31 Ağustos 2021 Salı

Şehzade Tatlısı Nasıl Yapılır?

 Evde şehzade tatlısı nasıl yapılır? şehzade tatlısı yapabilmek için hangi malzemeler gereklidir? Daha önce şehzade tatlısı yapmayı denediniz mi? Evde Şehzade Tatlısı hakkında şeflerin özel tatlı tariflerinden faydalanmak istermisiniz? İşte sizlere "Doç. Dr.  Yılmaz SEÇİM" den Özel Evde Şehzade Tatlısı Tarifi…


Şehzade Tatlısı Nasıl Yapılır? / Manisa
"Doç. Dr.  Yılmaz Seçim"

En Eski Tatlı Tariflerinden Şehzade Tatlısı İçin Kullanılacak Malzemeler

*     250Gr Tereyağı
*     2 Adet Yumurta 
*     1 Paket Vanilya
*     1 Çay Bardağı Şeker 
*     1 Paket Kabartma Tozu
*     1 Su Bardağı İrmik 
*     Aldığı Kadar Un

En İyi Osmanlı Ve Türk Tatlılarından Şehzade Tatlısı Dışı İçin
*     1/2 Su Bardağı Süt
*     Mor Haşhaş
*     Ceviz

En İyi Lezzetlerden Şehzade Tatlısı Şerbeti İçin
*     4 Su Bardağı Şeker
*     4 Su Bardağı Su
*     1 Dilim Limon

Şehzade Tatlısı İşlem Basamakları

-İlk önce şerbetini yapın .Şeker ve suyu kaynatın , kaynayan şerbete limon suyu ekleyin 10 dk ateşte kaynatın ve ocaktan alıp soğumaya bırakın.
-Kaba şeker ve irmiği alın, tereyağını ekleyin yoğurun.
-Yumurta ve vanilyayı ekleyin karıştırmaya devam edin.
-Kabartma tozunu ve aldığı kadar unu ekleyin ele yapışmayan kulak memesi kıvamında yoğurun. Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparın önce süte sonra haşhaşa bulayın, yağladığınız tepsiye koyun.
-Üstlerine hafif bastırın ve ceviz içi koyun.
-Önceden ısıtılmış 200derecelik fırında 12 dk pişirin.
-Tatlıyı fırından alınca üzerine soğuk şerbeti dökün, şerbet çekince servis edin.

Gastronomi Sektörüne Yeni Bir Soluk "Mavra Arnavutköy"

 Gastronomi Sektörüne Yeni Bir Soluk "Mavra Arnavutköy"


“Her Yemek Mevsiminde Güzel”

İstanbul boğazında Arnavutköy'ün en güzel lokasyonunda bulunan ‘Mavra Arnavutköy’, balık sezonun başlamasıyla kapılarını açtı.

Denizden gelen birbirinden özel lezzetleriyle adından söz ettirmeye hazırlanan mekan, eşsiz manzarasına eşlik eden enfes yemekleriyle kısa sürede İstanbulluların müdavimi haline gelecek.

Gastronomi Sektörüne Yeni Bir Soluk "Mavra Arnavutköy"Mavra Arnavutköy, gastronomi sektörüne yeni bir soluk getirmeye hazır

“Her yemek mevsiminde güzel” ilkesiyle yola çıkan Mavra Arnavutköy, avlanma yasağının bitmesiyle birlikte kapılarını misafirlerine açtı.

Doğal ahşabın hakim olduğu sıcak ve samimi bir atmosfere sahip mekan, en taze balığı ve ona eşlik eden yeşillikleri, doğru mevsimde tedarik ederek hazırlıyor ve misafirlerine sunuyor. 

Her aşamada oldukça titiz bir gıda güvenliği politikası uygulayan Mavra Arnavutköy’de servis edilen tüm yiyecek ve içeceklerin en üst kalitede olması için her süreç, uluslararası gıda kalite standartlarına uygun olarak işliyor.

Şimdi palamut zamanı!

Eylül ayında palamut balığının çıkmasıyla birlikte, bu özel lezzetin her çeşidini misafirleriyle buluşturacak olan Mavra Arnavutköy, ilkesi gereği buzhane ürününü müşterilerine sunmayacak.

Hazırladığı alternatifli zengin menüsüyle de misafirlerine seçim özgürlüğü sunan mekan, balık dışında et ve mezeleriyle de farklı damaklara hitap ediyor.

“Lezzeti ön planda tuttuk”

Gastronomi Sektörüne Yeni Bir Soluk "Mavra Arnavutköy"
Yiyecek içecek sektöründe 20 yılı geride bırakan ve bu sürede başarılı işlere imza atan işletmeci Edip Çelik, yaptığı açıklamada yeni açtığı Mavra Arnavutköy’ün kuruluş hikayesini paylaştı.

“Uzun yıllar turizm sektöründe önemli işler yaptım. Otel yöneticiliği, restoran işletmeciliği derken sonunda kendi mekanımı açmaya karar verdim. 

Gastronomi Sektörüne Yeni Bir Soluk "Mavra Arnavutköy"Ardından, yer olarak hikayesi olan bir lokosyon terhcih ettim. Bunun için en doğru adres olarak Arnavutköy geldi. Burası, birçok farklı kültürün birlikte yaşadığı ve bu kültürlerin sahip olduğu değişik mutfakların harmanlandığı bir bölge. 

Hayalim mekanımızın, fabrika gibi çalışan bir yer olmaktan çok, samimi, sıcak, dostane hizmet veren bir yer olmasıydı.

Kısa süre önce başlayan bu güzel hikayemizin ana kahramanları olan müşterilerimizi, keyif alacakları bir atmosferde birbirinden özel lezzetler eşliğinde ağırlamak için sabırsızlanıyoruz”

Profesyonel ekibi ve güler yüzlü servis anlayışıyla hizmet veren Mavra Arnavutköy, hafta içi 11.00 – 01.00, hafta sonu ise 11.00 – 02.00 saatleri arasında misafirlerini ağırlayacak.

29 Ağustos 2021 Pazar

Doğru hazırlanmış kompost...

 6 yıldır sürdürdüğümüz Sorgül Buğdayını çoğaltma projesi ile toprağı ve çiftçiyi daha yakından tanımaya ve onlarla birlikte çalışıp sorunları yerinde görüp çalışmaya başladım. 


İklim değişikliğinin yarattığı sorunlarla arazide yüzleşirsen bu sorunları sadece anlatmak yeterli gelmiyordu. Harekete geçmemiz gerekiyordu. 

Düzensiz yağışlar ve kuraklık bizim son altı yıldır gündemimizde olan konulardı. 

Şiddetini bu yıĺ iyiden iyiye hissettik!

2020 Nisan'dan beri bölge neredeyse hiç yağış almadı. Meteroloji haziran ayında yağışların geçen yıla oranla %93 azaldığını açıkladı. 

Kısacası su bitti! 

1999 yılında tarımda kullanılan yeraltı  suyu 150 m bulunurken şimdi 850 m de bulunamıyor. Üstelik sondaj pahallı suyu çıkarmak için kullanılan elektrik enerjisi daha pahali! 

Alınan rekolte, bırakın tarım maliyetlerini karşılamayı elektrik giderlerine yetmiyor artık! 

2021 Haziran hububat hasatın da bölge olarak rekolte kaybımız %80 civarında! 

Toprakta bitkiyi besleyecek besin olan organik madde neredeyse yok! Bu organik maddeyi atmosferdeki karbonu çekip  yakıt olarak kullanarak işleyen ve bitkiye besin yapan mikroorganizma da yok!  

Peki nasıl oluyorda hala tarım yapıyoruz! 

Aslında yapamıyoruz! 

Konvensiyonel tarımda kullanılan tohum, tarım ilaçları, kimyasal gübreler topraktaki sorunları maskeleyerek toprağa, suya ve atmosfere hizmet etmeyen bir sistem ile çalışıyor. Üstelik bu sistem normalinden daha fazla su daha fazla enerji ile çalışıyor. 

Amaç; topraktan değil, ekilen tohumdan verim almak! 

İlk zamanlarda  yüksek verime aldanan çiftçi şimdi sürdürülemeyen bu tarım sisteminin maliyetleri  ile başa çıkarmayınca  suyunu, ürününü ve toprağını yitirdi. 

Artık geriye dönmek için son dönemeçteyiz.. 
Neden mi kompost yapmanın peşine düştük! 

Doğru hazırlanmış kompost...

Doğru hazırlanmış kompost;

Toprağı toprakla onarmanın en düşük maliyetli yolu! 

Topraktaki organik maddeyi yerine koyarken organik maddeyi işleyecek mikroorganizmaların oluşmasına da destek veriyor.

Topraktaki su kullanımını üçte bire indirerek, tarımda kullanılan %75 oranındaki su miktarını azaltarak su kaynaklarını verimli kullanılmasına olanak tanıyor.

28 Ağustos 2021 Cumartesi

Pirinç Çeşitleri Nedir? Pirinç'in Özellikleri Nelerdir?

 Pirinç Çeşitleri Nedir? Pirinç'in Özellikleri Nelerdir?


Bugün, dünyanın en temel besin kaynaklarından biri olan pirinçten söz edeceğiz şefim. Ortaya çıkışı binlerce yıl öncesine dayanan pirinç, neredeyse her ülkenin yemek kültüründe oldukça önemli bir yere sahip. Pilavlar, sebze yemekleri, dolmalar, çorbalar, tatlılar… Pirinç, birbirinden farklı sayısız reçetenin içinde, üstelik onlarca farklı türüyle karşımıza çıkabiliyor. Sen de bu türleri daha yakından tanımaya ya da hâlihazırda reçetelerinde kullandığın pirinç çeşitleri hakkında bilgilerini tazelemeye ne dersin?

Pirinç Çeşitleri Nelerdir?
Pirinç çeşitlerinin tümünü bir çırpıda saymak elbette mümkün değil. Çünkü dünya genelinde binlerce pirinç çeşidi olduğu tahmin ediliyor. Ancak bu türlerden bazıları besin değerleri, tatları, görünümleri ve yapıları itibariyle daha ön planda. Dilersen, dünyada ve Türkiye’de en sık tüketilen pirinç çeşitlerini daha yakından incelemeye başlayalım şefim.

Baldo Pirinç
Türkiye’deki pirinç çeşitleri arasından en çok tüketilen tür olan baldo pirinç; kokusuz, renksiz ve hafif bir yapıya sahip. Pişirildiğinde yüksek oranda su çektiği ve tane tane ayrılabildiği için özellikle pilav ve dolma reçetelerinde sıklıkla kullanılıyor. Baldo pirinci görünümü itibariyle diğer pirinç türlerinden ayıran bir diğer özelliği ise daha şişkin olması. Ayrıca, yüksek oranda karbonhidrat içeriyor. 

Osmancık Pirinç
Osmancık pirinç, 1997 yılında Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nün Rocco ve Europa pirinçlerini melezlemesi sonucunda ortaya çıkmış. Hatta bu nedenle Osmancık-97 olarak da adlandırılıyor ve ismini Çorum’un aynı adlı ilçesinden alıyor. Tane tane ayrılması baldo pirince kıyasla daha kolay olduğu için ülkemizde baldodan sonra en çok tüketilen tür olmayı başarmış. Ayrıca, 2012 verilerine göre Türkiye’nin çeltik ekimlerinin yaklaşık %80’i Osmancık pirinçten oluşuyor. 

Jasmine (Yasemin) Pirinç
Anavatanı Tayland olan jasmine pirinç, diğer adıyla yasemin pirinci; uzun, ince ve saydam tanelerden oluşuyor. Pirinç cinsleri arasından en yüksek karbonhidrat değerine sahip olan bu tür, hafif şekerli ve kendine özgü bir tada sahip. Özellikle Uzak Doğu ve Asya’da oldukça yaygın şekilde tüketiliyor. Binlerce yıllık geçmişi sayesinde dünya genelindeki tahıl üretiminde üçüncü sırada yer alıyor. 

Arborio Pirinç
İsmini İtalya’nın aynı isimli kasabasından alan Arborio pirinç; İtalya’nın yanı sıra Kaliforniya ve Teksas’ta da yetiştiriliyor. Nişasta içeriği yüksek olduğu ve neredeyse tüm pişirme yöntemlerinde şeklini korumayı başardığı için özellikle risotto ve çorba reçetelerinde sıklıkla kullanılıyor. Ayrıca, birlikte kullanıldığı farklı besinlerin aromasını hızla emebiliyor. Arborio pirincin farklı boyutlara sahip alt türleri mevcut. Ancak özellikle ABD’de en uzun ve ince olan çeşidi tercih ediliyor.

Esmer (Kepekli) Pirinç
Esmer, kepekli ya da kahverengi pirinç olarak adlandırılan bu tür, aslında beyaz pirincin çok daha az işlem görmüş ve kepeğinden ayrılmamış versiyonu. Sofralara ulaşmadan önce yalnızca dış kabuğu soyuluyor ve parlatma işlemine tabi tutulmuyor. Piştiğinde yumuşak ve tane tane ayrılan bir forma kavuşuyor, ancak pişmesi diğer pirinç türlere nazaran daha uzun sürüyor. 

Yabani Pirinç
Anavatanı Kuzey Amerika olan yabani pirinç, kendine özgü bir koku ve aromaya sahip. Esmer ve beyaz pirince kıyasla yaklaşık iki kat daha fazla protein içeriyor. Damakta fındık lezzetine benzeyen bir aroma bırakan bu tür, nehir ve göllerin yakınlarında bulunan sulak arazilerde yetişiyor. Yabani pirinç tanelerinin dış kabuğu biraz sert ve çatlak bir yapıya sahip olsa da piştiğinde yumuşak bir forma kavuşuyor. 

Siyah Pirinç
Beluga pirinci olarak da adlandırılan siyah pirinç, beyaz pirince kıyasla daha düşük oranda şeker içeriyor. Antioksidan içeriği ise yaban mersini ve böğürtlen gibi meyvelerden daha fazla. Bu nedenle özellikle Uzak Doğu mutfağında yaygın olarak tüketiliyor, genellikle tatlı reçetelerinde kullanılıyor. 

Calrose Pirinci
1970’li yıllarda Kaliforniya’da üretilmeye başlandıktan sonra kısa sürede dünya çapında bir popülerliğe kavuşan Calrose pirinci, özellikle suşi yapımında yaygın olarak kullanılıyor. Günümüzde Asya kıtasının birçok noktasında da üretimi yapılıyor. 

Valencia Pirinci
İspanya’nın Valencia şehrinde üretilen Valencia pirinci, İspanyol mutfağının en ünlü yemeklerinden olan paella’nın temel malzemesi. Yüksek oranda nişasta içeren bu tür, pişirildiğinde yumuşak bir form kazanması ve oldukça fazla su çekmesi sayesinde sebze yemeklerinde de kullanılabiliyor. 

Wehani Pirinci
Lezzet açısından basmati pirincine benzeyen Wehani pirinci, kızıl kahve rengiyle diğer türlerden ayrılıyor. Kompleks karbonhidratlar kategorisine girdiği için glisemik indeksi düşük pirinç çeşitleri arasında yer alıyor.

Kırık Pirinç
Kırık pirinç, esasen bir pirinç türü değil. Farklı pirinç türleri işlenirken kırık ve kusurlu olan taneler ayrılıyor ve kırık pirinç adı altında paketleniyor. Kırık pirinç taneleri, pilav yapımına uygun değil, çünkü pişirme sırasında dağılma ya da birbirlerine yapışma olasılıkları çok yüksek. Ancak nişasta oranı fazla olduğu için çorbalarda, tatlılarda ve sebze yemeklerinde kırık pirinç kullanılabiliyor. 

Türkiye'de Yetişen Pirinç Çeşitleri Nelerdir?
Yerli pirinç çeşitleri arasında baldo, Osmancık ve kepekli pirinç yer alıyor şefim. Ayrıca, özellikle baldo pirinç çeşitleri üretilirken ortaya çıkan kırık pirinçler de paketlenerek tüketicilere sunuluyor. Ülkemizde en çok pirinç yetiştirilen il Edirne. Edirne’yi Çorum, Samsun, Sinop ve İzmir illeri izliyor. 

En Sağlıklı Pirinç Hangisi?
Esmer pirincin diğer türlere kıyasla daha az işlem gördüğünden az önce söz etmiştik şefim. Bu sayede içerdiği lif, protein ve B vitamini oranı daha yüksek. Kompleks karbonhidrat olarak değerlendirilmesi nedeniyle sindirimi daha kolay ve kan şekeri düzeyinin kontrol altında tutulmasına yardımcı oluyor. Bu nedenle esmer pirinç, en sağlıklı pirinç türlerinden biri olarak değerlendiriliyor. 

Pirincin Besin Değeri Nedir?
Hem beyaz hem de esmer pirinç esas olarak karbonhidrat ve bir miktar protein içerir. Neredeyse hiç yağ veya şeker içermez.

Pişmiş pirinç, toplam ağırlığının neredeyse% 70'i kadar su çeker.

Beyaz ve esmer pirinç benzer kalori, karbonhidrat, protein ve yağ içeriğine sahiptir.

Beyaz, kısa taneli, pişmiş pirincin 100 gram (g) porsiyonu aşağıdaki besinleri içerir:

B1 Vitamini:0.08
B2 Vitamini:0.04
B3 Vitamini: 3.3
B5 Vitamini:0.4
B6 Vitamini:0.2
B9 Vitamini:0019
E Vitamini:0.4

Protein:6.7 g
Karbonhidrat:78.9 g
Fosfor:150
Potasyum:100
Magnezyum:50
Kükürt:46
Klor:25
Sodyum:12
Kalsiyum:8
Manganez:1.25
Demir:1

Dünyadaki En Popüler Pirinç Türleri Nedir?

Pirinç, kuşkusuz, tüm kültürlerde en temel besin kaynağıdır. Buda, çeşitli pirinç tariflerinin ve pişirme yöntemlerinin geliştirilmesini sağlamıştır.

Bununla birlikte, her zamanki beyaz pirinç dışında çok sayıda pirinç türü ve çeşidi olduğunu biliyor muydunuz?

Her pirinç türü kendine özgü nitelikleri, özellikleri, dokusu, kokusu, tadı ve kullanımları olan farklı bir dünyadır.

Aromatik yasemin pilavından, cevizli kahverengi pirince kadar her tür pirinç, en hafif tabirle benzersizdir.

Sizle için hazırladığımız en yaygın ve popüler pirinç türlerinin bir listesini yazımızın devamında keşfedebilirsiniz.

Arborio Pirinç
Adını İtalya'nın Po Vadisi'ndeki Arborio kasabasından alan Arborio Pirinç, biraz daha geniş olan İtalyan orta taneli bir pirinç çeşididir.

Arborio Pirinç'in Özellikleri Nelerdir?
İtalya'ya özgü olsa da, şimdi Teksas ve Kaliforniya'da da yetiştirilmektedir. Bu pirincin yüksek nişasta içeriği, pirince kremsi bir doku ve çiğnenebilir bir kıvam verir. Arborio pirinci; risotto, çorba ve sütlaç gibi yemekler için idealdir.

Arborio Pirinci, inci beyazı bir dokuya ve hafif oval bir şekle sahiptir. Çeşitli boyutlarda da olabilir. Ancak bunların arasında en uzun tane boyutu  olan süper ince, Amerika Birleşik Devletleri'nde en yaygın kullanılanıdır.

Bu pirinç, herhangi bir pişirme işlemi sırasında şeklini koruyabilme konusunda büyük bir yeteneğe sahiptir. Hatta kısık ateşte yavaş pişirildiğinde suyundaki aromaları çok güzel emer.

Basmati Pirinci
Basmati Pirinci, cevizli bir lezzet profiline sahip oldukça uzun taneli bir pirinç türüdür. Pakistan, Hindistan ve Himalayalar'da yaygın olarak yetiştirilmektedir.

Basmati Pirinci'nin Özellikleri Nelerdir?
Hindistan, tüm dünya arzının neredeyse üçte ikisini üretmektedir. Basmati pirinci oldukça çiçeksi bir aromaya sahiptir, bu yüzden safranlı pilav, köriler, pilavlar vb. yemekler için en çok tercih edilen pirinçtir. Bu farklı lezzet ve aroma, özellikle hasattan yaklaşık bir yıl önce devam eden olgunlaşma sürecinden kaynaklanmaktadır.

Basmati pirinci temelde ince ve oldukça uzun bir pirinçtir. Yasemin pirinci gibi uzun taneli pirinçler ile aynı kategoriye girer. İlginç bir şekilde, pişirildiğinde daha da uzar ve birbirine hiç yapışmayan kabarık ve daha hafif bir pirinç türüne dönüşür. Hem beyaz hem de kahverengi türleri vardır.

Basmati pirincinin glisemik indeksinin diğer pirinç türlerine göre düşüktür. Bu nedenle, basmati pirinci özellikle sağlıklı yaşamdan ve lezzetten vazgeçmeyenlerin özel tercihidir.

Esmer Pirinç
Esmer pirinç tipik olarak sağlıklı beslenme ile ilişkilendirilir. Çünkü tam tahıl olarak kabul edilir ve beyaz pirince kıyasla daha az işlenir. Bunun nedeni,

işleme sırasında, yalnızca pirincin üstündeki sert koruyucu kabuğunun çıkarılmış olmasıdır. Böylece temel besinler ve proteince zengin olan tohum ve kepeği geride kalır.

Esmer Pirinç'in Özellikleri Nelerdir?
Esmer pirinç, pişirildiğinde çiğneme gerektiren bir dokuya sahiptir. Damakta çok hoş ve hafif cevizimsi bir tat bırakır. Genellikle çok yönlü bir pirinç türü olarak tanımlanır. Çünkü pişirme sırasında gerçekten kabarık, hafif bir hale gelir ve bu da pirincin dağınık bir yığın halinde birbirine yapışmamasını sağlar.

Biber dolması, pirinç pilavı, güveç ve tavada kızartma gibi yemekler için idealdir. Pek çok mutfakta, tüm doğal minerallerini ve besinlerini koruduğu için genellikle beyaz pirincin yerine kullanır.

Esmer pirincin sahip olduğu önemli bir özellik ise yaraların iyileşmesi, kan şekeri seviyelerinin düzenlenmesi, kemik gelişimi ve sinir fonksiyonu gibi çeşitli vücut süreçlerinde büyük rol oynayan manganez mineralinin olağanüstü yüksek miktarda içermesidir.

Yasemin Pirinci
Yasemin Pirinç (Jasmine Pirinç), başlangıçta Tayland'da yetiştirilen uzun taneli bir pirinç türüdür. “Yasemin” adı temelde beyaz olan yasemin çiçeğine benzeyen pirincin rengine bir göndermedir.

Yasemin Pirinci'nin Özellikleri Nelerdir?
Yasemin pirinci genellikle Karayipler'de çeşitli yemeklerde kullanılır. Ayrıca Asya mutfağında da oldukça sık kullanılır. Bu popülerlik, esasen pirincin pişirme sırasında hafifçe yapışkan hale gelmesinden ve cennet gibi bir yasemin aroması ve tadı vermesinden kaynaklanmaktadır. Aynı zamanda, tatları ve baharatları emmesini sağlayan süper yumuşak ve nemli bir dokuya sahiptir.

Beyaz Pirinç
Beyaz Pirinç, özellikle Amerikalılar arasında ünlü olmak üzere, tüm dünyada tüketilen en yaygın pirinç türüdür. Beyaz pirinç, uzun taneli pirinçtir ve genellikle çok yönlü bir pirinç türü olduğuna inanılır.

Beyaz Pirinç'in Özellikleri Nelerdir?
Genellikle besin değeri açısından esmer pirinçle karşılaştırılır. Çünkü işlenme şekli nedeniyle besin ve minerallerinin büyük bir kısmını kaybetmektedir.

Bununla birlikte, düşük besin değerine rağmen, çeşitli geleneksel Amerikan tariflerinde ve hatta Meksika ve Asya mutfaklarında hala oldukça popülerdir.

Beyaz pirincin çok yumuşak, hafif bir tadı vardır ve pişirildiğinde doku açısından oldukça kabarık hale gelir. Beyaz pirinç içeren bazı ünlü yemekler, tavada kızartmalar, güveçler ve pirinç pilavlarıdır.

Siyah Pirinç
Adından da anlaşılacağı gibi, siyah pirinç siyah renktedir. Beluga pirinç olarak da isimlendirilir.  

Siyah Pirinçi'nin nin Özellikleri Nelerdir?
Siyah Pirinçte bulunan antioksidanların aynısı çok popüler olan yaban mersininde de bulunmaktadır.  

Antioksidanların, bağışıklık sistemimize büyük bir destek sağladığını hepimiz biliyoruz.

Bu nedenle Siyah pirinç daha sağlıklı bir pirinç türü arayanlar için harika bir seçenektir.

Genellikle Asya mutfaklarında; erişte, tatlı, yulaf lapası ve geleneksel Çin siyah pirinç keki gibi çeşitli yemeklerde kullanılır.

İlginçtir ki, ortalama bir beyaz veya esmer pirinç kadar popüler değildir. Bununla birlikte, hastalıkla savaşan güçlü antioksidanlar açısından en zengin olanıdır.

Ayrıca anti-enflamatuar özelliği sayesinde, kalp hastalığı, kanser ve diyabetle derinlemesine mücadele eden mucize bir üründür.

Sushi Pirinci
Adından da anlaşılacağı gibi sushi yapımında kullanımıyla ünlü kısa taneli Japon pirincidir.

Sushi Pirincinin Özellikleri Nelerdir?
Yapışkanlık içeriği oldukça yüksektir.Bu da onu suşi ruloları için ideal bir seçim haline getirir.

Pişirildiğinde süper yoğun ve yumuşak kıvamlı bir hal alır. Kısa taneli özelliğe sahiptir.

Özel pişirme teknikleri kullanılarak mükemmel suşi yapımına imkan verir.

Rosematta Pirinci
Rosematta Pirinci, Hindistan'a özgü orta taneli pirinçtir. Rosematta pirinci ile ilgili bir gerçek vardır; onu kendi başına yediğinizde, bir şeyin gerçekten eksik olduğunu hissetmeniz muhtemeldir. Temel olarak, et veya köri gibi bir şeyle eşleştirilip yenmesi gereken bir tür pirinçtir.

Rosematta Pirinci'nin Özellikleri Nelerdir?
Aynı zamanda Kerala Kırmızı Pirinç, Kerala Matta pirinci ve Kırmızı kaynatılmış pirinç olarak da bilinir. Rosematta pirinci, farklı toprak tadı ile lezzetine lezzet katar. Bu farklı, eşsiz ve zengin tadı ile oldukça önemli bir popülerlik kazanmıştır.

Rosematta pirinci sarımsı pembe tanelerden ve kırmızımsı bir dış tabakadan oluşur. Pişirdikten sonra bile, pirinç pembemsi tonunu korur ve sunum tabağında güzel görünür.

Rosematta pirincini yemenin en iyi yolu, pirincin eşsiz lezzetini ortaya çıkarmaya yardımcı olacak köriler ve güveçlerinizin yanında servis etmektir.

Red Cargo (Kırmızı Kargo) Pirinci
Geleneksel olarak Tayland'da bulunan kırmızı kargo pirinci, dış kabuk tabakasının çıkarıldığı ve kepek tabakasının bozulmadan kaldığı öğütme işlemi açısından esmer pirince oldukça benzerdir. Bu da pirincin besin değerini korumasına izin verir.

Red Cargo (Kırmızı Kargo) Pirincinin Özellikleri Nelerdir?
Kırmızımsı bordo renkte, yapışkan olmayan uzun taneli pirinçtir. Bu pirincin harika bir vitamin, kalsiyum, lif ve demir kaynağı olduğuna inanılıyor.

Çok çiğneme gerektiren bir dokuya sahip cevizli, tatlı bir lezzet içeriyor.

Bu pirince, büyüleyici kökeni nedeniyle benzersiz adı verildi. Kırmızı kargo pirincinin, ihracatçılara paketler halinde dağıtılmış yediğimiz normal beyaz

pirincin aksine, daha sonra küçük paketler halinde farklı pazarlara gönderen ithalatçılara gemi ile taşınması nedeniyle “kargo” adıda verilmiştir.

Parboiled Pirinci
Bu pirincin adı, önceden pişirilmiş olduğunu ima edebilir; ancak durum böyle değil. Gerçekte, yarı haşlanmış pirinç, diğer pirinç türlerinden farklı şekilde işlenir.

Parboiled Pirinci'nin Özellikleri Nelerdir?
İşlemedeki bu farklılık nedeniyle, bu pirinç normal pirince göre çok miktarda kalsiyum, lif, B-6 vitamini ve potasyum içerir.

Parboiled Pirinci, yarı haşlanmış öğütme işlemi sayesinde tanelerini sertleştirerek aşırı pişmesini önlediğinden, ortalama beyaz pirince göre daha dolgun bir lezzet içerir. Bu ayrıca pirincin tüm temel besin maddelerini ve elementlerini korumasına yardımcı olur.

Bu pirinç genellikle çeşitli salatalarda, körilerde, sebze soslarında ve güveç yemeklerinde kullanılır.

Valencia Pirinci
Paella yemeyi sever misin? Cevabınız evet ise, muhtemelen Valencia pilavını duymuş ve yemişsinizdir. Çünkü paella Valencia Pirincinden yapılmaktadır. Bu pirinç, adından da anlaşılacağı gibi, İspanya'nın Valencia kentine özgüdür.

Valencia Pirinci'nin Özellikleri Nelerdir?
Valencia, orta-kısa taneli bir pirinçtir ve ayrıca inci pirinç veya yuvarlak pirinç gibi çeşitli diğer isimlerle de bilinir. Yüksek nişasta içerir.

Bu da pişirildikten sonra çok emici ve yumuşak olmasına yardımcı olur. Genellikle, emici nitelikleri nedeniyle sıvı elementler içeren bir tabakta tampon görevi görür ve yemeğe mükemmel kuru-ıslak oranını verir.

En İyi Restoranlara Nasıl Sahip Olabilirim?



 Şehrin En İyi Restoranlarına Nasıl Sahip Olabilirim?

Has Aşçıbaşı Ahmet ÖZDEMİR

Birçok iş insani yeni açmış olduğu restoranda kendisi bizzat misafirleri ile ilgilenmek istemez ve bunun için işinde uzman kişiler görevlendirmeye çalışır. Yeni açmış olduğu restoran hakkında tereddütlüdür ve uzaktan operasyonu farklı şekillerde izler. Bazıları bunu kameralar yönetimi ile yapmaya çalışır, bazıları da personel arasında kendine yakın mavi boncuk dağıttığı personeller ile başarmaya çalışırlar.

Esasında konuyu bu tür yöntemler ile kontrol etmeye çalışanlar kendi bindikleri dalı kestiklerinin farkında değildirler. Yeni açılan restoranlarda kayıtsız ve şartsız denenmesi gereken en önemli sistem ve başarı kontrolü ekip zihniyetinin tüm departmanlar arasında farklı yöntemler ile aşılanmasıdır.

Yeni Açılmış Olan Bir Restoranda Ekip Zihniyeti Nasıl Aşılanır?

Akrabalık ve arkadaşlık zihniyeti unutularak sorumluluklar konuya vakıf kişilere verilir.

Tüm departmanlar arasında “kazan-kazan” ilişkisine dayalı aylık maaş geliri haricinde bir kazanç sistemi geliştirilir. Anket formlarındaki başarı grafiklerine göre bu havuzdan alacakları para puanlama sistemi ile dağıtılır.

Yetkisi ile değil bilgisi ile hareket etmeye çalışan karakterler yetkilendirilir.

Departman ve personeller arasındaki ekstra kazanç olan puanlama sisteminde zayiat, işe geç gelmeler, personeller arası tartışmalar, ilgili misafir memnuniyetsizlikleri, davranış bozuklukları gibi unsurlar ile verilen puanlar kesiler ve diğer personellere eşit olarak dağıtılır.

Çalışan personellerin hatalarını örtmeye çalışan kişiler ödüllendirirler.

Ben değil biz diyerek cümle kuran personeller boşalan yetkili kadrolara atanarak diğer çalışanlar motive edilir.

Personeller arasında ve yetkili departman şeflerine laf taşıyan personel karakterleri ilk fırsatta diskalifiye edilir.

Her ay mutlaka ayin personeli seçilir ve o kişiye işletme içerisinde hem maddi hem de manevi imkanlar tanınır. (bu kişi bulaşıkçı ‘da olabilir, departman amiri ’de olabilir ama en önemli konu bu kişiyi gizli olarak yazılı pusula tekniği ile tüm ekibin seçmesidir)

İşletme sahibinin ya da müdürünün Her sözüne “haklısınız efendim, siz bilirsiniz efendim” diyen departman şeflerinin geçmiş mesleki tecrübeleri bir daha incelenir ve çalışmaları dikkatle takibe alınır.

Mesleki Bilgileri ile değil mevcut yetkileri sayesinde çalışanlar arasında etki kurmaya çalışan şefler yada departman amirlerinin mesleki tecrübeleri test edilir, eğer yetersiz ise yerine alt kadrosundan biri tayin edilir.
  
Kalite ve yeni acilmiş bir restoranın başarısı asla tesadüf değildir. Eğer neden başarılı olduğunuzu bilmiyorsanız yeni açmış olduğunun restorana hakim değilsiniz demektir. Büyük umutlar ile açmış olduğunuz restoranın başarısının neye bağlı olduğunu bilmiyorsanız o kilit taşını bilmeyerek kendi eliniz ile yok etme olasılığınız yüksektir. 

Bu konuda bir benzetme yapmam gerekirse benzin göstergesi çalışmayan bir otomobil ile seyahat ediyorsunuz ve benzinin nerede biteceğini bilemezsiniz… yürümeye yada otostop çekmeye hazırlıklı olun…

* Yeni açtığım restoranda her şey çok güzel, peki bunun sebebi nedir?

* Şehrin en iyi yeni restoranı diyorlar peki lokasyon ‘um mu iyi acaba?

* Bütün misafirlerim mutlu gidiyor çok iyi olan yemeklerim mi?

* Son zamanlarda yeni açtığım restoranda hiç problem yaşamadım servis personelimden mi kaynaklanıyor?

* Yeni açtığım restoranda anketler tam istediğim gibi sebebi halkla ilişkiler departmanı olabilir mi?

* Şehrin en ileri gelen iş insanları yeni restoranımı çok beğeniyorlar acaba ambiyans mı beğeniyorlar?

* Beyaz yakalılar her gün yemeğe geliyorlar acaba yeni açtığım restoranımın yemek yada restoran  konseptini mi çok beğeniyorlar?

* Yemek servisinden şikayet gelmemesinin sebebi restoran danışmanlığının başarısı olabilir mi? 

* İyi bir mutfak şefi; hem mutfak yönetiminden, hem restoran yönetiminden, hem servis yönetiminden, hem maliyet ve cost hesaplarından ve hem de misafir ilişkilerinden anlar 'mı acaba?

* Servis ekibinin başarısı restoran şefine mi ait yoksa kaptanların organizasyonuna ‘mı bağlı

* Yeni restoranımda kesin başarı için restoran danışmanlığı aldığım için mi işlerim yolunda gidiyor?

* Geçmişte gastronomi sektöründe başarılı olmuş yeni restoran açmak isteyenlerin en çok sorduğu sorular nelerdir?

* Yiyecek ve içecek sektöründe kapanan restoranları dikkate aldığımda yeni Restoran Açarken nelere dikkat etmeliyim acaba?

* Bulunduğum şehirde en iyi restoranların sahibi olabilmek için restoran yönetiminde ve mutfak yönetiminde ne gibi önlemler almalıyım?

* Gastronomi sektöründe kalıcı bir restoran sahibi olabilmek için dikkat etmem gereken yönetim sirkülerini nasıl uygularım?

* Yeni restoranıma en ünlü şefi ve ekibini alırsam yolda kalır mıyım acaba?

* Açacak olduğum yeni restoranıma kendi şefimi kendim yetiştirsem bu konuda nasıl bir danışmanlık sitemi alabilirim?

* Yeni restoranım için benim seçtiğim kişilerden tüm mutfak ekibimi yetiştirebilecek bir şef bulabiliriyim?

* Geçmişte bu konuda çok sıkıntı yasayanlar olmuş, komple ekip işi bırakmış, istemiyorum kardeşim !!! ben kendi mutfak ekibimi kendi restoran menülerime göre kendim yetiştirtmek için mutfak danışmanlığı alacağım.

* Restoranıma o popüler şefi almak istiyorum ama mutfağımı yönetebilir mi? Çünkü o bir şovmen acaba kaç restoran açtı? Kaç restoran menüsü yaptı? Alaylı bir şef mi yoksa okullu bir şef mi?

* Yeni restoranım için hangi şefi alsam acaba? Yemek yapmakla ilgisi olmayan popüler şeflerden biri denk gelirse ben ne yaparım?

* Yeni açtığım restoran misafir yemeği beğenmezse dünyaca ünlü popüler şefimi karşısına diksem mutlu olur mu acaba?

* Başarılı bir restoranın sahibi olabilmek için dikkat etmem gereken en önemli konular nelerdir acaba?

* Eğer ortada iyi yada kötü yapılmış olan bir şeyler varsa ilgiliyi dinlemem bana ne kaybettirir?

* Şehrin en iyi restoranına yada restoranlarına sahip olmak istiyorsam alanında en iyiler ile çalışmam gerekmez mi?

* Beğenmediğim ama akıllı insanlar ile çalışmam işletmeme ne kaybettirir? Ne kazandırır?

……“daha fazlası için” tarafıma İLETİŞİM bilgilerimden ulaşarak bilgi isteyebilirsiniz…

Kaynak:
Has Aşçıbaşı Ahmet ÖZDEMİR'in resmi web sitesinde Şehrin En İyi Restoranlarına Nasıl Sahip Olabilirim? İsimli makalesi.

Gastronomi Sektörünün Hızla Dijitalleşmesi Tesadüfmü?

 Türk aşçı haberleri olarak Kaynak kabul ettiğimiz Sn. "Burcu ILGAZ"ın gastronomi sektörü ile ilgili yazılarından olan "Robot Aşçılı Akıllı Turizm" makalesini yine kaynak belirterek takipçilerimiz ile paylaşmak istedik. Türkiyede Gastronomi Haberleri ve Turizm Haberlerinde'de Yer Alan Gastronomi Sektörünün Hızla Dijitalleşmesi Tesadüfmü?


Gastronomi Sektörünün Hızla Dijitalleşmesi Tesadüfmü?Robot Aşçılı Akıllı Turizm
Burcu ILGAZ

Hizmet sektörünün hızla dijitalleşmesi tesadüf değil. Zamanın zorunlu getirilerinden biri. Özellikle pandemi ile temassız uygulamalar hızla arttı

Bu dijital ilerleyiş sektörün yapısında da akıllı değişimlere zorladı. Bu nedenle turizm işletmeleri mevcudiyetlerini koruyabilmeleri için ister istemez bu süreçlere kapılarını açıyor. 

Turizm sektörü 54 sektörü doğrudan, 185 sektörü ise dolaylı olarak etkiler. Sektörde gerçekleşecek bir dönüşüm ister istemez tüm bu sektörleri de etkisi altına alıyor. Dolayısıyla zorunlu dijitalleşme, sektörlerde domino etkisi yaratıyor denebilir.

Son yılların en çok üzerinde durulan kavramlarından bir tanesi olan “Akıllı Turizm”den bahsedelim. Bu kavram aslında ilk olarak sürdürülebilirlik temelinde ele alındı. Turistik talebi etkin yönlendirme ve bu süreçte uygun mesajları müşterilere yönelik kullanabilme amaçlı karşımıza çıktı. Yani ilkel dönemlerinde aslında pazarlama odaklıydı. Günümüzde ise akıllı turizm; bilgi ve iletişim teknolojileri ile birlikte anılıyor. 

Bununla beraber büyük veri, nesnelerin interneti ve akıllı destinasyon gibi kavramlara da dikkat çekiliyor. Dünya artık geri dönüşü olmayan bir ilerleyişin içerisinde. Sektörde “akıllı olmayana yer yok” desek isabetsiz bir tabir olmaz.

Turizm sektöründe başarı elde etmek ve sürdürülebilir bir gelir için değişim şart. Bu nedenle turizm işletmelerinin teknolojiye yapacakları yatırım onlar için geleceğe bir yatırım. “Akıllı” uygulamalar hizmet sektörünün geleneksel yapısını da değişmeye kararlı. İsteseniz de istemeseniz de bu değişimin bir parçası haline geliyorsunuz.

Sıfır Temas

Ancak tüketiciler “sıfır temas” sistemlere yönelirken gelenekseli dijitale entegre ederek devam etmek de mühim. Geleneksel tanımlamada hizmet sektörü insan eliyle varlığını sürdürürken zaman içerisinde bu eller yerini robotlara bırakabilir. Pandemi hepimizi ne yazık ki teması en aza indirgeyecek alışkanlıklara yöneltirken, dijital teması da bize hızla kabul ettiriyor.

Peki “akıllı” uygulamalar konaklama sektöründe nasıl yer açar kendine? Bu çok da uzun sürmez. Gelecek yıllarda otellerin hızla akıllanacağı kesin. Önümüzdeki yaklaşık 20 yıl içerisinde oteller; robot aşçılar, odalarda 3D yazıcılar, DNA analizi ile yemek-SPA hizmetleri, sanal gerçeklik gibi sıra dışı deneyimler sunacak. Bilginin kendini katlama hızındaki artışı da düşünürsek bu süre belki çok daha kısalabilir.

Dijital dönüşüm turizm zincirinin en önemli halkalarından biri olan en iyi restoranlar da bu konuda önemli inovasyonlar gerçekleştiriyor. Aslında bu sürece zorunlu yöneliyor da denebilir. Şu an restoranlarda müşteriler akıllı yazılımlar aracılığıyla QR kod kullanarak menü görsellerine temassız ulaşıyor ve garson aracılığı ve teması olmadan siparişlerini verebiliyor. 

Bu sipariş mutfağa aynı anda ulaşıyor aynı zamanda restoranlara akıllı stok takibi imkânı da sağlıyor. Restoranlarda kiosklar üzerinden sipariş almak bir trendken, hızla yaygınlaşan ve bir gereksinim oldu. Son yıllarda günlük hayatımızda oldukça dijitalleşiyoruz farkında bile olmadan ve bu sürece alışmak çok da zamanımızı almıyor.

Tüm bu eğilimler artık insanlar için alışkanlık haline geldi. Yani pandemi bitse de insanların dijital ve temassız eğilimleri pek biteceğe benzemiyor. Bu nedenle sektörlerin mevcut ve gelecek yapılarını bu yeni tüketici türüne göre şekillendirmesi elzem! Teknolojiye yatırım yapmak ve aynı zamanda gerek çalışanların gerekse müşterilerin güvenliğini korumak elbette işletmelere ekstra maliyetler doğurmakta. Yine de talep üzerinden ele alındığında işletmeler bu maliyetlerden kaçabilecek lükse sahip değil.

Kaynak: hurriyet.com.tr

Gastronomi Öğrencileri Medeniyetler Sofrasında Buluştu

 Gastronomi Öğrencileri Medeniyetler Sofrasında Buluştu


Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi(HMKÜ) Erasmus Ofisi tarafından hazırlanan ‘Medeniyetler Sofrası’ Projesi, aralarında Türkiye’nin de olduğu Portekiz, Macaristan, Hırvatistan, Romanya Ve Kuzey Makedonyalı Öğrencileri buluşturdu.

Hatay’da kültür gezileri yapan ve birçoğu aşçılık bölümünde okuyan öğrenciler, kentin yöresel lezzetlerini yakından tanıma, tatma ve yapma fırsatı buldu. Çeşitli ülkelerden gelen öğrenciler,  mutfak atölyesinde kendi yörelerine has olan yemekleri de yaparak, diğer öğrencilere tanıttı.

Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi(HMKÜ) tarafından yürütülen ve Erasmus Gençlik Değişimi Projesi kapsamında hazırlanan Medeniyetler Sofrası projesi,  20-28 Ağustos tarihlerinde Hatay’da uygulanıyor. Gastronomi içerikli projeye Türkiye, Portekiz, Macaristan, Hırvatistan, Romanya ve Kuzey Makedonya’dan toplam 38 genç katılım sağladı.

Proje kapsamında, kentin kültürünü yakından tanıma fırsatı bulan öğrenciler, ayrıca nefret söylemi, ırkçılık ve ayrımcılık konularına karşı düzenlenen konferansa katılarak, birlikte yaşama kültürü ile ilgili bilgiler aldılar. 

Proje kapsamında, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi(HMKÜ) Antakya Meslek Yüksekokulu’nda bulunan yöresel mutfaklardan  Hatay Mutfağı Ar-Ge Merkezinde bir araya gelen öğrenciler, burada kendi ülkelerindeki yöresel lezzetleri yaparak, diğer arkadaşları ile tatma fırsatı buldu.

Gastronomi Öğrencileri Medeniyetler Sofrasında Buluştu
Türkiye de farklı gastronomi haberlerinde yer alan habere göre “Öğrenciler Kendi Kültürleriyle Hatay Kültürünü Bir Araya Getirdiler”

Medeniyetler Sofrası projesindeki ana amacın Türk kültürünü ve bunun yanında Hatay’ın birlikte yaşama hoşgörüsünü yansıtmak ve yemekleri tanıtmak olduğunu söyleyen Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi öğretim üyesi ve Medeniyetler Sofrası proje koordinatörü Melodi Çiftçi, şunları söyledi: “Projede, Hırvatistan, Macaristan, Makedonya, Portekiz, Romanya ve Türkiye’den katılımcılarımız var. Bu katılımcıların bir kısmı aşçılık bölümü öğrencileri bir kısmı farklı bölümlerde üniversitemize gelen katılımcılar. 

Bu katılımcılarımız projemiz kapsamında kendi kültürleriyle Hatay kültürünü bir araya getirdiler. Bunu da mutfakta çalışarak gastronomi yemek kültürü ile bir araya getirdiler. Projenin bir bölümünde Hatay mutfak kültürümüzü yansıtan atölye çalışmaları yaptık.

Bugünde katılımcılarımızın tamamı kendi kültürlerini yansıtan yemekleri yapmaya devam ediyorlar. Bugünde onların tatlarını deneyeceğiz” dedi. Çiftçi, proje sonunda İngilizce olarak uluslararası bir kitap hazırlayacaklarını ve bu kitapta tüm ülkelerin yemeklerinin yer alacağını söyledi.

Öğrencilerle beraber Portekiz’den geldiğini söyleyen mutfak sanatları Lusofona Üniversitesi Turizm Fakültesi öğretim üyesi Doç. Fiona Bakas, proje kapsamında çok güzel vakit geçirdiklerini söyledi.  Öğrencilerin bu projede farklı ülkelerin yöresel lezzetlerini tanıma fırsatı bulduklarını söylen Bakas, “Biz Hatay mutfağını denemeye çalıştık ve çok keyif aldık.

Gelecek projemizle ilgili günleri de sabırsızlıkla bekliyoruz. Proje kapsamında gerçekleşen eylemleri öğrenmeyi dört gözle bekliyoruz. Farklı ülkelerden, farklı kültürlerden, farklı dinlerden gelen insanların bir arada olduğu bir mutfakta olmak çok keyifli bu projede olmak çok keyifli” ifadelerine yer verdi.

Farklı Dinlere Mensup Öğrenciler, Aynı Sofrada Buluştu

Gastronomi Öğrencileri Medeniyetler Sofrasında Buluştu
Projede bulunmaktan dolayı son derece memnun olduğunu söyleyen Portekiz Lusofona Üniversitesi aşçılık bölümü öğrencisi ROBERT KENNEDY, “Farklı kültürlerin bir araya gelmesi ve ırkçılık olmaması çok güzeldi.

Çok çok kültürlü ortamlardan bulunmaktan hoşlanıyorum.  Ayrıca, Türk yemeğinin çok güzel olduğunu zaten biliyordum ama Hatay yemeği tahmin ettiğimden de güzel. Bu daha önce yediğim hiçbir şeye benzemiyor. Portekiz’de bunların hiç biri yok. Buradaki yemeği çok sevdim” dedi.

Farklı ülkelerden gelen öğrencileri Hatay’da ağırlamaktan dolayı memnuiyet duyduklarını söyleyen Hatay MKÜ İngilizce Öğretmenliği Öğrencisi Yunus Kuyubaşıoğlu da, çoklu kültürlerin bu gibi projelerde bir araya gelmesinin ve Hatay’ın buna ev sahipliği yapmasından dolayı mutlu olduğunu söyledi.

Şef Mehmet Yalçınkaya; Parmesana Kafa Tutan Keş Peyniri

 Şef Mehmet Yalçınkaya; Parmesana Kafa Tutan Keş Peyniri

Türk mutfağı şeflerinden  Şef Mehmet Yalçınkaya; Parmesana Kafa Tutan Keş Peyniri adlı yazısı
Bir peynir cenneti: Türkiye 
Mehmet Yalçınkaya

Farklı saklama koşullarıyla dünyada tanıtım eksikliği olan ve hak ettiği yeri bulamayan bir peynir cennetiyiz aslında. Son dönemde karşılaştığımız doğal afetlerle görüyoruz ki gıda çok daha fazla önem kazandı. Küresel iklim değişikliği nedeniyle tüm politikaları tekrar gözden geçiriliyor. 

Sürdürülebilir gıda politikaları gündeme geliyor. Ülke olarak bizim de gıdayla ilgili yeni nesil politikalar geliştirmemiz kaçınılmaz hale geldi. Bence geleceğe dair yatırımlarımızdan bir tanesi mandıracılık ve peynir üretimine verilecek önemle gerçekleşmeli. Özel, nitelikli, yerel ve bize ait peynirleri acilen dünyaya tanıtmalıyız.

Şef Mehmet Yalçınkaya; Parmesana Kafa Tutan Keş PeyniriParmesana Kafa Tutan Keş Peyniri

Dünyada menşei garanti olan ürünlerimizden biri olan yoğurt ile yaptığımız keş peyniri mesela… İyi ve yağlı yoğurttan yapıldığında parmesana kafa tutacak bir ürün keş. Günlerce güneşte kurutulması sebebiyle doğal ışınla fermente olur.

Obruk ise, aylarca mağarada bekletilerek yapılır. Bu peynir gün yüzü görmeden olgunlaşır. Katkı maddesi içermez ve bağışıklık sistemini güçlendirir.

Birçok tatlı ve tuzluda kullanılma kıvamı ve lezzeti olan tel çeçil peyniri ise elastik yapısıyla yaratıcı yemeklere hayli uygun bir ürün.

Eski kaşar peynirimize baktığımızda sert yapısı ve müthiş aromasıyla inanılmaz bir yapıya sahip olduğunu görürüz.

193 Çeşit Peynirimiz Var

Bu, sahip olduğumuz çeşitliliğin sadece küçük bir parçası. 193 çeşit peynirimiz olduğunu düşünürsek, dünyaya tanıtabileceğimiz büyük bir zenginlikten bahsediyor olduğumuz kesin.

Peynirlerimizle ilgili yaşadığımız en büyük sıkıntı ise doğal yollarla yapılan peynirlerde oluşan kalibre sorunu. Bölgeye, besiye göre farklılıklar gösteren peynirlerimiz için yaşanılan bu sıkıntı, dünya ile entegre olmamız için büyük bir engel. Bu konuda yapılacak yatırımlarla geleceğin gastronomi haritalarında peynir kültürümüzle öne çıkabiliriz.

Peynir endüstrisi ekonomik anlamda ülkelerin bütçelerine inanılmaz derecede katkı sunan devasa bir sektör ve ülke olarak biraz daha çaba göstererek biz de bunu başarabilir ve dünyada yapılacak tanıtımla bu pastadan pay alabiliriz. Bu endüstrinin ülkemize yaratacağı ekonomik değerin yanı sıra gastronomi anlamında ülke tanıtımına sunacağı katkı ve turizmi destekleyici rolü reddedilemez bir gerçek.

Parmesana Kafa Tutan Keş Peyniri "Mehmet Yalçınkaya"Peynir Suflesi (Dört Kap)

Peynir Suflesi İçin Malzemeler:

Dört adet yumurta (akları sarıları ayrılmış)
*     25 gr. un
*     25 gr. tereyağı
*     250 ml. süt
*     Tuz
*     Karabiber
*     Muskat cevizi rendesi (çok az)
*     80 gr. kaşar peyniri
*     20 gr. beyaz peynir
Kaplar için:

*     Tereyağı (yeteri kadar)
*     Galeta unu (yeteri kadar)

Peynir Suflesi Yapılışı:

Sufle kaplarının içini tereyağıyla yağlayın, yağladığınız kapların içinin tamamen galeta unuyla kaplanmasını sağlayın.
Bir sos tenceresine tereyağını alın, erdikten sonra unu ekleyin ve kavurun.
Kokusu çıkan una ısıttığınız sıcak sütü ekleyin. Eklerken sürekli çırpın ki topaklanma olmasın.
Tuz, karabiber ve muskatı ekledikten sonra ayırdığınız yumurta sarılarını çırparken tek tek ekleyin. Yumurta sarıları tamamen karışınca ocağı kapatın.
Sıcak karışıma rendelediğiniz peyniri ekleyin ve peynir eriyip karışım ılınıncaya kadar karıştırın.
Yumurta aklarına çok az tuz ekleyerek kar gibi oluncaya kadar çırpın. (Çırptığınız aklar kabı ters çevirdiğinizde akmayacak kıvama gelmeli.)
Hazırlayıp soğuttuğunuz peynirli karışımı, bir spatula yardımıyla iki-üç seferde alttan yukarıya doğru karıştırın ve yumurta aklarını yedirin.
Sufle kaplarına karışımı paylaştırın. 200 derece önceden ısıtılmış fırında 8-10 dakika pişirin. Sıcak servis yapın.

Kaynak: posta.com.tr

27 Ağustos 2021 Cuma

Yunan Mutfağından Nefis Bir Tarif: Souvlaki Kalamaki

 Yunan Mutfağından Nefis Bir Tarif: Souvlaki Kalamaki


Yunan mutfağı nedir? Yunan mutfağının özellikleri nelerdir? Komşu Yunan mutfağında en çok hangi yemekler yapılır? Yunan mutfağının en önemli sebzeleri hangileridir? Yunan mutfağında tüketilen balıklar nelerdir? Yiyecek ve içecek kültüründe Yunan mutfağının sevilenleri nelerdir?

Şef Özlem Mekik Yunan mutfağı...

Yunan mutfağı özelliklerini merak edenlere özel... Şef Özlem Mekik Yunan mutfağını tanıttı, Yunan mutfağının en bilinen yemeklerinden birinin tarifini verdi!

Türk mutfağına en yakın mutfaklardan biri olan Yunan mutfağı, Patlıcanın, domatesin, limonun, üzümün, deniz ürünlerinin ve türlü türlü otların işliğinde çok iyidir.

Zeytinyağlı sebze yemekleri en çok pişirilen yemekler arasındadır. Bununla beraber en iyi lezzetlerden balık ve diğer deniz ürünleri de Yunan halkının sık tükettiği lezzetlerdir. Her zaman taze balık bulunur Bu durumda Yunanistan’ın bir kıyı ülkesi olmasının ve birçok adaya sahip olmasının payı oldukça büyüktür. Caciki ismini verdikleri cacık, sofralarda kendine kesinlikle yer bulur. 

Kuru cacığa tzatziki adı verilir. İsimlerden yola çıkarak ne olduğunu tahmin edebileceğiniz yemekler arasında kefkedes (köfte), boureki (börek), fasolada (fasulye), iştah açıcılardan homus (humus), patlıcan yemeklerinden moussaka (musakka), dolmades (dolma) bulunabilir. Bu yemeklerin sunumlarında bazen farklılıklar görülebilse de temel olarak Türkiye’de yapılanlarla birebir aynırdır. 

Balık adlarındaki benzerlik de bulabilecek çeşittendir: 

Barbuni, garides, kamarika, kefali… Yunan yeme içme kültüründe en önemli öğün ise öğle yemeğidir. Bu öğünde en fazla tüketilen yerel yemekler arasında Pita gelir. Pita, kurutulmuş balıkla yapılan bir yiyecektir ve farklı çeşitlerde sunumu yapılabilir.

Tatlıyla arası iyi olan Yunan mutfağında İncir, zencefil, üzüm, portakal, badem tatlı tariflerinde en fazla kullanılan malzemelerdir. Baklava, kadayıf gibi tatlılar, diğer Yunanistan’da da çok sevilir.

Yunanistan’da yeme içme kültürü bölgelere göre değişiklik gösteriyor. Örneğin ülkenin kuzeyinde Makedon mutfak kültürünü etkisi görülürken; adalarda ise daha fazla balık ve deniz ürünleri ağırlıklı bir mutfak kültürüne sahiptir.

Yunan Mutfağından Bir Tarif: Souvlaki Kalamaki

Yunan Mutfağından Nefis Bir Tarif: Souvlaki Kalamaki
En Sevilen Yunan Yemeklerinden Souvlaki Kalamaki İçin Malzemeler (4 Kişilik):

*     1 Kg Kadar Dana Bonfile / Antrikot / Kontrfile Eti
*     2 Adet İri Sivri Biber
*     1 Adet Kırmızı Biber
*     1 Tane Orta Boy Soğan
*     1 Yemek Kaşığı Kuru Biberiye
*     ½ Yemek Kaşığı Kekik
*     2 Diş Sarımsak
*     5 Yemek Kaşığı Zeytinyağı
*     3 Yemek Kaşığı Elma Sirkesi
*     1-2 Çay Kaşığı Tuz
*     2 Çay Kaşığı Karabiber

En İyi Yunan Yemeklerinden Souvlaki Kalamaki Hazırlanış Tarifi:

Soğanı rendeleyin ve rendelediğiniz soğanların suyunu elinizle sıkın. Soğanın suyunu bir kenara ayırın. Soğan suyunun içerisine biberiye, kekik, rendelenmiş sarımsak ve sirkeyi ilave edin ve karıştırın.

Etleri 2 cm’ lik parçalar halinde kesin. Hazırladığınız etleri daha önceden hazırladığınız soğan suyundan yapılmış olan karışıma yatırarak 1 gece dinlendirin. Etleri diğer gün marineden aldıktan biberleri de etlerin uzunluğunda kesin. Daha sonra sırasıyla et ve biberleri şişe dizin. İster ızgara tavasında ister mangalda şişlerin üzerine sürekli olarak zeytinyağı sürerek arkalı önlü 5’er dakika pişirin.

Etleriniz pişerken tuz ve karabiber serpin. Etlerinizin yanında yeşil salata, köz sebzeler tercih edebilirsiniz. Etleriniz piştikten sonra sıcak olarak servis edin.

Souvlaki Kalamaki Not: 
Etlerinizi alırken üzerinde yağ ve sinir olmamasına dikkat edin. Etlerinizi 1 gece önceden marine etme fırsatı bulamazsanız en az 45 dakika öncesinden marine edebilirsiniz.

Yöresel Antep Mutfağı Tescilli Yemeklerini Çoğalttı...

 Yöresel Antep Mutfağı Tescilli Yemeklerini Çoğalttı...


Yöresel mutfaklarımızdan Gaziantep mutfağının geleneksel lezzetlerinden “Antep şekerli peynir böreği”, “Antep sebzeli peynir böreği”, tescilli yemeklerimizden “Antep mumbar dolması” ve “Antep cağırtlak kebabı”, Türk Patent ve Marka Kurumunca coğrafi işaret belgesiyle tescillendi.

Yöresel Antep Mutfağı Tescilli Yemeklerini Çoğalttı...
Yöresel gastronomi haberlerinde de yer alan açıklamada;

Gaziantep Büyükşehir Belediyesinden yapılan yazılı açıklamaya göre, Büyükşehir Belediyesi ve Gaziantep’i Geliştirme Vakfının, kentin yöresel lezzetlerini korumak, gelecek nesillere aktarmak ve tanıtmak amacıyla yürüttüğü son çalışmalarla Antep şekerli peynir böreği, Antep sebzeli peynir böreği, Antep mumbar dolması ve Antep cağırtlak kebabı tescillendi. 

Yöresel Antep Mutfağı Tescilli Yemeklerini Çoğalttı...
Şehrin, coğrafi işaret aldığı 67 ürün ve lezzetiyle ekonomi ve turizme katkısı sağlanması hedefleniyor.

Et Nedir? Et Çeşitleri Nelerdir? Et'in Özellikleri...

  Et Nedir?  Et Çeşitleri  Nelerdir? Et'in Özellikleri... Türk aşçı haberleri ve güncel mutfak haberleri olarak aşçılık kütüphanesinde &...