31 Ağustos 2022 Çarşamba

Küncü & Susam Nedir? Küncü Nedir, Özellikleri Nelerdir,

 


Küncü & Susam Nedir? Küncü Nedir, Özellikleri Nelerdir, Hangi Yöreye Aittir? Kavrulmuş susam mı çiğ susam mı? Susam günde ne kadar tüketilmeli? Susam mideye iyi gelir mi? Küncünün faydaları nelerdir Sorusu En Çok Sorulanlar Arasında... Susam kimler yememeli? Susam'ın diğer adı nedir? Susam hangi hastalığa iyi gelir?

Türk aşçı haberleri olarak siz takipçilerimiz için hazırladık...

Küncü Nedir, Hangi Yöreye Aittir? Küncü Ve Susam Aynı Şey Mi?

Küncü, Afrika kökenli bir baharat çeşididir. Küncü ile susam aynı şeydir. Küncü içerisinde yüksek miktarda vitamin ve mineral bulundurur. Gıda olarak tüketilebileceği gibi kozmetik sektöründe de kullanılmaktadır. Sizler için küncü nedir, hangi yöreye aittir, küncü ve susam aynı şey mi hakkında merak edilenleri derledik.

Afrika kökenli olan küncü, sağlık açısından oldukça faydalı baharatlardan biridir. Sıklıkla hamur işleri için tercih edilmektedir. Vücuda son derece faydalıdır.

Küncü Nedir, Özellikleri Nelerdir, Hangi Yöreye Aittir?

Küncü A, C ve E vitaminlerine sahip olan bir baharattır. Sağlık açısından oldukça büyük bir önem taşır. Mutfaklarda sıkça kullanılmaktadır ayrıca kozmetik açıdan yağı cilde uygulanmaktadır. Küncü günlük olarak tüketilebilecek zararsız ve bol faydalı gıdalar arasındadır. Sağlıklı beslenmede Bağışıklık sistemini güçlendirir, hastalıklara karşı vücudu korur.

Küncü & Susam Nedir?
Kavrulmuş susam mı çiğ susam mı?

Kavrulmuş Küncü & Susam'ın faydaları çiğ susama kıyasla daha azdır ama doğru ısıda ve doğru biçimde kavurma işlemi uygulanırsa kavrulmuş susamdan da verim alınabilir. Kavurma işlemi mutlaka düşük ısıda, tek defada ve sürekli karıştırılarak gerçekleştirilmelidir.

Küncü ve Susam Aynı Şey mi?

Küncü, Latincede Sesamum İndicum olarak geçmektedir, bir bitki türüdür. Yöresel bölgelerde küncü olarak bilinse de, aslında halk arasında susam olarak bilinen baharattır. İkisi de aynı şeydir susam ve küncü arasında bir fark yoktur bundan dolayı rahatlıkla küncü tüketilebilir.

Susam günde ne kadar tüketilmeli?

3 yemek kaşığı (30 gram) susam tohumu porsiyonu, lif için günlük % 12'sini sağlar; bu, sindirim sağlığınız için çok önemlidir (K, K).

Susam mideye iyi gelir mi?

Tıpta susamın yağı çözücü olduğundan ilaç yapımında kullanılır. Özellikle saç, kirpik, kaş ve cilt bakımında kullanılır. Susam işlem gördüğünde içeriğindeki asit oranı artığından mide rahatsızlığı olanlar için tüketilmesi tavsiye edilmez. Ancak tahin olarak tüketilebilir.

Küncü & Susam Nedir?
Küncünün faydaları nelerdir Sorusu En Çok Sorulanlar Arasında...

Küncü günlük olarak tüketilebilen ve bağışıklık sistemini koruyan etkiye de sahip bir baharat olmaktadır. Bağışıklık sisteminin düşük olması kişinin hastalıklara karşı vücudunun direnç göstermesine engel olabilir. Küncü özellikle diyabeti önleyen yapısı ile kan şekerini dengeleyici olarak sıklıkla tercih edilmektedir.

Susam kimler yememeli?

Alerji ya da ailesinde alerjiye eğilimi olan çocukların susam tüketmesi çok tehlikeli olabilir. Susamın alerji belirtileri ise; kusma, kaşıntı, öksürük, tıkanıklık, ishal, hapşırık, burun akıntısı… Bu ilk belirtiler susam alerjisi olan bünyelerde susam yedikten 1 saat sonra ortaya çıkar ve 24 saat devam etmektedir.

Susam ın diğer adı nedir?

başta uygurca'da künjüt olmak üzere, azerice ve birçok türki dilde küncüd olarak bilinmektedir. adana ve gaziantep dolaylarında küncü olarak telaffuz edilmesi normaldir. karşılığı olan bir şeye ısrarla susam demek ise bu dile hakarettir.

Küncü & Susam Nedir?
Susam hangi hastalığa iyi gelir?

Susam stres giderici mineraller olarak bilinen kalsiyum ve magnezyum içerir. Ayrıca sakinleştirici vitaminler de içermektedir. Bu sayede ruh halini iyileştirir, ağrıları azaltır ve derin bir uyku çekmenize yardımcı olur. Siyah susam demir bakımından çok zengindir.

Kalifiye Personel Yetersizliği Otellerde Şikayetleri Artıyor....

 Kalifiye Personel Yetersizliği Otellerde Şikayetleri Artıyor....


Otellerde yaşanan personel sıkıntısı Gastronomi Sektöründe Kalifiye Personel Açığını'n yeniden değerlendirilmesi gerektiğini gündeme taşıdı..

HolidayCheck tarafından yapılan araştırmaya göre, otellerde konaklayan misafirlerin personel eksikliğinden kaynaklanan şikayetlerinde büyük artış yaşandı...

Trkiye turizm haberlerinde de yer alan Otellerde yaşanan personel sıkıntısı, müşteri şikayetlerinde büyük artış yaşanmasına neden oldu. 

Reyting portalı HolidayCheck'in yaptığı araştırmaya göre, personel eksikliği turizm değer zincirinin her aşamasında kendini hissettiriyor. 

Türkiye gastronomi haberlerinde de yeniden Otelciler Personel Bulamıyor sorusunu yeniden gündeme getirdi...

Buna göre, Kalifiye Personel Yetersizliğinden otellerde konaklayan misafirlerin personel eksikliğinden kaynaklanan şikayetleri 2018 yılına kıyasla 5 kat artmış durumda. 

Korona öncesi 2018-19 döneminde de turizm sektöründe personel eksikliği olduğuna dikkat çeken HolidayCheck, 2018-2020 arasında sabit kalan personel eksikliğinden kaynaklı yorumların bu yıl 5 kat birden artarak 600'e yükseldiğine dikkat çekti. 

Araştırma misafirlere dair ilginç bir tutumu da ortaya koydu. Otellerdeki personel eksikliği ile ilgili değerlendirme yapanlar, 6 üzerinden ortalama 4,4 puan verdi. 

Bu puanın, 2019'dakinin yüzde 0,5 üzerinde olması, "Misafirlerin sabırlı" olmasına yoruldu.

Kış sofralarının vazgeçilmezi Konserve Nasıl Yapılır?

 


Kış sofralarının vazgeçilmezinde büyük tehlike: Ölümcül olabilir...

Gıda Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Ali Manavoğlu, "Steril edilmeyen kavanoz ve gıdayla ikinci kez kullanılan kapaktan veya yeterli kaynatma yapılmadan hazırlanan domates konservesinde oluşabilecek clostridium botulinum bakterisi insan sağlığını olumsuz etkileyebilir, ölümle sonuçlanabilir"

Yaz aylarının son günlerinde, kışlık yiyeceklerin hazırlanmasına başlandı. Evlerinde yemeklere lezzet katan domates konservesi ve turşu yapan kadınların yeterince steril etmeden hazırladığı gıdalar, uygun koşullarda muhafaza edilmezse tehlike saçıyor. 

Gıda Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Ali Manavoğlu, konserve hazırlanırken yapılacak hata nedeniyle oluşabilecek mikrobiyolojik üremenin sağlığı olumsuz etkilediğini ve ölümle sonuçlanabileceğini söyledi.

'Kavanoz Steril Olmalı, Kapağı İkinci Kez Kullanılmamalı'

Konserve hazırlanırken dikkat edilmesi gerekenleri anlatan Manavoğlu, "Kullanacağımız ürün steril olmalı. Kavanozu, kapağını kaynar suda belirli süre kaynatarak steril hale getirilmeli. Kavanoz kapağını ikinci defa kullanmamalıyız. Kapakta paslanma, kirlenme mevcutsa bakteri üremesi oluşur" dedi.

'10 İle 30 Dakika Arası 80 Derecede Kaynatılmalı'

Konserve yapımında, domates, patlıcan, biber, meyve gibi asidik gıdaların tercih edilmesi gerektiğini vurgulayan Manavoğlu, şunları söyledi:

"Konserve yapacağımız eğer asidik ürün değilse, örneğin fasulye gibi içerisine sirke, limon ilave ederek asitliği artırılır. Domates konservesi sıkça hazırlanır. Tuz dengesinin iyi ayarlanması bakteri üremesini engeller. 

Hazırlanan gıdayı kavanoza koyduktan sonra yaklaşık 80 derecede, 10 ile 30 dakika arasında kaynatıp, konservede bakteri üremesini engelleriz. Hazırlanma aşamasında steril edilmeyen kaplar ve uygun ortamda bekletilmeyen konservelerde clostridium botulinum bakterisi oluşabilir. Ev hanımları sıcaklık uygulamasına ve süresine dikkat etmeli."

Kapakta Şişme Varsa, Konserve Tüketilmemeli

Hazırlanan konserveyi tüketmeden önce kontrol edilmesini öneren Manavoğlu, kış hazırlıklarından olan "Kış aylarında tüketmeden önce şişme yapmış kapak varsa mutlaka o konserveyi ayırmamız gerekir. Zehirlenmeye yol açabilir. Clostridium botulinum bakterisi insanda felce ve ölüme yol açabilir. Görme bozukluğu, halsizlik, kusma, ishal belirtisi var. Konserve tüketimi sonrası bu tarz belirti oluşursa hastaneye gitmek gerekir" diye konuştu.

'Ölümle Sonuçlanabilir' Uyarısı

Ali Manavoğlu, önceki yıllarda Adana'da aynı aileden 4 kişinin konserve domatesle yapılmış menemen yemesinin ardından zehirlenip hayatını kaybettiğini hatırlattı. 

Hazırlama aşamasında hijyen ve ısıl işlem uygulamasına dikkat edilmesini isteyen Manavoğlu, konserve tüketilmesinin ardından belirtilerin görülmesi halinde kişinin kusturulmadan en kısa sürede tedaviye götürülmesi gerektiğini dile getirdi. Manavoğlu, kusma sonrası teşhisin gecikebileceğini sözlerine ekledi.

Başka Bir Haber Kaynağımız Olan, Konserve Nasıl Yapılır konularında Antalya Gazipaşa Haberler Kaynağından Edinmiş Olduğumuz Bilgilere Göre:

Konserve Nasıl Pişirilir Nasıl yapılır? Konserve yaparken nelere dikkat edilir? Evde Konserve yapmanın püf noktaları nelerdir?

Konserve kavanozu nasıl hazırlanır?

Büyükçe bir tencerenin içerisine yarısı kadar su ilave edin. Su kaynayınca kavanozları ve kapakları dikkatli bir şekilde tencereye aktarın. Ortalama 40 dakika kadar (vaktiniz varsa 1 saat) kavanozlarınızı kaynatın. Ardından elinizin yanmamasına dikkat ederek kavanozları tencerenin içerisinden alın.

Konserve ne kadar süre kaynatılır?

Kullanılacak kavanozlar ve kapaklar önce akan suyun altında yıkanmalıdır. Sonrasında bir tencerede su kaynatılıp, kavanozlar ve kapaklar tencerenin içinde 15 dakika kaynatılmalıdır.

Konservelerin bozulmaması için ne yapmalı?

“Paslı ya da paslanabilecek malzemelerden yapılmış kapaklarda mikrop üreme özelliği yüksektir. Bu nedenle konserve yapımında ısıya dayanıklı cam kaplar ve paslanmaz kapaklar kullanılmalıdır. Kullanımadan önce mutlaka cam kavanozlar 15-20 dakika kaynatılarak sterilize edilmelidir.

Pişmiş yemek konservesi nasıl yapılır?

Konserve için çorbanız kaynama ısısındayken konserve kavanozuna koyup vakit kaybetmeden kapağını kapatın ve kavanozu ters çevirip ısısının oda sıcaklığına düşmesini bekleyin. Oda sıcaklığına gelen kavanozu buzdolabına kaldırın. Bu şekilde 6 aya kadar saklayabilirsiniz çorbalarınızı.

Ev yapımı konservenin bozulduğunu nasıl anlarız?

Kabarma, bombeleşme varsa bu clostridium botulinum adlı bakterinin ürediğini gösterir ve asla tüketilmemelidir. Kapak eğer sızdırmışsa, küflenme varsa kesinlikle bu konservenin de tadına bile bakılmamalıdır. Kapağı açtığınızda renginde, kokusunda, değişiklik varsa bu konserve de tüketilmemelidir.

Konserve kaynatırken nelere dikkat edilmeli?

1- Asitliği düşük besinlerin konservesi hazırlanırken basınçlı tencere kullanılmalıdır. 2- Kullanılmadan önce cam kavanozlar ve kapakları 15-20 dakika kaynatılarak sterilize edilmelidir. Bunun yanı sıra kavanoz kapaklarının paslı olmamasına özen gösterilmeli ve her konserve yapımında kapaklar yenilenmelidir.

Yarım kavanoz konserve olur mu?

Kavanozları asla yarım doldurmayın. Aksi halde kavanozda kalan hava, bakterilerin üremesine ve küf oluşmasına neden olacağından konserve kısa sürede bozulur.

Kavanoz kapaklarının atmaması için ne yapılır?

Bu nedenle havayı sıcak suyla gevşetmek kavanoz kapağı açma adına en etkili yöntemlerden biridir. Bir kabın içerisinde bir miktar sıcak su koyun. Hazırladığınız sıcak suyun içerisine kavanozu ters çevirip koyun ve ortalama 30 dakika kadar bekleyin.

Kavanoz emniyet bandı nasıl yapılır?

Kavanoz kapak çapınızı ölçün ve uygun ölçüdeki emniyet bandını seçin. Emniyet bandını, üstte pay bırakacak şekilde kavanozunuzun kapağına yerleştirin. Sıcak hava tabancasıyla ve ya fön makinası ile ısıyı eşit bir şekilde uygulayarak emniyet bandının kapağı sarmasını sağlayın.

Kavanozun içindeki hava nasıl alınır?

-Çatalı, açılmayan kapağın kenarına doğru ittirin. Kavanozdaki havanın çıktığını duyacaksınız ve kapak kolayca açılacak. -Sıkışan kavanoz kapağını açmak için bir diğer yöntem ise kavanozu ters çevirip kapak kısmını yere birkaç kere hafifçe vurmak… Bu noktada da kavanozun havası çıkacak, kapak kolayca açılacak.

Çölyak Hastalarına Kamu Hastanelerinde “Glütensiz Menü”

 


Çölyak Hastalarına Kamu Hastanelerinde “Glütensiz Menü”

Düzce İl Sağlık Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen “Glütensiz Menü” uygulaması Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü Verimlilik ve Kalite Uygulamaları Dairesi Başkanlığı tarafından iyi uygulama örnekleri arasında gösterildi.

Sağlık Müdürlüğü'nün 'Glütensiz Menü' uygulaması Türkiye’ye örnek gösterildi...

Düzce Atatürk Devlet Hastanesi gerçekleştirilen uygulama ile glüten hassasiyeti olanlara ve Çölyak hastalarına özel “glütensiz menü” hazırlanıyor.

Çölyak hastalığında en etkin olduğu bilinen bağışıklık sisteminde tedavi glütenin ve glütenle yiyeceklerin tüketilmemesi. 

Glütensiz diyet uygulaması ile hastalığın var olan belirtileri kontrol altına almak, hastaların yaşam kalitelerini arttırmak ve hastalıkları ile ilgili oluşabilecek istenmeyen durumları önlemek amaçlanıyor.

Düzce İl Sağlık Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen örnek uygulama ile sağlık çalışanları, hasta ve hasta yakınlarının beslenmelerinde çözüme ortak olmak amacıyla planlama yapılıyor.

2021 yılının Haziran ayından bu yana uygulanan proje İl Sağlık Müdürlüğü koordinasyonunda Atatürk Devlet Hastanesi mutfağında diyetisyen gözetiminde, uygun mutfak koşullarında, kaliteli glütensiz ekmek ve ürünler tercih edilerek ve tüm hijyenik şartlar sağlanarak eğitimli personeller tarafından glütensiz yemek menüsü hazırlanması şeklinde yürütülüyor.

30 Ağustos 2022 Salı

Roka Çeşitleri Nelerdir?

 


Roka Çeşitleri Nelerdir?

Roka nedir? en sevilen Roka çeşitleri nelerdir? Roka hangi mevsimde yetişir? Roka çeşitlerinin özellikleri nelerdir? Roka ne zaman yetişir?

Roka Çeşitlerinden "Dikovina" Rokası Nedir, Özellikleri Nelerdir?

Roka Çeşitleri Nelerdir?
Bahçıvanlar ve mutfak uzmanları arasında en popüler olanlardan biri Eruki çeşididir. Bu roka, sezon ortasıdır - yapraklar, ilk sürgünlerin görünmesinden 35. günde olgunlaşır.

Bu tür salata yeşillerinin sapları 30 cm yüksekliğe kadar, düz ve pürüzsüz olabilir. Yapraklar rozetlerde toplanır, yaprak şekli oyulur, uzun ve dardır. "Arrows of Cupid" çeşidinin salkımları, karakteristik sarı tonları ile tanınabilir. Bu roka çeşidinin çalıları biraz karahindiba gibidir.

En Sevilen Roka Çeşitlerinden  "Aşk Tanrısı Okları" Rokası Nedir, Özellikleri Nelerdir?

Roka Çeşitleri Nelerdir?
Bahçıvanlar ve mutfak uzmanları arasında en popüler Türk aşçı haberleri olanlardan biri Eruki çeşididir. Bu roka, sezon ortasıdır - yapraklar, ilk sürgünlerin görünmesinden 35. günde olgunlaşır.

Bu tür salata yeşillerinin sapları 30 cm yüksekliğe kadar, düz ve pürüzsüz olabilir. Yapraklar rozetlerde toplanır, yaprak şekli oyulur, uzun ve dardır. "Arrows of Cupid" çeşidinin salkımları, karakteristik sarı tonları ile tanınabilir. Bu roka çeşidinin çalıları biraz karahindiba gibidir.

Roka Çeşitlerinden En İyi Salata Tariflerinde De Yer Alan "Olivetta" Rokası Nedir, Özellikleri Nelerdir?

Roka Çeşitleri Nelerdir?
Roka, erken olgunlaşan çeşitlere aittir - büyüme mevsimi sadece üç haftadır. Burçlar düzdür, hatta boyları 15-20 cm'yi geçmez Yapraklar lir şeklinde, hafif oval, koyu yeşil renkte boyanmıştır.

Olivetta çeşidinin yeşillerini karakteristikleri, hafif acı tatları ve belirgin ceviz aroması ile ayırt etmek mümkündür. Bu lezzet nitelikleri, mutfak uzmanları tarafından çok beğenilmektedir; Olivetta çeşidinin roka, yemeklere özel bir titizlik verir.

Roka Çeşitlerinden  "Rocket Esmee" Rokası Nedir, Özellikleri Nelerdir?

Roka Çeşitleri Nelerdir?
Bu tür eruki de çok çabuk olgunlaşır - ilk filizlerin yerden kopmasından sadece 20-23 gün sonra roka hasat edebilirsiniz.

Roka çalıları alçaktır - sadece 20 cm, yapraklar rozetlerde toplanır, çeşidin yapraklarının şekli tüylere benzer - oyulmuş, hafif yuvarlatılmış kenarları vardır. Yapraklar koyu yeşil renkte boyanmıştır. Bu yeşilliklerin tadı da öyle değerli bir ceviz aromasına sahiptir: Türk aşçı haberleri "Rocket" çeşidinin roka, herhangi bir yumuşak yemeği bir mutfak şaheserine dönüştürebilir.

Roka Çeşitlerinden "Bengi" Rokası Nedir, Özellikleri Nelerdir?

Roka Çeşitleri Nelerdir?
Geniş uzun yapraklı, yaprak rengi koyu yeşil, yaprak üst yapısı oval alt kısımlarına doğru dişlidir. İlkbahar ve sonbahar ekimi yapılmaktadır. Aromalı bir tadı vardır. Taze tüketimi yapılmaktadır.

Roka Çeşitlerinden "Sicilya" Rokası Nedir, Özellikleri Nelerdir?

Roka Çeşitleri Nelerdir?
Mevsim ortası Rus çeşidi Sicilya, 2006 yılında “Rus Tohumu” Bilimsel Üretim Şirketi tarafından kayıtlara girmiştir.Bu çeşidin yeşillikleri belirgin bir ceviz aromasına ve aromasına sahiptir. Yapraklar ortaya çıktıktan 27-30 gün sonra yenilebilir. Bitki 60 cm yüksekliğinde büyür. Türk aşçı haberleri Soğuğa dayanıklı (donları -6 downº ye kadar getirir), ancak kuraklık sırasında okları başlatır, ısıya tolerans göstermez. Roka yaprakları Sirelium lyrate, pintately disseke ve çiçekler mor damarlı sarı-beyazdır. Yeşil verim 2,5 kg / sq. m.

Roka Çeşitlerinden "Korsika" Rokası Nedir, Özellikleri Nelerdir?

Roka Çeşitleri Nelerdir?
Sezon ortası çeşidi Corsica, 2006 yılında Rus Tohum Araştırma ve Prodüksiyon Şirketi ve Euro Seeds şirketi tarafından tozlandı. Yeşillikten dolayı yeşillik 30-32 gün boyunca yenilebilir hale gelir. Yarı yükseltilmiş yaprak rozetleri 62 cm yüksekliğe ulaşır, dar yapraklar pürüzsüz bir yüzeye, yeşil renkte ve çentikli kenarlı lir formuna sahiptir. Çiçekler pembe bir dokunuşla beyaz. Çeşitlilik soğuğa dayanıklıdır, ancak kuraklığı tolere etmez ve okların üzerinde hızlıdır.

Roka Çeşitlerinden "Victoria" Rokası Nedir, Özellikleri Nelerdir?

Roka Çeşitleri Nelerdir?
Yataklara tohum ekildikten sadece 20-25 gün sonra olgunlaşan erken olgun bir roka çeşididir. Burçlar, oval yaprakların düz gövdeleri ve rozetlerinden oluşur. Yükseklikte, roka çeşidi "Victoria" çalıları 15-20 cm'yi geçmez.

Bu eruka, özellikle narin yapraklardaki son derece yüksek vitamin içeriği nedeniyle takdir edilmektedir.

Roka Çeşitlerinden "Poker" Rokası Nedir, Özellikleri Nelerdir?

Roka Çeşitleri Nelerdir?
Sadece üç haftalık bir büyüme mevsimi olan erken bir roka çeşididir. Bu sürenin sonunda sağlıklı yeşillikler hasat edebilirsiniz.

Bu çeşidin yaprakları büyük, uzundur, zengin yeşil renkte boyanmıştır. Eruka, krem ​​renkli çiçeklerle çiçek açar, çeşitliliği maksimum 20 cm'ye ulaşır. Çeşitliliğin ayırt edici bir özelliği, hardal notaları ile hafif tatlı bir tattır.

Roka Çeşitlerinden  "Solitaire" Rokası Nedir, Özellikleri Nelerdir?

Solitaire
Sezon ortası çeşitlerini ifade eder, yeşilliklerin tam olgunlaşması, Türk aşçı haberleri tohumların ekilmesinden sadece 35-40 gün sonra gerçekleşir. Bitkinin yaprakları koyu yeşildir, şekilleri kesilmiş, uzamıştır.

Roka çeşidinin karakteristik bir özelliği, özellikle yemek pişirmede değerli olan hardallı ceviz aromasıdır. Bu eruka, mağazalarda ve marketlerde satış için harika olacak!

Roka Çeşitlerinden "Spartak" Rokası Nedir, Özellikleri Nelerdir?

Solitaire
Erken bir çeşit olan büyüme mevsimi sadece 19-25 gündür. Çalıların yüksekliği 18-20 cm'ye ulaşabilir Spartak çeşidinin Eruka'sı diyet bileşimi ile benzersizdir, maksimum miktarda uçucu yağ ve vitamin içerir.

Bu çeşidin roka, ısıtılmış seralarda yetiştirilebilir, bu, tüm yıl boyunca yeşillik hasadı yapmanıza izin verecektir.

Bağışıklık Sisteminde Fındığın Özellikleri Nelerdir?


Bağışıklık Sisteminde Fındığın Özellikleri Nelerdir?

Kavrulmuş Fındık Zararlı mıdır? Bağışıklığınız İçin Çiğ Fındığın Özellikleri Nelerdir Sorusunun Cevabı? Fındık ile beslenenlerde Çelik Gibi Sinirler, Fındık Beyin Sağlığını Destekler. Fazla Fındık Tüketmek Bağışıklık Sistemi İçin Zararlı mıdır? Fındığın Besin Değerleri ve Kalorisi Nedir?

Fındığın kavrulma süresinin uzaması fındıkta besin kayıplarına sebep olurken, fındığın içerisindeki sağlıklı yağların hasar görmesine ve okside olmasına sebep olarak hücrelerimize zarar verebilecek serbest radikallerin oluşmasına sebep olabilir. Kavrulmamışı, kavrulmuşa oranla iki kat fazla antioksidan içerir. Bu nedenle alırken çiğ (kavrulmamış) olmasına özen gösterin. Çiğ fındığın yararları…

Bağışıklığınız İçin Çiğ Fındığın Özellikleri Nelerdir Sorusunun Cevabında...

Fındık yağı E vitamini açısından zengin bir kaynak. E vitamini, kırmızı kan hücrelerinin parçalanmasını önleyerek anemi riskini azaltır. Doğru kan dolaşımı, ateş, soğuk algınlığı ve diğer hastalıkların oluşma riskini azaltarak bağışıklık sistemini güçlendirir.

Fındık ile beslenenlerde Çelik Gibi Sinirler

İçerdiği besin öğeleriyle tam bir sağlık deposu olan fındık, B6 vitamini açısından da zengin. B6 vitamini; elektrik sinyallerinin hızını ve verimliliğini artıran ve sinir sisteminin düzgün şekilde çalışmasını sağlayan, sinirin kılıfı olan miyelinin yaratılması için gerekli bir vitamin olarak bilinir. Ayrıca sinir sistemimizin sağlıklı bir şekilde işlev gösterebilmesi için seratonin, melatonin ve epinefrin gibi hormonların salgılanması B6 vitamininin desteği ile olur.

Fındık Beyin Sağlığını Destekler

Fındıkta, protonosiyanidinler, kersetin ve kaemferol gibi fitopkimyasal maddeler bulunur. Bu proantosiyaninler ‘flavonoidler’ olarak adlandırılan bir gruba ait. Flavonoidler beyin sağlığını destekleyebilir. Ayrıca triptofan ve izolosin aminoasitlerinden zengin olduğundan zihinsel ve psikolojik olarak kişinin kendisini daha iyi hissetmesini sağlar.

Fazla Fındık Tüketmek Bağışıklık Sistemi İçin Zararlı mıdır?

Fındığın gereğinden fazla tüketimi, sağlıklı beslenme için tam tersi etki yaparak kilo artışına yol açar. Çünkü enerjisi oldukça yüksek. Fındıktaki protein, lif ve yüksek yağ kompozisyonu, tokluk hissini artırır, bu da aşırı yemeyi önlerken yüksek kalori alımına karşı korur. 

Fındığın Besin Değerleri ve Kalorisi Nedir?

1 avucu yaklaşık 25 grama, o da 150 kaloriye denk gelir. Porsiyon miktarına dikkat etmek önemli. 1 porsiyon 6-7 adet çiğ fındığa denk gelir.

Diyabetiniz Varsa Çiğ Fındık Tüketin

American Journal of Clinical Nutrition’da yayınlanan 2015 çalışmasında, diyabetlilerde düzenli olarak fındık tüketimi olduğunda daha güçlü bir etki sağladığı, diyabetik olmayanlara göre daha düşük kan yağlarına sahip olduğu görülüyor. Diyabetliler günlük diyetlerine fındık eklediklerinde glukoz intoleransında iyileştirme olur.

Bir Avuç Fındık Kalbi Nasıl Korur?

Kalp sağlığını koruyan sağlıklı yağlar içerir. Oleik asit için iyi bir kaynak ki oleik asit kötü kolesterol (LDL) seviyesinin düşürülmesine yardımcı olurken, vücutta iyi kolesterolün (HDL) seviyesini yükseltmeye fayda sağlar. Düzenli fındık tüketimi kolesterolü yüzde 27 oranında düşürür. Bilimsel çalışmalar, düzenli olarak tüketen kişilerin kalp krizinden dolayı ölüm riskini oldukça azalttığını gösteriyor. Aynı zamanda demir, bakır, selenyum, magnezyum, potasyum, fosfor, çinko gibi minerallerin doğal kaynağı olduğu için kalp sağlığını korur.

Fındık Güçlü Bir Magnezyum Deposu

Magnezyum, vücuda giren ve çıkan kalsiyum miktarının düzenlenmesinde çok önemli bir rol oynar. Doğru miktarda kalsiyum kas kasılmalarını oluşturur ve kasların ihtiyaç duyulmadığında dinlenmelerine izin verir. Magnezyum, bu sayede kas gerginliğini azaltır ve kas yorgunluğunu, spazmı, kramp ve ağrıları önlemek için mücadele eder. Yüksek magnezyum seviyeleri aynı zamanda kas gücünü artırmaya yardımcı olur.

Fındık Cildin Genç Kalmasını Sağlar

Fındıkta bulunan antioksidanlar, cildinize zarar verebilecek serbest radikallerle mücadele ederek, cildin daha sağlıklı görünmesine yardımcı olur. Aynı zamanda UVA/UVB ışınlarının neden olduğu deri kanserinden cildi korur. Antioksidanlarla birlikte flavanoidler cilt hücrelerinin dejenerasyonunu uyarır. E vitamininin de desteğiyle ölü hücreleri ortadan kaldırarak daha sağlıklı ve daha genç görünümlü bir cilt sağlar.

Kanser Riskine Karşı Fındık Tüketin

Kanserli hücrelerin gelişimine neden olan faktörleri ortadan kaldırdığı düşünülen fındık, aynı zamanda vücuttaki kötü niyetli hücreleri yok etmeye yardımcı olarak kanser olasılığını azaltır. Fındıkta bulunan bir bileşik olan beta-sitosterol meme ve prostat kanseri riskini azaltır.

Fındık Lifli Yapısı Bağırsakları Mutlu Eder

Fındıktaki yüksek lif içeriği, bağırsak sağlığı için oldukça yararlı bir rol üstlenir. Yüksek lif tüketimi bağırsak hareketlerini aktif hale getirip, sindirim sisteminin işini kolaylaştırdığından, günlük yeterli miktarlarda çiğ fındık tüketimi kabızlığın tedavisinde kullanılabilir.

Metro Türkiye ana sponsorluğunda gerçekleşen Restoran Haftası kapsamında

 


Metro Türkiye ana sponsorluğunda gerçekleşen Restoran Haftası kapsamında bu yıl ilk kez “35 Yaş Altı 3 Şef Yarışması” düzenlendi. 

Yarışma kapsamında atıksız mutfak prensibiyle hazırladıkları tabaklarla birbiriyle yarışan adaylardan 4 şef yarışmayı kazandı. Atıksız mutfak çalışmaları ile sürdürülebilir mutfak anlayışı benimseyen genç şefler, yarışma ödülü olan Metro’nun Prag’da bulunan akademisinde eğitimlerini tamamladı. Sıfır atık, mutfakta sürdürülebilirlik gibi konularda eğitim alan genç şefler, Prag’da Michelin restoran ziyareti ve şef buluşmaları ile uluslararası tecrübe de kazanmış oldu.

Metro Türkiye’nin ana sponsorluğunda gerçekleşen ve Dudetable tarafından düzenlenen 11. Restoran Haftası’nda bu yıl ilk kez “35 Yaş Altı 3 Şef Yarışması” gerçekleşti. Türk mutfağının ilham veren yetenekli genç şeflerinin, sürdürülebilirliği mutfaklarının ana disiplini haline getirme amacıyla yarıştığı yarışma kapsamında finale kalan adaylar, gastronomi üzerine aldıkları eğitim, mutfak deneyimi, atıksız reçetelerdeki yaratıcılık ve teknik, Türk mutfağı ile olan ilişkileri gibi kriterler doğrultusunda belirlendi. 

Genç şeflerin “Atıksız mutfak” disiplini ile hazırladıkları tabaklarla, jüri tadımları sonucu yarışmanın kazananları arasında 2 şef aynı puanı elde etti, böylece yarışmayı 3 yerine, 4 şef kazandı. Yarışma sonunda kazanan isimler Şef Bahtiyar Büyükduman, W İstanbul Yönetici Şefi Şafak Erten, Hiç Urla Sous Şefi Efe Arslangiray ve Del Mare Şefi Selim Özgür oldu. 

Kazanan genç şefler, Metro bünyesinde Prag’da bulunan akademide sürdürülebilir mutfak üzerine eğitim hakkı elde etti. Atıksız mutfak disiplini, mutfakta sürdürülebilirlik gibi konularda Akademi şeflerinden eğitim alan ve Michelin guide restoranlardan Eatery’i ziyaret ederek ilham alan genç şefler, Prag’daki seçkin restoranların şefleri ile bir araya gelerek atıksız mutfak menüleri deneyimlerken uluslararası mutfak tecrübesi de kazandılar.

Sıfır atık prensibi ile tadım menüleri hazırlandı

Metro’nun Prag’da bulunan gastronomi platformu Makro Akademi’de şef Petr Stádník liderliğinde gerçekleşen eğitimlerde, sıfır atık disiplinine uygun olarak sürdürülebilir trendlerle zenginleştirilmiş menüler hazırlandı. Balığın tütsülenerek ve tamamen atıksız olarak kullanıldığı menülerde mısır koçanları, patates, ıspanak ve yaban havucu gibi sebzeler de tamamen sıfır atıkla işlem gördü. 

Sebzeler kabukları ile birlikte kullanılırken, yeşilliklerin gövdeleri ve kökleri yeşil yağ hazırlamak için kullanıldı. Çek mutfağının öne çıkan malzemelerinden mantarların ise yıllarca saklanabilen mantar turşusu ve mantar artıklarının ise kurutularak toz haline getirilerek değerlendirildiği eğitim menülerinde sıfır atık prensibi ile dana tartar, yerel alabalık ve mantı, yaban mersinli turta gibi lezzetlerin yer aldığı tadım menüleri hazırlandı.

Genç şeflere sürdürülebilir mutfak konusunda Metro Türkiye’den büyük destek

Metro’nun Prag’daki gastronomi akademisinde açıklama yapan Metro Türkiye CEO’su Sinem Türüng, “Türk mutfağının değerlerine sahip çıkmak ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla çalışmalarımızı sürdürürken, mutfağımızı yarınlara taşıyacak ve dünyaya tanıtacak olan Türk şeflerimizi, uluslararası platformlarda hak ettikleri yere gelebilmeleri için destekliyoruz. 

Bugün dünyamızın karşı karşıya olduğu koşullarda kaynakların sınırlılığı ve her geçen gün tüketimin artması nedeni ile gıda atığı ve israfı artık müşterilerin daha da fazla önem verdiği bir konu haline geldi. Eskiden bir restoranın diğerlerinden daha popüler olması için en önemli kriter iyi bir menüye sahip olmasıydı. Ama artık müşterilerin çevresel sorunlara karşı farkındalıkları daha yüksek. 

Gıdaların, hatta gidecekleri restoranın sürdürülebilir olması konusunda ise daha çok duyarlılar. Dünyanın en önemli gastronomi şehirlerindeki restoranlarda da artık bu konuda yavaş yavaş bir dönüşüm başladı. Biz de genç şeflerin yanında olup bu küresel trendin bir parçası olabilmeleri, ülkemizde rol model olup nice genç şeflere ilham verebilmeleri için bu yarışmaya destek vererek atıksız mutfak konusunda farkındalığın artırılmasını amaçladık. 

Yarışmayı kazanan bu dört gencimizi Türk Mutfağının sürdürülebilirlik elçileri olarak görüyor ve Makro Akademi’de kendileri için hazırladığımız bu programdan çok önemli kazanımlarla ayrılacaklarına inanıyoruz. Atıksız mutfak konusunda gerçekleştirdiğimiz öncü çalışmalar ile sektöre rehberlik etmekten gurur duyuyor, genç şeflerimize ilham veren yeni imkanlar yaratmaya devam ediyoruz” diye konuştu.

Yeme içme sektöründe gıda atıklarıyla mücadele

30 yılı aşkın bir süredir sürdürülebilirliği bütüncül bir şekilde ele alan Metro Türkiye, gıda atığı konusunda da kendi operasyonlarında gerçekleştirdiği çalışmaların yanısıra tedarikçilerini ve müşterilerini de desteklemek üzere sektörde öncü çalışmalar gerçekleştiriyor. 

2017 yılına göre gıda atığını 51 oranında azaltan ve 2022 Mart itibarıyla yaklaşık 2.000 ton gıdayı gıda bankaları aracılığıyla ihtiyaç sahiplerine ulaştıran Metro Türkiye, restoranların ve şeflerin bu konudaki çalışmalarına liderlik etmek ve farkındalıklarını artırmak için geçtiğimiz yıl ‘Gıdanı Koru’ kampanyası kapsamında Tarım ve Orman Bakanlığı ve FAO iş birliği ile “Otel, Restoran ve Diğer Toplu Tüketim Yerlerinde Gıda İsrafı ile Mücadele Kılavuzu” isimli rehberini hazırladı. 

Kılavuz baz alınarak oluşturulan eğitimlere 100’den fazla sektör profesyoneli katıldı. Gıda atıklarıyla mücadelesine saha uygulamaları ile devam eden Metro Türkiye, kılavuz ve eğitimlerin uygulamasına ve ölçümlerine başladığı saha çalışmaları kapsamında ise gıda israfını önlemek ve atıksız mutfak yaklaşımını güçlendirmek için Fazla Gıda İşbirliği ile Divan ve Akkomarka restoranlarında atık ölçümleme çalışmalar gerçekleştirdi. 

Gastronometro web sitesindeki sürdürülebilirlik platformunda sürdürülebilirlik trendleri, sürdürülebilir ürün ve hizmet çözümleri, atık azaltma ve sıfır atık prensibi ile hazırlanmış örnek menüleri yeme içme sektörüne sürdürülebilirlik dönüşümleri sürecinde fayda sağlamak amacıyla sunmaya devam ediyo

Bursa'nın "İpeksi Lezzetleri" 23-25 Eylülde Vitrine Çıkıyor

 


Bursa'nın "İpeksi Lezzetleri" 23-25 Eylülde Vitrine Çıkıyor

BURSA - Bursa Büyükşehir Belediyesi, Osmanlı saray mutfağının doğduğu şehir olarak nitelendirilen Bursa'yı gastronomi turizminde de öne çıkarmak amacıyla 'İpeksi Lezzetler' sloganıyla ilk kez Bursa Gastronomi festivali düzenliyor.

Bursa’nın turizmden aldığı payı artırmak amacıyla kentin sahip olduğu tüm değerleri en iyi şekilde değerlendiren Bursa Büyükşehir Belediyesi, şimdi de Bursa mutfağını vitrine çıkarıyor. Sultan 2. Bayezid Han tarafından 1502 tarihinde çıkarılan, ürünlerin yanı sıra ekmek, çörek, et, meyve ve sebze gibi yiyeceklerin satış kurallarını belirleyen Kanunname-i İhtisab-ı Bursa ile dünyanın ilk standardının hazırlandığı kent olan Bursa'nın lezzetleri bu festival ile tüm dünyaya tanıtılacak. 

23-25 Eylül tarihlerinde yapılacak Bursa Gastronomi Festivali, Bursa’nın gastronomi alanındaki potansiyelini, Türkiye'nin her bir yanından gelecek olan akademisyenler, şefler, kanaat önderleri ve Bursalıların desteğiyle daha da geliştirecek. Festival birçok yarışmaya ev sahipliği yapacak ve bu işe gönül vermiş öğrencilere eğitim fırsatları sunacak. Festival öncesinde gerçekleştirilecek Gastronomi Çalıştayı ve festival sırasında düzenlenecek panellerle gıdada sıfır atık, yerel tedarik, gastronomi ekonomisi, eğitim, ticaret ve beslenme konularını masaya yatıracak ve Gastronomi Dünyası için yeni yol haritalarının oluşmasına zemin hazırlayacak.

Osmanlı döneminde yıldızı parladı

Bursa mutfağını geniş kitlelere açacak olan ve gastronomi haberlerinde de yer alan Gastronomi Festivali’nin tanıtım toplantısı Almira Otel’de yapıldı. Toplantıya Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın yanı sıra Bursa Valisi Yakup Canbolat, Bursa Milletvekilleri Emine Yavuz Gözgeç ve Zafer Işık, AK Parti Genel Merkez Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı Ahmet Zenbilci ve AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan da katıldı. 

Bursa’nın bacasız sanayi olarak bilinen turizmin bütün kollarında hemen her nimete sahip olduğunu ifade eden Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, “Bursa’mız, bütün özelliklerinin yanında mutfak kültürü açısından da ülkemizin en önemli şehirlerinden biridir. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde yıldızı parlamıştır. 

Günümüzde ise etkisini hâlâ sürdürüyor. Orta Asya ve Anadolu topraklarının harmanlanmış kültürü, etkileşimi bu mutfakta açık bir şekilde kendini hissettiriyor. Malzeme ve tarif açısından oldukça zengin bir geleneğe sahip olan Bursa mutfağı, zeytinyağlısından etli yemeklerine, balığından tatlısına kadar uzanan geniş bir yelpazeye sahip. İlhamını da yüzlerce yıl öncesinin geleneklerinden almaktadır” dedi.

Bursa ile anılan lezzetler

Bursa’da nüfus yapısının tarihin her döneminde göçler ve mübadelelerle şekillendiğini ifade eden Başkan Aktaş, ”Balkanlar, Orta Asya ve Anadolu’nun her bölgesinden gelen; Selanik - Girit mübadili, Boşnak, Arnavut, göçmen, muhacir, Pomak, Azeri, Laz, Ahıska, Abhaz, Çerkez, Gürcü mutfak kültürleri ile farklı lezzetleri aynı sofrada kültür mirasımızı zenginleştirmiştir. Kısacası Bursa; Türk mutfağına armağan ettiği birçok yemek ve tatlıyla tanınır. Bursa yemeklerinin namı Türkiye’nin dört bir yanına yayılmasının yanı sıra yurt dışında dünya mutfağında da yer almaktadır. 

Bursa kebabı, İnegöl köfte, Kemalpaşa tatlısı, pideli köfte, kuzu tandır, cevizli lokum, tahinli pide, cennet künkü, Bağdat hurma tatlısı ve kestane şekeri Bursa ile anılan lezzetlerin başında gelir. Kısacası Bursa’da iklim ve coğrafyanın tarıma elverişli olması, burada her tür sebze ve meyve çeşidinin yetişmesine olanak sağlamıştır. Bu da Bursa mutfak kültürünün zenginleşmesinin temel sebeplerindendir” diye konuştu.

Türkiye aşçı haberleri ve mutfak haberlerinde de yer alan fuar ve festivallerden Bursa da Zengin içerikli festival

Bursa’nın gastronomi kültürünü ortaya çıkarmak ve turizmin canlanmasına katkıda bulunmak amacıyla 23-25 Eylül tarihlerinde zengin bir içerikle Gastronomi Festivali’ni hayata geçireceklerini ifade eden Başkan Aktaş, “Yerli ve yabancı çok sayıda katılımcının beklendiği festival sırasında eğitimler, çalıştaylar, paneller, söyleşiler, alım heyetleri, B2B’ler, konserler ve gösteriler tertiplenecek. Ayrıca festivalle birlikte eş zamanlı olarak Ulusal İhtisas Fuarı niteliğindeki 4. Gıda (TURFOOD)  Fuarı ve 3. Turizm Fuarı gerçekleştirilecek. 

Bütün bu bileşenlerin ortaya çıkaracağı sinerji ile Bursa’mız gastromisi ile de dünyaya adını duyurmaya başlayan bir kent haline gelecektir. Ulaşımı kolay ve ihtiyaçlarımızı tam anlamıyla karşılayan bir lokasyon olduğundan dolayı organizasyonumuzu Merinos Park’ta düzenliyoruz. Festival süresince ana sahnemizde gastro showlar, lezzet hikayelerinin anlatıldığı söyleşiler, ödül törenleri ve konserler organize edilecek. Yarışma çadırımızda, halkımıza ve sektörün profesyonellerine yönelik birçok yarışma tertipleyeceğiz. 

Festival süresince tanımladığımız oyun alanları, parkurlar, çeşitli aktivite ve yarışmalarla çocuklarımızın da keyifli zaman geçirmesini sağlayacağız. Birçok ünlü isim de festival boyunca bizlerle birlikte olacak. Sanatçı Buray, Şef Danilo Zanna, Şef Hazer Amani, Şef Arda Türkmen, yakından tanıdığımız Şef Ömür Akkor, Akademisyen Şef Esat Özata, Sahrap Soysal, Şükran Kaymak ve daha birçok ünlü isim bu festivalde konuğumuz olacak” dedi.

Festivalde yer almak isteyen birçok işletme başvuru yaparken, yerel Bursa lezzetleri, dünya mutfağı ve ulusal lezzetlerin temsilcilerinin yaptığı başvurular, oluşturulan komisyon marifetiyle değerlendirilerek katılımı uygun bulunan firmalar 10 Eylül 2022’de ilan edilecek. Üretici kadın kooperatifleri için Bursa’nın özgün yerel lezzetleri ve el emeği ürünlerini sergileyebilmesi için festivalde yer ayrıldı. 

Gastronominin; ekonomi, turizm, sürdürülebilirlik gibi konularla ilişkilerinin irdeleneceği paneller ve akademik oturumlar Prof. Dr. Murat Doğdubay’ın koordinatörlüğünde Merinos AKKM’de gerçekleştirilecek. Tüm bu çalışmaların sonuç bildirisi festivalin ilk günü gerçekleşecek olan gala yemeğinde kamuoyuyla paylaşılacak. 23 Eylül Cuma günü kortej yürüyüşü ile başlayıp 25 Eylül Pazar gecesine kadar sürecek festivale Bursalı sosyal medya fenomenleri de destek verecek.

Geleceğe iz bırakacak

AK Parti Bursa Milletvekili Emine Yavuz Gözgeç de Gastromi Festivali'nin geçmişteki lezzetleri gün yüzüne çıkarmanın yanında geleceğe iz bırakmak için de çok önemli olduğunu söyledi. Festival kapsamındaki çalıştayların çok kıymetli olduğunu ifade eden Gözgeç, "Önemli medeniyetlere ev sahipliği yapmış Bursa'mızda belki de kaybolmuş lezzetler gün ışığına çıkaracaktır. 

Artık bir şehre, bir ülkeye giderken doğal güzellikleri kadar sofrasına da önem veriyoruz. Nerede ne yenir araştırıyoruz.  Festival bu açıdan da önemli. Bunun yanında kadın kooperatiflerimiz var. Kadınlarımızın tarladan sofraya lezzetlerle bizleri buluşturacağına inanıyorum. Emeği geçenleri tebrik ediyorum" dedi.

Vali Yakup Canbolat da Türk mutfağının, dünyanın en zengin mutfaklarından biri olduğunu belirterek, "Bursa'mız da 8500 yıllık geçmişi, kadim medeniyetlere ev sahipliği yapması, Osmanlı'nın ilk başkenti olması ve İpek Yolu'nun önemli duraklarından biri olması nedeniyle zengin bir gastro kültüre sahiptir. Uluslararası üne sahip lezzetlerimiz var. Bu festivalle birlikte kentimizin mutfak kabiliyeti daha da gün yüzüne çıkarılmış ve tanıtılmış olacak" diye konuştu.

Konuşmaların ardından davetlilere Almira Otel'in Şefi Necmettin Baştürk tarafından bu etkinliğe özel hazırlanan Bursa mutfağına has yemekler ikram edildi.

29 Ağustos 2022 Pazartesi

İncir Çeşitleri Nelerdir?

 İncir Çeşitleri Nelerdir?


Ülkemiz, incir çeşitleri açısından oldukça zengin topraklara sahiptir. Sofralık olarak da sıkça tüketilen incir, kuru incir olarak da günlük olarak tercih edilmektedir. Kuru incir tüketimi, herkesin günlük olarak tüketebileceği kuru meyve çeşitlerindendir.

Kuru incir için yetişen incir çeşitleri başında sarı lop ve gök lop incirleri gelir. Sarı lop incir ince kabuklu bir incir çeşididir. Gök lob ise rengi daha yeşil ve kalın kabukludur.

Taze incir çeşitleri; 

* Bardacık İnciri, 
* Kara Yaprak İnciri, 
* Yediveren İnciri, 
* Kavak İnciri, 
* Sultan Selim İnciri, 
* Şeker İnciri, 
* Patlıcan İnciri 

--gibi çeşitlerdir. İstanbul bölgesine özgü olan incir türleri Sultan Selim inciri, patlıcan inciri ve kavak inciridir. Sultan Selim incir rengi açık yeşil renktedir.

Toplamda 800’den fazla türe sahip olan incir çeşitleri, kuru incir yapımında ve sofralık tüketimde severek kullanılmaktadır.

Türkiyede Bulunan İncir Çeşitlerinden "Sarılop İnciri"

Kuru incir yapımı için tercih edilen incir çeşitleri arasından en uygun olanı sarılop inciridir. Sarı lop inciri ülkemizde Aydın ve İzmir bölgesinde kolayca yetişmektedir. Sarı lop inciri, ince kabukları sayesinde kuru incir yapımı için oldukça elverişli incir çeşitleri arasında yer almaktadır.

Türkiyede Bulunan İncir Çeşitlerinden "Sultan Selim İnciri"

Boyut olarak büyük boy incir çeşitleri listesinde bulunan Sultan Selim inciri, sofralık olarak da severek tüketilen bir türdür. Olgunlaşma dönemi genellikle ağustos ayıdır.

Türkiyede Bulunan İncir Çeşitlerinden "Sarı Zeybek İnciri"

Kuru incir yapımı için kullanılan bir diğer incir türü de sarı zeybek inciridir. Sarı zeybek incirinin ağacı sık meyveli bir yapıya sahiptir. Eylül ayı sonlarında olgunlaşan sarı zeybek inciri, kuru incir yapımı için ideal incir türleri içinde bulunmaktadır.

Türkiyede Bulunan İncir Çeşitlerinden "Bursa Siyah İnciri"

Etiketin ve/veya ambalajın üzerinde “BURSA SİYAH İNCİRİ” ifadesi, coğrafi işaret amblemi ve Bursa Siyah İnciri logosu görünür bir şekilde bulunmalıdır. Etikette, kanunların öngördüğü ifadelerin dışında; paketleyicinin adı, hasat yılı, “Bursa Siyah İnciri” izleme ve tanımlama sistemine özgü ibareler (lot numarası vb.) bulunmalıdır.

Bursa Siyah İnciri “Dürdane” çeşidinden üretilir. Koyu mor renkli bir dış kabuğu, kırmızı et rengi ve iri boyutlu (55–65 mm genişliğe sahip) bir incirdir. Bursa İlinde yetiştirilmekte ve taze olarak tüketilmektedir.

İncirlerin tozlaşma (döllenme) yöntemi bölgeye özgü bir özellik gösterir. Bursa Siyah İnciri de diğer incirler gibi kendi kendine döllenemeyen bir meyvedir. İncirde meyvenin tutup gelişebilmesi için erkek meyvelerindeki çiçek tozlarının dişi incire taşınması gerekir. Bunun gerçekleşebilmesi için erkek ağaçlardaki ilek meyvelerinin dişi incir ağaçlarına asılması işlemine ilekleme denir. 

İlekleme işleminde ilek arıcığı (Blastophaga psenes) kullanılır. Dişi incire çiçek tozlarının taşınamaması durumunda meyve oluşumu gerçekleşmez. Bursa ilinde çok sayıda dişi incir, az sayıda erkek incir ağacı bulunur. İlekleme kendiliğinden gerçekleşen bir işlem olmayıp, üreticiler tarafından yapılır. Bursa üreticileri erkek incir ağaçlarından topladıkları ilekleri bez, plastik, tülbent ya da benzeri torbalara koyarak dişi incir ağaçlarına asar. Söz konusu uygulama Haziran-Temmuz arasında 3 defa gerçekleştirilir. 

Üreticiler kullanılacak ilek sayısını tecrübelerine dayalı olarak tespit etmiş olup, genellikle 100 kg meyve veren bir ağaca 10 ilek asılır. Aşırı ilekleme meyvenin küçük kalmasına, şekil bozukluklarına ve meyvenin ekşimesine neden olur. Bursalı üreticilerin geleneksel bilgilerinin de etkisi ile üretilen siyah incirler iri boyutlu, düzgün şekilli ve tatlıdır.

Türkiyede Bulunan İncir Çeşitlerinden "Dağ İnciri"

Ülkemizde Aydın bölgesinin dağlarında yetişen dağ inciri, severek tüketilen incir çeşitleri içindedir. Kuru incir yapımında da tercih edilen dağ inciri, dalında kendiliğinden kuruma özelliğine sahiptir.

Türkiyede Bulunan İncir Çeşitlerinden "Bursa Siyahı"

Bursa ve çevresinde yetişen Bursa siyahı, severek tüketilen incir çeşitleri arasında yer almaktadır. Koyu renk incir çeşitleri içinde bulunan Bursa siyahı, kuru incir yapımı için kullanılabileceği gibi sofralık tüketim için de tercih edilebilmektedir.

Türkiyede Bulunan İncir Çeşitlerinden "Bardacık İnciri"

Bardacık inciri de incir çeşitleri arasında bulunan bir çeşittir. Ülkemizde İzmir ve çevresinde yetişen bardacık inciri, orta büyüklükte bir yapıya sahiptir.

Türkiyede Bulunan İncir Çeşitlerinden "Morgüz İnciri"

İncir çeşitleri arasında yer alan morgüz inciri, Ege bölgesinde yetişen incir türlerinden biridir. Hızlı büyüyen bir ağaç yapısına sahip olan morgüz inciri, severek tüketilen incir çeşitleri içinde yer almaktadır.

Türkiyede Bulunan İncir Çeşitlerinden "Sıra İnciri" 

En sık tüketilen kuru incir çeşidi bu incir türüdür. Yüksek besleyici içeriğe sahip yapısı sayesinde dikkat çekici bir incir çeşidi olduğu söylenilebilir.

Yaş İncirin Faydaları Nelerdir?

* Bağırsakları etkileyerek sindirim sisteminin düzgün çalışmasına yardım eder. 
Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmaya göre incir, içeriğindeki maddeler ile sindirim sistemindeki hareketi hızlandırırken, kabızlığın azalmasına ve birtakım sindirim rahatsızlıklarının iyileştirilmesine yardımcı olur. 
* Ancak aşırı tüketilmesi halinde ishale sebep olabildiğinden, İncir Reçeli'ninde  fazla tüketimden kaçınılmalıdır.
* Bağışıklığı kuvvetlendirmeye yardımcıdır.
* Kemikleri güçlendirir.
* Yüksek posa içeriğiyle meme kanserine karşı koruyucu bir özellik sağlar.
* Kan basıncı ve kan yağlarını iyileştirerek tansiyonu dengeler. Böylelikle kalp hastalıkları riskini düşürmede etkili olabilir. Yine hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalarda, incir yaprağı özünün total kolesterol, HDL (iyi kolesterol) ve trigliserid seviyelerinde iyileşmede etkili olduğu İncir Cipsi ile de gözlenmiştir.
* Beyin sağlığını korumaya destek olur.
* Özellikle egzama gibi rahatsızlıkları olan ya da alerjik cilde sahip kişilerde cilt sağlığı üzerinde de faydalı etkileri olduğu belirlenmiştir. İncir özü de içeren bir meyve özü karışımıyla yapılmış laboratuvar deneyiyle, karışımın cilt üzerinde antioksidan etkiler gösterdiği ve kolajen yıkımını azalttığı ve kırışıklık görünümünü iyileştirdiği gösterilmiştir. 
* İncir ile ilgili araştırmalar günden güne artsa da daha çok çalışma yapılmasına ihtiyaç vardır. İçeriğinde nispeten yüksek miktarda bulunan K vitamini nedeniyle kan sulandırıcı ilaçların etkisini azaltabileceği, ayrıca özellikle huş ağacı polenine alerjisi olanlarda incir de alerjiye sebep olabileceğinden, bu durumlarda tüketiminde dikkatli davranılmalıdır.

Türkiyede kaç çeşit incir var?

Ülkemizde 270 in üzerinde dişi incir, 60'a yatın erkek incir çeşidi bulunmaktadır. Türkiye'de incir tüketimi gelen olarak taze bir şekilde tüketilmektedir.

Buruk incir nedir?

Dalında kurumuş dağ inciri incirin en doğal ve kaliteli olanı %100 doğal olarak kuruyan incirdir. Dalında kurumuş dağ inciri kalite, sağlık, besin değerleri ve birçok anlamda çok faydalıdır.

İncirin ana vatanı neresidir?

İncir kültürü Anadolu'da insanlık tarihi kadar eski devrelere dayanan kültür meyveleri içinde, en eski gelişme tarihine sahip meyvelerden biridir. İncirin anavatanı Türkiye olup, buradan Suriye, Filistin ve daha sonra da Ortadoğu üzerinden Çin ve Hindistan'a yayılmıştır.

Hangi ilin inciri meşhurdur?

Aydın en önemli incir üretim merkezimizdir. İncirlerin büyük bir kısmı kurutularak değerlendirmektedir. Yıllık yaklaşık 300000 ton incir üretimi yapılmaktadır. İncirin %60 Aydın'da, ise İzmir'de gerçekleşir.

Erkek incir ne demek?

Kültür incirlerimizde dişi çiçeklerle, erkek çiçekler, iki cinsi temsil eden erkek incirlerle dişi incirler üzerinde ayrı ayrı ağaçlarda bulunmaktadır.

Türkiye'de incir en çok hangi bölgede yetişir?

İncirin en çok yetiştirildiği yerler Aydın'a bağlı Germencik ve İncirliova ilçeleridir. Bunun dışında Ege bölgesinde yer alan İzmir, Deniz, Afyon ve Denizli'de bir yıl içerisinde 50 bin tonun üzerinde incir yetiştiriliyor.

“Aşçıdaş” Kelimesini Türk Mutfağına Kazandırmak

 “Aşçıdaş” Kelimesini Türk Mutfağına Kazandırmak 

Tolgahan Gülyiyen

Dünyada ilk kez aşçılarımıza hitaben Türk Aşçılarının Bayramı olan 26 Ağustos tarihinde kullanmış olduğum Aşçıdaş (aşçıdaşlarım) kelimesi nedir? 

Türkçeye, mutfak kültürümüze yeni olan ve Türk mutfak sanatlarına özgü şekilde düşünmüş olduğum bu kelimenin meslektaş kelimesinden farkı veya farkları nedir? 

Bunları bu yazımda kısaca açıklamak istiyorum.

Değerli Aşçıdaşlarım;

Meslektaş kelimesi herhangi bir meslek kolunda aynı işi yaparak çalışanların birbirleri için kullandığı genel bir tabirdir. Yani meslektaş kelimesi hemen hemen aklınıza gelebilecek olan her meslekte kullanılır.  

Meslek kelimesi, Arapça’dan dilimize geçmiştir. Ancak bugün siz aşçıdaşlarımla paylaştığım “Aşçıdaş” kelimesi tamamen mutfak sanatları alanında sadece aşçılık ve mutfak sanatına özel olan Türkçe bir terimdir. 

Aş, eski Türkçe āş sözcüğünden evrilmiştir. Aş+çı=Yemeği yapan, yemek pişiren kişi anlamına gelir. Aş+çı+daş= -Daş sonekiyle birlikte aynı işten olan yani aşçılık işiyle meşgul olan kimse, aşçılık ve mutfak sanatıyla uğraşan iş arkadaşı anlamına gelir. 

Bu kelime, sadece mutfak sanatları alanında çalışan ve eğitimlerle, iş tecrübeleriyle aşçı olabilmeyi başaranların kendi aralarında birbirlerine hitaben kullanabilecekleri mesleki bir terimdir. Yine bu kelime sadece aşçılık mesleğine özgü olarak aşçılarımızın birbirlerinden çoğul veya tekil olarak bahsederlerken de rahatlıkla kullanabileceği tamamen Türkçe bir kelimedir. 

Arkadaş, Kardeş gibi kelimelerin yapısına da benzer olarak düşündüğüm ve aşçı+daş birleşimi ile Türk aşçılarıyla birlikte Türk mutfak sanatları için türetmiş olduğum bu Türkçe kelimenin aşçıdaşlarımız arasındaki konuşmalarda, hitaplarda kullanılmasını bütün Türk aşçılarına önermekteyim.

Bu aynı zamanda tamamen Türk mutfağına özgü bir terim olarak mutfak sanatları literatürümüzde yer almayı hak eden bir kelimedir. Aşçıdaş mesleki terimini yazmış olduğunuz yazılarda, gündelik hayatta, mesleki alanlarda, çalışma ortamlarında veya ikili diyaloglarda dahi kullanılmaya başlanması durumunda bu kelimeye herkesin alışacağını hatta bu kelimeyi aşçılarımızın çok seveceğini düşünüyorum. 

Bunun sadece aşçılık mesleğine özgü bir kelime olması ise aşçıdaş kelimesinin yaygınlaşarak kullanılmasının önemini artırmaktadır. Çünkü hiçbir görsel veya resim olmadan sadece “aşçıdaşlarım” hitabıyla bile olsa yazacağınız yazıların içeriği hakkında insanların beyninde ilk intiba oluşacaktır. Bu şu anlama gelir: Örneğin “Sevgili aşçıdaşlarım” hitabıyla bir yazı yazanın mutfak sanatları için çalışan biri olduğu, yazının konusunun da mutfak sanatlarını ilgilendirdiği toplum tarafından kolaylıkla hemen anlaşılacaktır. 

Örneğin bir konudan bahsederken “meslektaşlarım” diye başladığınızda bunu okuyanlar yazının içeriğini irdelemedikçe veya sizi tam olarak tanımadıkça aslında hangi meslekten veya hangi konudan bahsettiğinizi hemen anlamayacaklardır. 

Ancak aşçı üniforması giymediğimiz zaman herhangi bir ortamda bile olsa mesleğimizin rahatlıkla anlaşılabilmesi için “Aşçıdaş” kelimesinin kullanımı bizleri toplumda belirgin kılan önemli bir kelime olarak farkımızı ortaya koyacaktır. 

Bu sadece bize özgü olan mesleğimizi tüm insanların rahatlıkla hemen anlayabilmelerine de olanak sağlayacaktır. 

Her açıdan aşçılık mesleğine ve Türk mutfak sanatlarına büyük faydalar sağlayacak bir kelime olan “Aşçıdaş” kelimesini insanlara duyurmanızı, bu kelimenin kullanımının yaygınlaşması için tüm dünyadaki aşçılarımızın teşvik edilmesini büyük bir onurla ifade ederek toplumumuza tavsiye ediyorum.

Her meslek için kullanılabilen genel bir tabir olan meslektaş kelimesi yerine, aşçılarımızın kendi aralarında birbirleri için “aşçıdaş” tabirini kullanmalarının hem aşçılık mesleğimize hem de Türk mutfak sanatlarına özgü bir özellik barındırdığından ötürü çok daha doğru olduğunu da kesinlikle ifade etmek istiyorum.

Tüm dünyadaki Türk Aşçıları için, Türk mutfak kültürü için ve elbette ki Türkçe için bu yeni kelimenin insanlara hayırlı olmasını dilerim. 

Saygılarımla
Tolgahan Gülyiyen
Dünya Türk Mutfağı Akademisi – Türk Mutfağı Diriliş Hareketi
Kurucu Genel Başkanı

27 Ağustos 2022 Cumartesi

Ayı Eti Yenir'mi? Ayı Eti Haram'mı? Ayı Eti Helal'mi? Besin Değeri Nedir?

 


Ayı Eti Yenir'mi? Ayı Eti Haram'mı? Ayı Eti Helal'mi? Besin Değeri Nedir?

Ayı eti tadı nasıl? Ayı eti tadı nasıl? Ayı Etinin Bileşimi Nedir? Ayı Etinin Kalori İçeriği Nedir? Ayı Etinin Tadı Nasıl? Ayı eti insan sağlığı için neden tehlikelidir? Dinen Sakıncalı Etlerden Ayı Eti Helal'mi, Ayı eti, pankreatit ve kronik karaciğer hastalıklarında kontrendikedir. Eti Yenmesi Haram Olan Hayvan Türleri Nelerdir?

Ayı eti lezzetli mi? 

oldukça lezzetlidir. bazıları çok sertti bazıları çok yumuşaktı diyebilir. o ayının neresini yediginizle ilgilidir. dana etinde de öyledir. bonfile ile döş eti aynı olur mu? ayı eti oldukça lezzetli ve faydalı bir ettir.

Yen Sakıncalı Olan Etlerden Ayı eti Yenirmi, tadı nasıl?

çizgi filmlerdeki o büyük et tadında gelir tabakta, dünyanın en yumuşak etlerinden biridir, en ufak yağ yoktur. romanya'da romenlerin özel püresi ve böreğiyle birlikte servis edilir. tallinn'de olde hansa'da yediğim ettir. nispeten kuru ve sert bir et. ve son derece erkeksi bir tadı var.

Ayı Eti Yenir'mi? Ayı Eti Haram'mı? Ayı Eti Helal'mi? Besin Değeri Nedir?
Ünlü şef Arda Türkmen’in katıldığı programda ayı eti yediğini açıklamasının ardından pek çok kişi ayı eti ile ilgili araştırma yapıyor. Arda Türkmen'in "Ayı eti yedim çok lezzetliydi" itirafı pek çok kesimde tartışmalara neden oldu. Peki, Ayı eti yenir mi? Ayı eti haram mı? Ayı eti helal mi? Ayı eti yemek günah mı? Ayı etinin tadı nasıl? Ayı eti yiyen ülkeler var mı? İşte ayı eti ile ilgili merak edilenler…

Ayı Etinin Bileşimi Nedir? Ayı Etinin Kalori İçeriği Nedir? Ayı Etinin Tadı Nasıl? Ayı Etinin Özellikleri Nelerdir?

Yüksek kaliteli ayı eti, çok miktarda değerli madde içerir.

* B vitaminleri - B1, B2, B6 ve B12;
* selenyum, fosfor, bakır ve kalsiyum;
* PP vitamini;
* manganez ve demir;
* sodyum ve potasyum.

100 g üründe yaklaşık 155 kalori vardır, bileşimde 20 g protein ve yaklaşık 8,3 g yağ ile kaplıdır. Ayı etinin tadı domuz eti gibidir, ancak göze çarpan tatlı bir tada sahiptir. Yapısı oldukça katıdır.

Yaptığı televizyon programlarıyla öne çıkan ünlü şef Arda Türkmen’den tartışma yaratan ayı eti açıklaması geldi. Katıldığı bir programda "Yediğin en enteresan yiyecek neydi?" sorusuna verdiği "Ayı eti yedim çok lezzetliydi" itirafı sosyal medyanın gündemine oturdu. Pek çok kesimde tartışılan ayı eti konusu sonrasında sıklıkla “Ayı eti yemek haram mı, helal mi?” sorusu araştırılıyor. 

Ayı Eti Yenir'mi? Ayı Eti Haram'mı? Ayı Eti Helal'mi? Besin Değeri Nedir?
Peki, Ayı eti yenir mi? Ayı eti haram mı? Ayı eti helal mi? Ayı eti yemek günah mı? Ayı etinin tadı nasıl? Ayı eti yiyen ülkeler var mı? İşte detaylar… 

Ayı Etinin Tadı Nasıl? Ayı Eti Lezzetli Mi?

Ünlü Şef Arda Türkmen’den şaşırtan “ayı eti” itirafı! Katıldığı programda ‘Yediğin en enteresan yiyecek neydi?’ sorusuna "Ayı eti yedim çok lezzetliydi" cevabı sosyal medyada gündem oldu.

Arda Türkmen, “Dünyanın en kuzeyindeki bir yere gittik. Geleneksel olarak balina yiyorlar. Bize de balina tattırdılar. Olmasa da olurmuş dedim, yazık hayvana zaten. Oranın coğrafyasında o yeniyor, hayvansal proteini balinadan sağlıyorlar. Senede bir kaç tane balina yakalayıp onu tüketiyorlar. 

Balina yemesem de olurdu herhalde. Ayı falan hepsinden tattım. Ayı çok lezzetliydi. Böyle söyleyince de insanlar nefret ediyor. Sanki adam gündelik diyetinde ayı yemiş gibi. Örümcek de yedim Kamboçya'da. Ama yemesem de olurmuş. Oraya gittim her yerde örümcek satıyorlardı yedik. Kötü değildi tadı tavuk gibi çıtır çıtır. Ama örümcek olsa da yesek denilmez. Güzel bir kuzu pirzola varken insan bunu aramıyor." şeklinde konuştu. 

Ayı eti insan sağlığı için neden tehlikelidir?

Ayı etinin verdiği zarar önemli olabilir. Her şeyden önce, ürün genellikle neredeyse tüm sistemleri ve organları etkileyen tehlikeli bir bulaşıcı hastalık olan brusellozun etken maddesi ile enfekte olur.

Ayı Eti Yenir'mi? Ayı Eti Haram'mı? Ayı Eti Helal'mi? Besin Değeri Nedir?
Ayı eti, pankreatit ve kronik karaciğer hastalıklarında kontrendikedir.

Ayı etinde kanserojen maddeler bulunur. Bu nedenle kanser veya kansere yatkınlık için kullanılması tavsiye edilmez. Oyun, kalbe ve sinir sistemine zarar veren Toxoplasma ve akciğerlere ve karaciğere zarar veren Echinococcus ile enfekte olabilir.

Ayı eti, genellikle trikinoz bakterilerini içeren tehlikeli bir ettir. İstatistiklere göre, altı yaşın üzerindeki hayvanların% 90 kadarı bu hastalığın taşıyıcılarıdır.Oyun 8-10 saat uzun süre kaynatılarak dezenfekte edilebilir, ancak bu tür bir işlem, faydalı maddeler dahil olmak üzere neredeyse tamamen yok olacaktır.

Ayı Eti Yemek Haram Mı, Helal Mi?

İslam’da pençesiyle avlanan yırtıcı hayvan ve yırtıcı kuşlar ve bu gruba giren tüm etçil hayvanların eti haram sayılmıştır. 

Eti Yenmesi Haram Olan Hayvan Türleri Nelerdir, Ayı Eti Haram'mı Sorularının Cevabı Nedir?

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayınladığı bildirgeye göre; 

a) Domuzun haram olduğu, Kur’an’ın açık hükmüyle sabittir (Mâide, 5/3). Kur’an’da ismi anılarak yasaklanan tek hayvan domuzdur.
Kur’an’da sadece domuzun etinin haramlığından söz edilse de İslam âlimleri, En’am Sûresinin 145. ayetinde geçen “rics” ifadesi ile A’raf Sûresi 157. ayetindeki “... onlara pis ve murdar olan şeyleri haram kılar” ifadelerini birlikte değerlendirmişler ve domuzun her şeyinin haram olduğunu belirtmişlerdir (İbn Âbidin, Reddü’l-muhtâr, IX, 447).

b) Allah’tan başkası adına kesilen hayvanların etlerinin haram olduğu da yine Kur’an’ın hükmüne dayanır: “(Kesim sırasında) üzerine Allah’ın adı anılmayan hayvanların etlerini yemeyin.” (En’âm, 6/121)

Ayı Eti Yenir'mi? Ayı Eti Haram'mı? Ayı Eti Helal'mi? Besin Değeri Nedir?
Bu ilke, İslam’ın tevhid akidesine verdiği önemin ve şirke karşı aldığı kesin tavrın bir göstergesidir.

c) Dinî usullere uygun olarak kesilmemiş veya kendiliğinden ölmüş olan hayvanın etinin haram olduğu da yine Kur’an’ın açık hükmüne dayanır: “Allah, size ancak leş, kan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesileni haram kıldı.” (Bakara, 2/173); “Ölmüş hayvan, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına boğazlanan; (henüz canı çıkmamış iken) kestikleriniz hariç olmak üzere boğulmuş, darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek ölmüş, boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar ile (tazim amacı ile) dikili taşlar üzerinde boğazlanan hayvanlar size haram kılındı.” (Mâide, 5/3)

İşte bu ayetlerde sayılan hayvan etlerinin haram olduğu hususunda bütün İslam âlimleri fikir birliği içindedir (Nevevî, el-Mecmu‘, IX, 81). Yukarıda sayılan grupların dışında kalan hayvanların etlerinin yenmesinin dinî hükmü konusunda İslam âlimleri farklı görüşler belirtmişlerdir.

Et Nedir? Et Çeşitleri Nelerdir? Et'in Özellikleri...

  Et Nedir?  Et Çeşitleri  Nelerdir? Et'in Özellikleri... Türk aşçı haberleri ve güncel mutfak haberleri olarak aşçılık kütüphanesinde &...