine hiç gelemiyorum. Sıcak operasyonda bu kabul edilemez.

Yemek sunumlarınızda ne gibi hassasiyetleriniz var? Biraz tabaklarınızdan bahseder misiniz?

Çok karışık, sosa bulanmış tabaklar hiç bana göre değil. Benim tabaklarım muhakkak nefes alacak. Baktığınızda pırıl pırıl olmalı ve tazelik kokmalı. İçerisinde bulunan sosundan sebzesine kadar bir uyum içerisinde, tadına bakan kişiye ‘ben bu ürünü sevmem ama bu tabağa yakışmış dedirtebilecek’ bir menü yapmayı seviyorum. Bunlara çok kafa yorarım.

Modern Yurk mutfağı tanıtımını biraz anlatır mısınız?

Yabancı mutfaklara hayranlık bir dönem sektördeki birçok şefin yaptığı ve etkilendiği bir şeydi. Aslında bu diretildi bize ama neyse ki çabuk toparladık. Aslında bu toparlamada yabancı şeflerin çok payı var. Yurt dışından gelip bizim mutfağımızı başarılı bir şekilde işlediklerinde durup bir düşündük. 

Örneğin yabancı şef çoğumuzun o dönem hiç bilmediği Konya’nın bir peynirini kullanıyor ama sen gidip parmesan kullanıyorsun. Konya’daki yerel peynirini bilmiyorsun ama parmesan peynirinin yapımından tarihçesine kadar hakimsin. Bunu fark ettikten sonra gerisi de geliyor. O yüzden ben rokforu kullanacağım yerlerde Konya küflü peyniri kullanıyorum mesela. 

Özellikle peynir kullanılabilecek tabaklarda çok farklı yerel peynirler kullanıyorum. Sepet peynirse sepetinde kullanıyorum. Özellikle yabancı misafirlerimiz de olduğu için onlara ürünlerin hikayesini de göstermek istiyorum. Ben genel reçeteleri bozmayı sevmiyorum. Ama revize ederek şef dokunuşuyla sunmayı ve insanları şaşırtmayı seviyorum.

Yakın zamanda hayata geçecek olan Hayatım Yemek isimli Youtube projenizden bahseder misiniz? Neler olacak programınızda?

Esasında neredeyse altı yıldır düşündüğüm ama hep ötelediğim bir projeydi. 5 kişilik güzel bir ekip kurdum. Çekimlere başladık ve gerçekten televizyonda bir program tadında keyifli bir konsept oluşturduk. Kanalın adı Hayatım Yemek. Aslında kitap projemi Youtube projesine çevirdim. Yemekleri, yapımı, hikayeleri, o yemeklerin benim için anlamları gibi çeşitli alanlarda işleyeceğim. Tabii ki temel ve teknik bilgiler de yer alacak.

Şef olmak isteyen gençlere ve şef adaylarına ne gibi tavsiyeler vermek istersiniz?

Sosyal medyada gördükleriyle şefliğin hiçbir alakası yok öncelikle onu bilmeliler. Uzun saatler çalışacaklar. Gerekirse yer silecek, bulaşık da yıkayacaklar. Bunları zaten artık çokça duymuşlardır. Mesela çalışırken saatine bakmayacak. Temelden başlayacak ve gerçekten çok istekliyse hayat onları istedikleri yere getirecektir. Ama önce bir bakmaları ve deneyimledikten sonra da ‘gerçekten bu iş bana göre mi?’ diye kendilerine sormaları gerekiyor.

Kanak: gastronomiturkey

Et Nedir? Et Çeşitleri Nelerdir? Et'in Özellikleri...

  Et Nedir?  Et Çeşitleri  Nelerdir? Et'in Özellikleri... Türk aşçı haberleri ve güncel mutfak haberleri olarak aşçılık kütüphanesinde &...