Antep Mutfağı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Antep Mutfağı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Ağustos 2021 Cuma

Yöresel Antep Mutfağı Tescilli Yemeklerini Çoğalttı...

 Yöresel Antep Mutfağı Tescilli Yemeklerini Çoğalttı...


Yöresel mutfaklarımızdan Gaziantep mutfağının geleneksel lezzetlerinden “Antep şekerli peynir böreği”, “Antep sebzeli peynir böreği”, tescilli yemeklerimizden “Antep mumbar dolması” ve “Antep cağırtlak kebabı”, Türk Patent ve Marka Kurumunca coğrafi işaret belgesiyle tescillendi.

Yöresel Antep Mutfağı Tescilli Yemeklerini Çoğalttı...
Yöresel gastronomi haberlerinde de yer alan açıklamada;

Gaziantep Büyükşehir Belediyesinden yapılan yazılı açıklamaya göre, Büyükşehir Belediyesi ve Gaziantep’i Geliştirme Vakfının, kentin yöresel lezzetlerini korumak, gelecek nesillere aktarmak ve tanıtmak amacıyla yürüttüğü son çalışmalarla Antep şekerli peynir böreği, Antep sebzeli peynir böreği, Antep mumbar dolması ve Antep cağırtlak kebabı tescillendi. 

Yöresel Antep Mutfağı Tescilli Yemeklerini Çoğalttı...
Şehrin, coğrafi işaret aldığı 67 ürün ve lezzetiyle ekonomi ve turizme katkısı sağlanması hedefleniyor.

11 Nisan 2021 Pazar

Mutfak Haberleri



 En iyi Anadolu Mutfağı yemekleri nelerdir?

Anadolu Mutfağı nedir? Anadolu Mutfağında hangi yemekler yapılırdı? Anadolu Mutfağınin özellikleri nelerdir? Anadolu Mutfağında yapılan nefis yemek tariflerini evinizde de yapmak istermisiniz? Anadolu Mutfağında şeflerin özel yemek tariflerinden faydalanabilirsiniz? Anadolu Mutfağı yemeklerini ve Anadolu Mutfağı yemek arşivini bu yemek kategorimizde bulabilirsiniz…

En eski Türk Mutfağı yemekleri nelerdir?

Türk mutfağı nedir? Türk mutfağında hangi yemekler vardır? Türk mutfağının en önemli özellikleri nelerdir? Türk mutfağı yemekleri hakkında neler biliyorsunuz? Türk mutfağında tencere yemekleri, fırın yemekleri, Türk mutfağı güveçleri hakkında şeflerimizin özel tariflerinden faydalanmak istermisiniz? 

En meşhur Antep Mutfağı yemekleri nelerdir?

Geleneksel Türk mutfağının en iyi yöresel mutfaklarından biridir Antep Mutfağı… buram buram kebab kokan bir mutfak, tatlıları ile Türkiye’nin ağzını tatlandıran bir mutfaktır Antep Mutfağı. Antep Mutfağının nefis yemekleri nelerdir? Antep Mutfağında hangi kebablar yapılır? Antep Mutfağının en iyi özelliklerini biliyor musunuz? Evinizde Antep Mutfağı yemeklerinden hangilerini yaptınız?

En lezzetli Muğla Yemekleri yemekleri nelerdir?

Muğla yemekleri nelerdir? Muğla mutfağındaki yemeklerin özelliklerini biliyor musunuz? Muğla yemek kültürü hakkında aradığınız tüm bilgileri bu yemek kültürü kategorimizde bulabileceksiniz. En iyi Muğla yemekleri nasıl yapılır? Muğla ot yemekleri hakkında nefis ve lezzetli yemek tariflerimiz en kısa sürede bu yemek kategorimizde fazlasıyla yer alacaktır. 

En eski Osmanlı Saray Mutfağı yemekleri nelerdir?

Osmanlı Saray Mutfağı nedir? Osmanlı Saray Mutfağında hangi yemekler yapılırdı? Osmanlı Saray Mutfağının özellikleri nelerdir? Osmanlı Saray Mutfağında yapılan nefis yemek tariflerini evinizde de yapmak istermisiniz? Osmanlı Saray Mutfağında şeflerin özel yemek tariflerinden faydalanabilirsiniz? Osmanlı Saray Mutfağı yemeklerini ve Osmanlı Saray Mutfağı yemek arşivini bu yemek kategorimizde bulabilirsiniz…

En şifalı Osmanlı Şerbetleri nelerdir?

En İyi Osmanlı Şerbetleri nelerdir? Osmanlı şerbetlerinin tarihini Biliyor musunuz? Osmanlı saray mutfağından en çok tercih edilen şerbet çeşitleri hangileriydi? Evde Osmanlı şerbetlerinden hangileri yapılabilir? En meşhur Osmanlı Şerbetlerinin sırrı nedir? En ünlü Osmanlı Şerbetlerinden bazılarının tıpta kullanıldığını biliyor muydunuz? 

En önemli Osmanlı Ve Türk Tatlıları yemekleri nelerdir?

Osmanlı Ve Türk Tatlıları Nelerdir? En İyi Osmanlı Ve Türk Tatlıları Hangi Yöresel Mutfağımızda Yapılır? Saray Mutfağındaki Osmanlı Ve Türk Tatlılarından Hangilerini Yediniz? Osmanlı Saray Mutfağında Yapılan Osmanlı Ve Türk Tatlılarını Biliyor Musunuz? Osmanlı Ve Türk Tatlılarında Nelere Dikkat Edilir? Osmanlı Ve Türk Tatlıları Tariflerini Burada Bulabilirsiniz...

En meşhur Sokak Lezzetleri yemekleri nelerdir? 

Türk sokak yiyecekleri ile ilgili yapmış bulunduğum araştırmalar neticesinde edindiğim tek gerçek şu; Bu sahibi bulunduğumuz kültür varlığımızın değerini maalesef bizler, hepimiz bilmiyoruz. Hayat yolunda  yaşamak için karnımızı doyurmuş, mutfağımızın hep tadına varmış, hep onunla övünerek dağlara sırtımızı...

En beğenilen Kebab Tarifleri yemekleri nelerdir?

Türk mutfağında kebab nedir? En iyi kebablar nasıl yapılır? Osmanlı saray mutfağından hangi kebablar yapılırdı? Evde kebab yapabilmek için hangi malzemeler gereklidir? Anadolu mutfağından kebaplar yapmak istermisiniz? İste sizlere en iyi orijinal kebab tariflerini bulabileceğiniz yemek arşivi… 

En ünlü Yöresel Mutfaklar yemekleri nelerdir?

Yöresel Mutfaklar hangileridir? Türkiye’de hangi Yöresel Yemekler vardır? Yöresel Mutfak kavramının anlamı nedir? Yöresel Mutfaklarda pişen yemekleri biliyor musunuz? Yöresel Mutfaklarımızın özellikleri nelerdir?  Evinizde Yöresel Mutfaklarımızdan hangi yemekleri yediniz? Yöresel Mutfaklarımızın önemi nedir? İste tüm bu soruların cevabini bu yemek kategorimizde bulabilirsiniz…

En iyi Modern Türk Mutfağı yemekleri nelerdir?

Modern Türk Mutfağı,da Moleküler mutfak ta laboratuvar araçları ve teknikleri ile kimyasal ve fiziksel değişiklikler ile kalamar dondurması ve zeytin yağı spirali gibi sınırsız olasılıklar deneyebilir ve gerçekleştirebilirsiniz. Modern Türk Mutfağı ve Çağdaş Türk Mutfağı kavramı ise en fazla 20-25 seneye varan ve sunum tarzı ve birazda füzyon mutfağının etkileşimlerinden oluşan bir kavramdır...

En şifalı Osmanlı Kuvvet Macunları nelerdir?

En iyi Osmanlı Kuvvet Macunları nasıl yapılır? Osmanlı Kuvvet Macunları yaparken nelere dikkat edilir? Osmanlı Kuvvet Macunları çeşitlerinde en önemli püf noktaları nelerdir? Türk mutfağında en iyi Osmanlı Kuvvet Macunları hangileridir? Evinizde Osmanlı Kuvvet Macunları yapmak istermisiniz? En iyi Osmanlı Kuvvet Macunları nasıl yapılır? Osmanlı Kuvvet Macunları kategorimizde ilgili sorularınızın cevabını bulabilirsiniz. 

18 Şubat 2021 Perşembe

Tescilli Yemeklerimizden Antep Mutfağı Lezzetleri

 


Tescilli Yemeklerimizden Antep Mutfağı Lezzetleri


Gaziantep mutfağı tescillenmiş lezzetleri ile uluslararası gastronomi haberlerinde de kendinden bahsettirmeye devama diyor.

Geleneksel Türk mutfağı yemek arşivinde birbirinden güzel lezzetleri barındıran Gaziantep mutfağı gastronomi turizminde de söz sahibi yöresel mutfaklarımızdan...

Gaziantep mutfağıyla özdeşleşmiş lezzetlerden küşleme kebabı, malhıtalı köftesi ve öz çorbaya coğrafi işaret tescil belgesi verilerek tescilli yemeklerimiz hanesine yazıldı.

Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, "gastronominin başkenti" Gaziantep'in mutfağına ait yöresel lezzetlerinin tescillenmesi amacıyla çalışmalar sürdürülüyor.

Bu kapsamda küşleme kebabı, malhıtalı köftesi ve öz çorba için yapılan başvurular kabul edilerek, coğrafi işaret tescil belgesi verildi.

Üç lezzetin de tescil almasıyla Gaziantep, 40 coğrafi işaret ve 1 geleneksel ürüne sahip hale geldi.

21 Eylül 2020 Pazartesi

Türk Mutfağı Şeflerine En Zengin Mutfak Haberlerimize Bakabilirsiniz...


Türk Mutfağı Şeflerine En Zengin Mutfak Haberlerimize Bakabilirsiniz...

Dünyaca Ünlü Bir Çok Mutfağa Örnek Olmaya Devam Eden Anadolu Mutfağı Nedir?
Anadolu Mutfağı nedir? Anadolu Mutfağında hangi yemekler yapılırdı? Anadolu Mutfağının özellikleri nelerdir? Anadolu Mutfağında yapılan nefis yemek tariflerini evinizde de yapmak istermisiniz? Anadolu Mutfağında şeflerin özel yemek tariflerinden faydalanabilirsiniz? Anadolu Mutfağı yemeklerini ve Anadolu Mutfağı yemek arşivini bu yemek kategorimizde bulabilirsiniz…

Türk Mutfağının En Başarılı Şeflerin Özel Yemek Tarifleri Nelerdir?
Şeflerin Özel Yemek Tarifleri nelerdir? Şeflerin Özel Yemek Tariflerini nerede bulabilirim? Şeflerin Özel Yemek Tariflerinin bir listesini bulabiliriyim? Şefler nasıl yemek yapar? Şef yemeklerinin özellikleri nelerdir? Evimde Şefler gibi yemek yapabilir miyim? En iyi şef yemekleri hangileridir? Şeflerin özel yemeklerinde hangi malzemeler kullanılır? Şeflerden yemek yapmasını nasıl öğrenirim?

En İyi Yöresel Mutfaklarımızdan Antep Mutfağı Yemekleri Nelerdir?
Geleneksel Türk mutfağının en iyi yöresel mutfaklarından biridir Antep Mutfağı…  Zengin Mutfak Haberlerinde buram buram kebab kokan bir mutfak, tatlıları ile Türkiye’nin ağzını tatlandıran bir mutfaktır Antep Mutfağı. Antep Mutfağının nefis yemekleri nelerdir? Antep Mutfağında hangi kebablar yapılır? Antep Mutfağının en iyi özelliklerini biliyor musunuz? Evinizde Antep Mutfağı yemeklerinden hangilerini yaptınız?

Halen Tamamlanması Beklenen Türk Mutfağı Yemek Arşivinin Zenginliği...
Geleneksel Türk mutfağı yemeklerini biliyor musunuz? Yöresel mutfaklarımızda yapılan nefis yemek tarifleri internet üzerinde aradığınız oldu mu? Anadolu mutfağından lezzetli fırın yemeklerini evinizde yapmak istediniz mi?  Şeflerin özel yemek tariflerine ulaşmak isteyip te keşke bir “yemek arşivi” olsaydı diye mutlaka...

Tarihi Osmanlı Saray Mutfağının En İyi Lezzetleri...
Osmanlı Saray Mutfağı nedir? Osmanlı Saray Mutfağında hangi yemekler yapılırdı? Osmanlı Saray Mutfağının özellikleri nelerdir? Osmanlı Saray Mutfağında yapılan nefis yemek tariflerini evinizde de yapmak istermisiniz? Osmanlı Saray Mutfağında şeflerin özel yemek tariflerinden faydalanabilirsiniz? Osmanlı Saray Mutfağı yemeklerini ve Osmanlı Saray Mutfağı yemek arşivini bu yemek kategorimizde bulabilirsiniz…

En İyi Osmanlı Şerbetleri Nelerdir? 
Osmanlı şerbetlerinin tarihini Biliyor musunuz? Osmanlı saray mutfağından en çok tercih edilen şerbet çeşitleri hangileriydi? Evde Osmanlı şerbetlerinden hangileri yapılabilir? En meşhur Osmanlı Şerbetlerinin sırrı nedir? En ünlü Osmanlı Şerbetlerinden bazılarının tıpta kullanıldığını biliyor muydunuz? 

Osmanlı Ve Türk Tatlıları Nelerdir? 
En İyi Osmanlı Ve Türk Tatlıları Hangi Yöresel Mutfağımızda Yapılır? Saray Mutfağındaki Osmanlı Ve Türk Tatlılarından Hangilerini Yediniz? Osmanlı Saray Mutfağında Yapılan Osmanlı Ve Türk Tatlılarını Biliyor Musunuz? Osmanlı Ve Türk Tatlılarında Nelere Dikkat Edilir? Osmanlı Ve Türk Tatlıları Tariflerini Burada Bulabilirsiniz...

Dünyanın En Köklü Mutfaklarından Biri Olan Türk Mutfağı Şeflerinin Çalışmaları...
Osmanlı Mutfağı ve Türk Mutfağına Hizmet Politikamızdır ; Yüzyılımızda ülkeler, sahip oldukları tarihi kültür değerleri , medeniyetleri, teknolojik ve ekonomik güçlerinin yanında mutfak kültürleri ile de değerlendirilmektedir. Günde 3 öğün yemek yiyen bir insan ve insanlar Dünyada artık farklılıklar aramaya başlamışlardır. Bizim mutfağımız...

En İyi Kebab Tarifleri Nelerdir?
Türk mutfağında kebab nedir? En iyi kebablar nasıl yapılır? Osmanlı saray mutfağından hangi kebablar yapılırdı? Evde kebab yapabilmek için hangi malzemeler gereklidir? Anadolu mutfağından kebaplar yapmak istermisiniz? İste sizlere en iyi orijinal kebab tariflerini bulabileceğiniz yemek arşivi… 

Geleneksel Türk Mutfağında Yöresel Mutfaklar Hangileridir
Yöresel Mutfaklar hangileridir? Türkiye’de hangi Yöresel Yemekler vardır? Yöresel Mutfak kavramının anlamı nedir? Yöresel Mutfaklarda pişen yemekleri biliyor musunuz? Yöresel Mutfaklarımızın özellikleri nelerdir?  Evinizde Yöresel Mutfaklarımızdan hangi yemekleri yediniz? Yöresel Mutfaklarımızın önemi nedir? İste tüm bu soruların cevabini bu yemek kategorimizde bulabilirsiniz…

Merak Edilen Mutfak Tarihimizden Onemli Bilgiler...
Mutfak Tarihimizden Osmanlı zamanında bilindiğinin aksine saraydaki balık o kadar önemliydi ki paşalar ve ağalar için sadece onlara özel boğazda balık avlayan balıkçılar vardır..! Osmanlı zamanında saraydaki paşalar ve ağalar için sadece kendilerine özel Uludağ’daki (keşiş daği) Göllerden alabalık tutup İstanbul’a getiren balıkçıları vardır. 17.yy..!

Yenilikçi Modern Türk Mutfağı Nedir?
Modern Türk Mutfağında Moleküler mutfakta laboratuvar araçları ve teknikleri ile kimyasal ve fiziksel değişiklikler ile kalamar dondurması ve zeytin yağı spirali gibi sınırsız olasılıklar deneyebilir ve gerçekleştirebilirsiniz. Modern Türk Mutfağı ve Çağdaş Türk Mutfağı kavramı ise en fazla 20-25 seneye varan ve sunum tarzı ve birazda füzyon mutfağının etkileşimlerinden oluşan bir kavramdır...

En Eski Osmanlı Kuvvet Macunları Nelerdir?
En iyi Osmanlı Kuvvet Macunları nasıl yapılır? Osmanlı Kuvvet Macunları yaparken nelere dikkat edilir? Osmanlı Kuvvet Macunları çeşitlerinde en önemli püf noktaları nelerdir? Türk mutfağında en iyi Osmanlı Kuvvet Macunları hangileridir? Evinizde Osmanlı Kuvvet Macunları yapmak istermisiniz? En iyi Osmanlı Kuvvet Macunları nasıl yapılır? Osmanlı Kuvvet Macunları kategorimizde ilgili sorularınızın cevabını bulabilirsiniz. 

Gastronomi haberlerinden ve Sektöründe Aşçılık Mesleği Hakkında Merak Edilenler...
Aşçılık Mesleği Hakkında İyi bir aşçı olmak istiyorsan tüm sosyalliğini bitirip sadece mutfak ile ilişki kurmaktan başka bir şansın yok! Her aşçı adayının bir hayali vardır. Kimisi yurt dışında iyi bir şefin ekibinde kendini geliştirmek ister, kimisi kendi restoranını açıp kendi menüsünü oluşturmak ister, kimisi bir otelin veya bir restoranın baş aşçısı olmak... Bu hayallerle kendi yollarını çizerler. 

Yöresel Mutfaklarımızdan Size Özel Tavuk Yemekleri Ve Detaylı Tarifleri... 
En iyi Tavuk Yemekleri nasıl yapılır? Tavuk Yemekleri yaparken nelere dikkat edilir? Nefis Tavuk Yemekleri yapmanın püf noktaları nelerdir? Türk mutfağında en iyi Tavuk Yemekleri hangileridir? Evinizde nefis Tavuk Yemekleri yapmak istermisiniz? En iyi Tavuk Yemekleri nasıl yapılır? Geleneksel Türk mutfağında Tavuk Yemekleri çeşitleri nelerdir? Tavuk Yemekleri kategorimizde Tavuk Yemekleri ile ilgili sorularınızın cevabını bulabilirsiniz.

En İyi Balık Yemekleri Nasıl Yapılır? 
En iyi Balık Yemekleri nasıl yapılır? Balık pişirirken nelere dikkat edilir? Balık pişirmenin püf noktaları nelerdir? Türk mutfağında en iyi Balık Yemekleri hangileridir? Evinizde nefis Balık Yemekleri yapmak istermisiniz? En iyi balık nasıl pişirilir? Geleneksel Türk mutfağında Balık Yemekleri nelerdir? Balık Yemekleri kategorimizde Balık Yemekleri ile ilgili sorularınızın cevabini bulabilirsiniz. 

Türk Mutfağı Şeflerine En Zengin Mutfak Haberlerimiz Devam Edecek...

13 Kasım 2019 Çarşamba

Pişirmenin Et Üzerindeki Etkileri Nelerdir?

Pişirmenin Et Üzerindeki Etkileri Nelerdir?
Sebzeler, birincil antioksidan kaynağı olarak kabul edilirken et; protein, yağ ve vitamin katkıları ile öne çıkar. Et pişirirken en fazla zayi olan B Vitamini ailesine mensup vitaminlerdir. Çoğu pişirme yöntemi B1, B3, B5, B6 ve folat (B9) gibi vitaminlerin yaklaşık % 20-50’sinin kaybolmasına neden olur. K, E ve B12 vitamini kaybı ise daha az miktarda olur.

Fırında pişirme yöntemi ve ızgarada pişirme yöntemleri et pişirmenin en iyi yöntemleri olarak kabul edilir. Çünkü bu yöntemlerde ısıya maruz kalan yüzey alanı daha azdır ve bu da vitamin kaybının daha az olmasını sağlar. Son yapılan araştırmalar, pişirmenin çok az protein kaybına yol açtığını göstermiştir.

Bu iyi habere karşın bir de kötü haber var: O da pişirme sonrası etin kolesterol içeriğinin de korunmuş olarak kalmasıdır. Pişirilen etin protein formunda bir değişim olur ancak bu form değişikliği proteinin sindirim sistemimize ulaşmasını engellemez. Hatta pişirme sayesinde protein alımımız kolaylaşmış ve bu gelişme sindirim sistemimizde bir devrime yol açmıştır.

Eti kurutma yöntemi ile yemeye hazır hale getirilmesi en az besin değeri kaybını sağlayan tekniktir. En kötüsü ise bizim en çok kullandığımız yöntem olan tencerede pişirme yöntemidir. Etin yüzey alanı bakımından ısıya en fazla maruz kaldığı yöntem güveç, yahni gibi tencerede yapılan pişirmelerdir. Bu pişirme tekniğinde yararlı unsurların çoğu eti terk eder.

Peynir Nasıl Saklanır?

Peynir Nasıl Saklanır? 
İnsanoğlu, 7 bin yıldır peynir üretiyor. Bugün peynir üretimi hem bir bilim hem de bir sanat haline geldi. Hatta peyniri ile meşhur bir bölgelere yapılan turistik gezilerin önemli uğrak yerlerinden biri peynirciler oldu. Diyelim ki Kars’a gittik bir teker kaşar, bir teker gravyer aldık, bu yöreye has nadide lezzeti sağlıklı bir şekilde muhafaza etmek konusunda derin dondurucuya güvenebilir miyiz?

Peynir Dondurulur mu?
Peynir, derin dondurucuda güvenle saklanabilir. Çoğunlukla peynirler pastörize edilmiş ve yıllandırılmış olduğundan hava geçirmez bir kapta buzdolabında çok uzun süre bozulma tehlikesi olmadan saklanabilir. Fakat bu süre uzadığında, peynir eskimeye devam ettiği için tadı giderek keskinleşir. Peyniri derin dondurucuda saklamak, tat keskinleşme sorununu ortadan kaldırır.

Aslında peynir uzmanları, lezzet ve kalite üzerindeki olumsuz etkileri sebebiyle peynirlerin dondurulmasını önermezler. Ancak dondurulmuş peyniri tüketmek sağlıkla ilgili bir soruna neden olmaz. Kalite düşmesi ve lezzet kaybının nedeni ise peynirin içinde oluşan buz kristallerinin genişlemesinin neden olduğu moleküler yapı değişikliğidir. Yapı değişikliği peynirin kullanılacağı yere göre önemli ya da önemsiz olabilir. Örneğin börek yapımında kullanacaksanız, peynir zaten eriyeceği için yapının değişimi zaten fark edilmeyecektir. Ama eğer sandviç yapacaksanız peynirin kenarlarında oluşan ufalanmalar sandviçin görüntüsünü iştah açıcı olmaktan uzaklaştırabilir.

Bununla birlikte derin dondurucunun yol açacağı yapılsal değişimler peynir çeşidine göre de farklılaşır. Sert peynirlerde dağılma sorunu ortaya çıkarken, yumuşak peynirlerde katı ve sıvı bölümler birbirinden ayrışabilir. Bu ayrışma, peynirin dışında rahatsız edici bir yumuşaklık, içinde ise doğal olmayan bir sertlik oluşturabilir. Sağlıkla ilgili bir sorun olmazsa da doku değişikliği lezzet algısını olumsuz etkileyebildiği için birçok kişi peynirin hava geçirmez bir kapta buzdolabında saklanmasının daha uygun olduğunu düşünmektedir.

Hangi Peynir Dondurulmaya Daha Uygundur?
Bazı peynir çeşitleri dondurulmaya diğerler çeşitlerden daha uygundur.

Dondurulmaya pek uygun olmayan peynirler:
Yumuşak dokulu ve büyük delikli peynirleri derin dondurucuda saklamak tat ve dokularında daha fazla değişim olacağı için tavsiye edilmez. Süzme peynir, krem peynir ve ricotta gibi peynirleri derin dondurucuda muhafaza etmek zorunda kalırsanız bekletme süresinin 1 aydan daha fazla olmamasına dikkat edin.

Peynir Nasıl Dondurulur?
Peynirlerin güvenle derin dondurucuda muhafaza edilmesi için dikkat edilmesi gereken birkaç husus vardır:

Derin dondurucuya konulacak olan peynir, 2-3 gün içinde tüketilecek miktarlarda paketlenmelidir.
Tüketim amacına uygun şekilde paketlemek işinizi kolaylaştırır. Rende ya da dilim vb.
Dilimlenen peynirler arasına yağlı kâğıt koyarsanız ihtiyacınıza uygun sayıda dilimi derin dondurucudan çıkarmanız kolay olur.
Hazırlanan paketlerin derin dondurucuya hava geçirmez bir kap ya da dayanıklı bir folyoya sarılı olarak konulması önemlidir.
Bölmek gerekmiyorsa derin dondurucuya orijinal paketinde koymanız daha iyi olur.
Derin dondurucudan buzdolabına aktarılan peynirin 2-3 gün içinde tüketilmesi önerilir.

Peynir Çeşitlerine Göre Saklama Şekilleri Birbirinden Farklı
Beyaz peynir, ambalajı açıldıktan sonra salamura suyu denen içme suyuna yemek tuzu ilavesiyle yapılmış sıvının içinde uzun zaman besin değerleri ve lezzetini kaybetmeksizin saklanabilir. Böylece peynirin olgunlaşma süreci de devam eder.

Özellikle beyaz peynir ve türevleri oksijenden uzak tutulmalıdır. Beyaz peynir türevi peynirler salamura suyunun içinde saklanmalıdır. Beyaz peyniri keserken bıçağı ıslatmanız düzgün kesmenize yardımcı olur.

Kızartma peynirleri (Antep, Urfa ve Hellim peyniri gibi) tüketilmeden önce 15-20 dakika suda bekletilirse içerdiği tuz gider ve gerçek lezzeti ortaya çıkar. Beyaz peynir, Burgu ve Topi dışındaki peynirler yıkanmaz, su ile temas peynirin lezzet ve aromasının kaybolmasına yol açar. Peynirler derin dondurucuda muhafaza edilmemelidir. Oda sıcaklığında bekletilmemelidir.

Kaşar peynirlerini streç film ile sarmak kaşar peyniri ile streç film arasında oluşacak nemi arttıracağı için kaşar peyniri küflenebilir. Peynir dilimlere ayrılmadan saklanmalıdır, böylece dış ortamla teması en aza indirilebilir. Kaşar peyniri ve türevleri rutubetten uzak ortamlarda saklanmalıdır.

Krem peynirler mutlaka kendi ambalajının içinde ve kapağı kapalı olarak saklanmalıdır. Paket açılıp porsiyon olarak servis edilmeli ve kapağı devamlı kapalı olarak buzdolabında saklanmalıdır.

Mineral Nedir? Sağlığımız İçin Neden Önemlidir?

Mineral Nedir? Sağlığımız İçin Mineral Neden Önemlidir?
Mineraller, yetişkin bir insan vücudunun %4 kadar küçük bir kısmını kaplamasına rağmen enzimlerin etkinleştirilmesi, iyi bir kemik yapısı ve merkezi sinir sisteminin sağlığı gibi önemli etkileri vardır.

Vitaminler, mineraller olmadan fonksiyonlarını gerçekleştiremediklerinden kaynaklı mineral eksikliğinde vücut vitamin eksikliğine kıyasla daha çok zarar görür. Vitaminler ve mineraller vücudun düzenli çalışması için gerekli olan enzimler ve koenzimler için esansiyel rol oynamaktadır. Esansiyel olan mineral eksikliğinde vücut iyi çalışamaz.

Vücuttaki kimyasal işleyişin dengede olması için vücutta bulunan çeşitli mineraller bir oranda olmalıdır. Her bir mineral diğerlerini dengesini de etkilediği için birinin miktarının bozulması sorunlara yol açacak reaksiyonlara neden olabilir. Ayrıca, vitamin nedir ve vitamin eksikliği belirtileri başlıklı yazımılarımıza mutlaka göz atın.

Minerallerin Faydaları ve Minerallerin Görevleri Nelerdir?
Mineraller iskelet ve dişlerin yapı taşını oluşturur. Sağlıklı sinir fonksiyonu sağlayan, kas gücünü düzenleyen mineraller büyüme ve gelişme, yaşamın devamlılığı ve sağlığın korunması için gerekli besin öğesidir.

Tamamı suda çözünebilir özellikte olan mineraller ince bağırsaktan emilir ve birçoğu farklı mekanizmalarda görev almak üzere depolanır, fazlası idrar yoluyla vücuttan atılır.

Minerallerin Çeşitleri ve Bulundukları Besinler
Mineraller vücut tarafından sentezlenemedikleri için besin yoluyla alınır. Besinlerle alınmasının yanında mineral takviyesi de kullanılabilir. Bu takviyeler genellikle vitamin ve mineralleri birlikte içerir.

Günlük gereksinimi 250 mg’ın üzerinde olan minerallere ‘makro mineraller’ denir. Sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, fosfor ve klor makro minerallerdir. Günlük gereksinimi 20 mg’ın altında olan minerallere ‘eser elementler’ denir. Krom, bakır, iyot, flor, manganez, molibden, selenyum ve çinko eser elementler grubunu oluşturur.

Vücudumuz fonksiyonlarını yerine getirmek için tıpkı vitaminler gibi minerallere de ihtiyaç duyar. Vitamin ve minerallerin eksikliği halsizlik hissine yol açabilir. Ancak eksiklik uzun sürdüğünde ve yoğun olduğunda pek çok sağlık sorununa yol açabilir. Bu makalede, vücudumuzun ihtiyaç duyduğu temel mineraller, bunların işlevleri ve kaynakları kısaca özetlenmiştir.

Kalsiyum
Kalsiyumun kemiklerin ve dişlerin sağlığı için çok önemli olduğu söylenir, doğrudur da ama kalsiyum sadece bu işe yaramaz. Kalsiyum, sinir iletimine yardımcı olur. Kasların kasılması ve gevşemesinde önemli bir rol üstlenir. Bu faydaların yanı sıra kalsiyum vücutta fazla yağ birikimini önler. Bu yüzden, eğer kilo vermeye çalışıyorsanız, kalsiyum alımınıza dikkat etmeli ve vücudunuzun kalsiyum ihtiyacını karşıladığınızdan emin olmalısınız. Yoğurt, soya peyniri, somon balığı, badem ve brokoli kalsiyum bakımından zengin besin maddeleridir.

Magnezyum
Magnezyum, vücudumuz için son derece önemli bir mineraldir.  Aynı zamanda magnezyum yer kabuğunda en fazla bulunan sekizinci elementtir. Kalsiyumla birlikte çalışır ve kasların kasılmasına yardımcı olur, kan basıncını düzenler, kemik ve dişleri güçlendirir. Magnezyum ayrıca vücudumuzun birçok kimyasal reaksiyon için de gereklidir. Aslında 300’den fazla enzimatik reaksiyona katkı sağlar. Magnezyum, ATP üreten reaksiyonlarda yer alan enzimleri dengeler. ATP, hücrenin enerji birimidir, yani hayati derecede önemlidir. Bu nedenle kesintisiz ATP üretimi için vücudun magnezyum ihtiyacının sürekli olarak giderilmesi gerekir. Magnezyum bakımından zengin besinler; kaju, ayçiçeği tohumu, fındık, ıspanak ve brokoli gibi yeşil yapraklı sebzeleridir.

Manganez
Manganez (Mn), baklagiller, balık, kuruyemiş, çay, su gibi gıda kaynaklarından kolayca elde edilebilecek temel bir minerallerden biridir. Çeşitli enzimlerin sentezlenmesi ve aktivasyonunda rol oynar. Ayrıca glikoz ve lipidlerin metabolize edilmesinde, proteinlerin, C ve B vitaminlerinin sentezini arttırır. Manganez eksikliği, oksidatif stres (oksidaitf stres, antioksidanlar ve prooksidanlar arasındaki dengenin bozulmasıyla ortaya çıkar hücrede dengesizlik kaynaklı hasar ortaya çıkar.) ve diğer metabolik bozukluklara yol açabilir; fazlalığı ise zehirlenme ve başka bazı sağlık sorunlarına neden olur. Sonuç olarak manganez bakımından zengin gıdaları tüketmek iyidir ama aşırı miktarda tüketimden de kaçınmak gerekir.

Selenyum
Selenyum, oksidatif stres sonucu hücrelere zarar veren dengesiz molekülleri nötralize ederek, etkili bir antioksidan görevi gören bir mineraldir. Ayrıca tiroid bezimizin faaliyetlerinin düzenlenmesinde de yardımcı olur. Kümes hayvanları, deniz ürünleri, etler zengin selenyum kaynaklarıdır. Bitkisel gıdalarda da selenyum vardır.

Çinko
Çinko, bağışıklık sistemimizi güçlendirir. Yaraların iyileşmesine katkı sağlar. Yeni hücrelerin, proteinlerin ve enzimlerin sentezlenmesine yardımcı olur. Çinkonun, bazı antioksidanlarla birlikte tüketildiğinde yaşa bağlı maküler oluşumun ilerlemesini geciktirdiği düşünülmektedir. Çinko için en iyi kaynaklar; kümes hayvanları, kırmızı et, fasulye, fındık, mantar, avokado vb.’dir. Çinko eksiliği vejetaryen beslenmede, çinko bakımından zengin sebzelerin iki kat fazla tüketilmesi ile giderilmeye çalışılır.

Krom
Krom, kan şekeri kontrolü için önemlidir, çünkü insülinin aktivitesini arttırır ve normal kan şekeri seviyesinin korunmasına katkı sağlar. Kepek gevrekleri, balık ve etlerden elde edilebilir.

Demir
Kan testlerimiz hemoglobin seviyelerinde bir düşüş gösterdiğinde çoğumuz demir takviyesi alıyoruz. Çünkü hemoglobin, vücudumuzdaki oksijeni taşımaya yardımcı olan proteindir ve oksijen de sağlığımız için son derece önemlidir. Yani demir, oksijenin taşınmasına katkı sağlar. Aynı zamanda kimyasal reaksiyonların bir parçasıdır. Kolajen, hormonlar, nörotransmiterler ve amino asitlerin sentezi için gereklidir. Yeşil yapraklı sebzeler, pancar, kırmızı et, kümes hayvanları ve tahıl ürünleri mükemmel demir kaynaklarıdır.

Bilhassa anne adayı olabilecek yaştaki kadınların hemoglobin seviyelerini korumak için düzenli olarak demir seviyelerini izlemesi önemlidir.

Bakır
Büyükanne ve büyükbabanız bakır mutfak araç gereçleri kullanırlardı. Bakır sinilerde pişmiş yemekleri hatırlamasanız da söz edildiğini duymuşsunuzdur. Bu araç gereçler aslında çok faydalıdır çünkü vücudumuza bakır minerali sağlar. Bakırın önemi ise demirin metabolizmasına sağladığı katkıda gizlidir. Artık bakır kap kacaklar yaşamımızda olmadığına göre bakır bakımından zengin besin maddelerini beslenme programımızdan eksik etmemek gerekir. Bakır gereksinimini karşılamak için fındık, kabuklu deniz ürünleri, ciğer, kuru erik ve karabiber tüketebiliriz.

Fosfor
Fosfor, kanda lipid taşıyan fosfolipitler ile DNA’nın ve RNA’nın bir parçasıdır. Fosfor ayrıca kemiklerimizi ve dişlerimizi korumaya yardımcı olur ve besin maddelerinin hücrelere giriş çıkışına katkı sağlar. Fosfor, süt ve süt ürünlerinde, et, balık, kümes hayvanları, yumurta, patates, badem vs.’de bol miktarda bulunur.

Florür
Florür, diş sağlığının korunmasında kilit rol oynar ve güçlü kemik oluşumunu destekler. Düzenli olarak yapılan florür tedavileri, diş boşluklarının oluşumunu önlemeye yardımcı olur. Bazı deniz balıkları iyi bir florür kaynağıdır. Genel olarak florür, florlanmış su ve diş macunlarından sağlanır. Ancak, çocuklar tarafından alınan florür miktarı konusunda dikkatli olunmalıdır çünkü aşırı miktarda florür genç insanlara zarar verebilir.

İyot
Vücudumuzun metabolizmasını düzenleyen, vücut sıcaklığımızı korumamıza yardımcı olan ve kas fonksiyonunu, üremeyi ve büyümeyi etkileyen tiroid hormonlarını üretmek için vücudumuzun iyoda ihtiyacı vardır. İyot, orkinos ve morina balığı, genel olarak deniz ürünleri, süt, yoğurt ve peynir gibi bazı gıdalarda doğal olarak bulunur. Eksikliğinden kaçınmak için tuzlar iyot ilave edilerek üretilir. Ancak yüksek düzeyde iyot tüketmek de “guatr” gibi sorunlara neden olabilir.

Molibden
Hücrelerimizde eser miktarda bulunan molibden de birkaç enzimin işlevi için hayati önem taşır. Eksikliği nadiren görülür. Baklagiller, tahıllar, fındık ve süt ürünlerinden kolaylıkla elde edilebilir.

Klor
Klorür vücudumuzdaki sıvıları dengeler ve sindirime yardımcı olur. Sofra tuzu, soya sosu ve diğer işlenmiş gıda maddelerinde bulunur.

Potasyum
Potasyum, kas kasılmaları, vücut sıvılarının bakımı, düzenli kalp atışı ve sinir iletimi için gerekli olan önemli bir mineraldir. Düzenli olarak et, süt, muz, portakal, greyfurt, barbunya ve soya fasulyesi tüketilmesi potasyum seviyesini korumanıza yardımcı olabilir.

Sonuç
Mineraller, yukarıda detayları belirtilmiş olan önemli vücut fonksiyonlarının yerine getirilmesinde çok büyük bir öneme sahiptirler. Onlar, eksikliği durumunda önemi fark edilen sessiz işçilere benzerler. Üstelik yetersizlikle aşırı tüketim arasında ince bir çizgi vardır. Eksiklik de fazlalık gibi vücuttaki bazı fonksiyonların aksamasına yol açabilir.

Tuz Yiyecekleri Nasıl Korur?

Tuz Yiyecekleri Nasıl Korur? Tuzun Kısa Tarihi... Tuzun Önemi Nedir? Tuz Yiyecekleri Nasıl Korur? 
Tuz, yemeklere lezzet katan bir madde olmakla birlikte Dünya tarihinde önemli bir rol oynamıştır: Mısırlılar tanrılarına sunmuş, Fenikeliler değerli bir ticari mal olarak kullanmışlardır. Roma ise tuz, para birimi olarak kullanılmıştır. Romalı askerlere maaşları, tuz olarak ödenmiştir. Hatta bu ilginç tarihi fenomenin izini dilimizde değil ama İngilizce’de sürebiliriz: 

Asker anlamına gelen “soldier” kelimesi ile maaş anlamına gelen “salary” kelimesi; tuz anlamına gelen “salt” kelimesinden türetilmiştir. Bunun en önemli sebebi, tuzun pek çok farklı kullanım alanının keşfedilmiş olmasıdır. Bunların başında da yiyeceklerin korunması gelir. Buzdolabının olmadığı çağlarda yiyeceklerin muhafaza edilmesinin güçlüğü düşünülecek olursa tuzun neden para yerine geçtiği daha iyi anlaşılır.

Tuz Yiyecekleri Nasıl Korur?
Yüzyıllar önce bulunan tuzlama yöntemi, bazı yiyeceklerin bozulmadan uzun süre saklanabilmesini sağlar. Bunu gıdanın içindeki nemi emerek ve bakteri ve diğer mikro organizmaların gelişmesini engelleyerek yapar.

Dehidrasyon
Ozmoz (geçişme ya da geçişim) süreci, suyun daha yüksek konsantrasyonlu bir maddeden daha düşük konsantrasyonlu bir maddeye geçmesi anlamına gelir. Kuru üzüm tanelerini, su dolu bir kaseye koyduğumuzda nasıl ki üzüm taneleri su ile dolup şişiyorsa, çiğ etle tuz bir araya geldiğinde de su ve tuz yer değiştirir. Böylece gıda zehirlenmelerinin baş rol oyuncusu salmonella ve diğer bakteri kaynaklı patojenler hayatta kalamaz.

Aslında besin maddelerinin tek başlarına kurutulması bile bakterilerin hayatta kalma şansını azaltır. Bir de işin içine tuz girince bakterilerin hayatta kalması daha da zorlaşır. Çünkü tuz yani sodyum klorür organizmaları farklı şekillerde etkiler.

Mikroorganizmalar sodyum klorüre verdikleri tepki bakımından ikiye ayrılır: Tuzla dost mikroorganizmalar yani Halofiller ve tuz sevmeyen Nonhalofiller. (halo tuz ve fil ise sevmek anlamına gelir.)

Halofiller sodyum klorür toleranslarına göre hafif, orta ve aşırı olmak üzere üçe ayrılır. Nonhalofil bir kültür söz konusu olduğunda ise tuz ölümcüldür. Bir ortama tuz ilave edildiğinde o ortamdaki mikroorganizmalar, tuza dayanıklılıklarına göre değişen tepkiler verirler. Bu etki, bilimsel çalışmalarda farklı amaçlar için kullanılmaktadır.

Yiyeceklere tuz eklenmesi, mikrobik hücrelerin ozmotik şok yaşamasına neden olur. Ozmotik şok, hücrelerin suyunu kaybetmelerine neden olarak hücre ölümüne ve gelişimin duraksamasına yol açar. Bunun yanı sıra bazı çalışmalar, sodyum klorürün mikrobiyal hücrelerin içindeki oksijen çözünürlüğünü sınırlayabileceğini göstermiştir.

Ayrıca hücresel enzimlere müdahale ettiği ve hücreden sodyum iyonu atmak için hücrenin enerji harcamasına yol açarak da hücreleri zorladığı anlaşılmıştır. Bütün bunlar bakterilerin çoğalmasını engeller ve sonuçta ölümlerine neden olur.

Yukarıda açıklanan sebeplerle tuz yiyeceklerimizin raf ömrünü artırır. Tuz, soğutmanın söz konusu olmadığı çağlardaki kadar önemli olmasa da toksik olmaması, ucuz olması, kolay temin edilebilmesi ve yiyeceklerin lezzetine lezzet katması gibi cazip yönleri nedeni ile yaygın olarak kullanılmaktadır.

30 Ekim 2019 Çarşamba

Mart'ta Hangi Balıklar Yenir?

Mart'ta Hangi Balıklar Yenir?
Balıkçılar Ve Aşçılar, Mevsimsel Özellikler Ve Hava Durumunun Balığın Lezzetine Etki Ettiğini İfade...

Mart'ta Hangi Balıklar Yenir?
İçerdiği Minareller, Folik Asit, Fosfor Ve Kalsiyum Gibi Maddelerle Havaların Isındığı Şu Günlerde En Çok Tercih Edilen Besinler Arasında Yer Alan Balık, Hem Sağlıklı Olması Hem De Lezzeti Nedeniyle Sofraların Baştacı Olmaya Devam Ediyor.

Balıkçılar Ve Aşçılar, Mevsimsel Özellikler Ve Hava Durumunun Balığın Lezzetine Etki Ettiğini İfade Ediyor.
Peki, Mart'ta Hangi Balıklar Yenir?

Balık Takvimi Nedir?
Hangi Ayda Hangi Balıklar Yenir?

Bazı balıklar bazı aylarda çok daha lezzetli olurken bazıları lezzetsiz oluyor. Balıkçılar ve ünlü şefler bu konuda vatandaşlara tavsiyelerde bulunuyor. İşte, mart ayında yenilmesi gereken balıklar...

Mart ayında gümüş, izmarit, mezgit, kalkan, mersin, kaya balığı, mezgit, kefal, levrek, yayın balıkları lezzetli ve bol bulunan balıklardır. Özellikle kalkan, levrek ve kefal mart ayında hem bol hem de çok lezzetlidir. Martta uskumru çiroz olmaya başlamıştır.

Hangi Ayda Hangi Balık Tüketilir?
OCAK Ayında Hangi Balıklar Yenir? 
Ocak ayının en lezzetli balıkları uskumru, lüfer, palamut ve istavrittir. Kefal ve hamsi olması gerektiği gibi tam yağlı duruma gelirler. Çinekop, tekir, kırlangıç ve kofana ocak ayında en bol dönemini yaşar ve en çok avlanan balıklardır. Midyenin başlangıç mevsimi Ocak ayıdır.

ŞUBAT Ayında Hangi Balıklar Yenir?
Şubat ayı kalkan mevsiminin başlangıcı kabul edilir. Bu süre mayıs sonuna kadar devam eder. Gümüş, hamsi, izmarit, kalkan, mersin, torik, kefal, kaya balığı, levrek şubat ayında lezzetlidir. Tekir çok boldur. Şubat ayında Uskumru, lüfer, palamut artık yağını kaybetmeye başlar fakat gümüş balığı, kefal, dere pisisi, minakop, midye lezzetini korumaya devam eder.

MART Ayında Hangi Balıklar Yenir?
Mart Ayında Yenilmesi Gereken Balıklar Neler? Mart ayında gümüş, izmarit, mezgit, kalkan, mersin, kaya balığı, mezgit, kefal, levrek, yayın balıkları lezzetli ve bol bulunan balıklardır. Özellikle kalkan, levrek ve kefal mart ayında hem bol hem de çok lezzetlidir. Martta uskumru çiroz olmaya başlamıştır.

NİSAN Ayında Hangi Balıklar Yenir?
Nisan ayında gümüş, izmarit, kalkan, mersin, morina, levrek, kefal, kaya balığı lezzetlidir. Nisan ayında en fazla avlanan balıklar kalkan, levrek, mercandır. Nisan ayındaki en lezzetli balık yine kalkandır bol zamanı nisan ayıdır.

MAYIS Ayında Hangi Balıklar Yenir?
Mayıs ayı deniz canlıları ve balıklar açısından çok zengin çeşitlilik gösteren en bereketli aylardan birisidir. Mayıs ayında izmarit, kalkan ve mezgit çok lezzetlidir. Tekir, iskorpit ve minakop da tüketilebilir. Bu ayda ayrıca kalkan balığının yavrusu ile gelincik denizlerde kendini göstermeye başlar.

SALATA TARİFLERİ

HAZİRAN Ayında Hangi Balıklar Yenir?
Haziran ayında tüketilebilen balıklar; mercan, akya, kaya balığı, mersin, sarıağız, orkinos, orfoz ve sardalyadır. Bu ay balık açısından en verimsiz aydır denebilir. Haziran ayında balıklar geçici olarak Karadeniz’e ulaşırlar. Yaklaşan av yasağı ile birlikte de tezgahlar balıktan zayıflamaya başlar.

TEMMUZ Ayında Hangi Balıklar Yenir?
Temmuz ayının balıkları; çinekop, sarıkanat, sarıağız, akya, orkinos, kaya balığı, trança ve sinarittir. İstavrit çok lezzetlidir. Temmuz ayı sardalya balığının mevsimidir. Eylül ayı başlarına kadar lezzetini koruyan sardalya taze olarak rahatlıkla yaz boyu tüketilebilir. Temmuz ayında barbunya ve tekir lezzetini korumaya devam ederken pavurya, böcek, ıstakoz bolca çıkar.

AĞUSTOS Ayında Hangi Balıklar Yenir?
Ağustos ayında çinekop, sarıağız, sinarit, kaya balığı, orkinos, sarıkanat lezzetlidir. İstavrit yine en lezzetli balıktır. Bu ayda çingene palamudu mevsimi başlar.

EYLÜL Ayında Hangi Balıklar Yenir?
Eylül ayının gelmesiyle balık sezonu açılır. Yağmur suyunu alan palamut irileşir ve bollaşır, izmarit, istavrit, sardalya ve kılıcın tadı yerindedir. Bolca görülen kırlangıcın yanında lüfer azdır ama sezonu gelmiştir. Lüfer, kolyoz, izmarit, barbunya, çinekop, çipura, kılıç ve kırlangıç eylül ayında da çok bol avlanır.

EKİM Ayında Hangi Balıklar Yenir?
Karadeniz’de beslenip yağlanan balıkların Marmara Denizi’ne geldiği dönem ekim ayına denk gelir. Bu nedenle ekimde lüfer lezzetlenir; palamut, barbunya, tekir ve istavrit yağlıdır. Ekim balık sezonunun en canlı aylarından biridir. Pisi balığı özellikle bu ay en güzel zamanındadır. Barbunya, çipura, kılıç, levrek, lüfer, tekir, sardalya, palamut, orfoz, traça çok lezzetlidir. Palamutun da en lezzetli zamanıdır.

KEBAB TARİFLERİKASIM Ayında Hangi Balıklar Yenir?
Kasım ayında uskumru, lüfer, hamsi ve barbun çok lezzetlidir. Mercan ve levrek de tüketilebilir. Kasım ve aralık lüferin en lezzetli zamanıdır. Kasım ayı torik akışının en yoğun olduğu zamandır.

ARALIK Ayında Hangi Balıklar Yenir? 
Aralık ayında balıkların tam olarak yağlanıp lezzetlenir. Lüfer, torik, palamut ve uskumru bu mevsimde oldukça yağlı ve besleyicidir. Hamsi, tekir, barbunya gibi balıklar da bolca bulunup farklı çeşitlerde pişirilmeye müsaittir. İzmarit ve mezgitten uzak durulmalıdır. Çinakop, üremesi için yenmemelidir.

Soslu Patlıcan Kızartma Tarifi

Soslu Patlıcan Kızartma Tarifi

Patlıcanın ilk yetiştiriciliği M.Ö 5.yy'da Hindistan'da gerçekleştirilmiştir. Bu tarihten sonra Afrika'ya sonra Doğu Akdeniz'e ve Avrupa'ya getirilmiştir. Avrupa'ya getirilmesi...

Soslu Patlıcan Kızartma Tarifi
Soslu Patlıcan Kızartma Kullanılan Malzemeler

*   3 Adet Patlıcan,
*   2 Orta Boy Domates,
*   2 Diş Sarımsak,
*   1 Tatlı Kaşığı Sirke,
*   4 Adet Yeşil Biber
*   4 Adet Kırmızı Biber
*   1/3 Demet Maydanoz,
*   1 Çay Kaşığı Toz Şeker,
*   1 Tatlı Kaşığı Biber Salçası,
*   Tuz, Karabiber,
*   Kızartma İçin Yağ.

Soslu Patlıcan Kızartma Yapılış Tarifi

Patlıcan sapını kesin, kabuğunu uzunlamasına şeritler halinde soyun. Yarım santim kalınlığında kuş başı halinde doğrayın. Tuzlu suya atın. Domatesleri ikiye bölün, rendeleyin. Sarımsakları ayıklayın, biraz tuzla havanda dövün.

Maydanozu ayıklayın, saplarını atın, yapraklarını ince ince kıyın. Biber salçasını yarım kahve fincanı ılık suda eritin. Tuzlu sudan çıkartacağınız patlıcanlari iki avucunuzun arasında zedelemeden sıkın. Kızgın yağa atarak iki taraflarını da kızartın.

Önce kağıt mutfak peçetesinin üzerine çıkartın. Fazla yağını süzün. Sonra yayvan bir tabağa dizin. Bir sahana domates rendesi, yeşil ve kırmızı biberleri, Sarımsak, sirke, toz şeker, biber salçası, tuz ve karabiberi koyun. Bunların üzerine patlıcanların içinde kızarmış olduğu yağdan iki yemek kaşığı alarak ekleyin.

Beş dakika pişirin. Patlıcanları tam sofraya götürürken üzerlerine sıcak sosu dökün. Sosunu son anda sıcak olarak koyacağınız için patlıcanları daha önceden kızartabilirsiniz. Arzu ederseniz yanında yanında yoğurt ile servis yapabilirsiniz.

Türk Aşçı Haberlerinden İlgili Tarif İçin Alternatif Tavsiye;

Sizler yapmış olduğumuz bir araştırmada nefis yemek tarifini ve  uygulamasını uygun bulduğumuz “Soslu Patlıcan Kızartma Tarifi” ile ilgili alternatif bir videonun sunumundan da faydalanabilirsiniz.



Türk Aşçı Haberleri Olarak;

Türk aşçı haberleri olarak sizler için hazırlamış olduğumuz bu nefis ve lezzetli yemek tarifini denediğinizde sayfanın en altında bulunan yorumlar düşüncelerinizi yazarak bizimle paylaşırsanız seviniriz.

Evliya Çelebinin Ve Yabancı Seyyahların Kayıtlarında Osmanlıda Saray Mutfağında Patlıcan  Hakkında Bazı Dipnotlar;

Patlıcan Nedir? 
Patlıcan nereden geldi?

Patlıcan, bilimsel adıyla Solanum melongena, Solanaceae familyasına ait olup, ılık iklimlerde tek yıllık, tropik iklimlerde ise küçük bir ağaç şeklinde büyüyen bir kültür bitkisidir. Patlıcanın ilk yetiştiriciliği M.Ö 5.yy'da Hindistan'da gerçekleştirilmiştir. Bu tarihten sonra Afrika'ya sonra Doğu Akdeniz'e ve Avrupa'ya getirilmiştir. Avrupa'ya getirilmesi 16. yy'da İspanyollar tarafından gerçekleştirilmiştir. “Geleneksel Türk Mutfağı, Yöresel Yemekler, Yöresel Mutfaklar, Osmanlı Saray Mutfağı, Osmanlı Yemek Kültürü, İştah Açıcılar, Tencere Yemekleri, Sebze Yemekleri, Zeytinyağlı Tarifleri, Patlıcan Yemekleri”

Anadolu’da yetiştirilen sebzeler arasında patlıcan, lahana, bezelye, fasulye, hıyar, havuç, maydanoz, kırmızı pancar pirinç, nohut, barbunya, bakla, soğan, turp bulunmakta. Dernschwam’ın verdiği bilgilere göre  İznik’te hıyar ve kabak üretilmektedir. Mercimek Türklerin en sevdiği yiyecekler arasındadır. Lahana bol miktarda üretilmektedir. İstanbul’un ihtiyacı olan turp Edirne’den getirilmektedir.

Olivier’e göre Mudanya ve çevresinde patlıcan yetiştirilmektedir. İstanbul’da çeşitli yerlerde bakla, marul, hindibâ, patlıcan, biber ve kabak yetiştirilmektedir. Lubenau, Gelibolu’da yetiştirilen hıyar, turp, soğan ve kabağın İstanbul’a gönderildiğini yazar. İki Fransız gezgin Çanakkale’de lahana, soğan ve marul yetiştirildiğini belirtir.

Tavuktan yapılan yemekler oldukça sınırlıdır. Söz gelimi haşlanan tavuklar didiklenerek çorbanın içine konur. Tavuklar kızartılmak istendiği takdirde içine soğan doldurulur. Kızartılacak tavuklar ekseriya aşçı dükkânlarına yollanılır. Burada ortasında kor ateş bulunan tandırlara çukur bir kap içinde konan tavuklar “kendi buğusu ile çok iyi pişer”.

Dernschwam, Anadolu’da pişirilen bazı yemeklerin oldukça detaylı tarifini vermektedir. Bu tarifler Anadolu yemekleri hakkında bir Batılı gezginin verdiği en eski tarifler arasında yer alır. Söz gelimi dolma çeşitlerini şöyle anlatır:
“Taze kabakların, patlıcanların içi oyulur ve ince kıyılmış koyun eti ile doldurulur. Sarımsak, baharat ve tuz ilave edilir, sade suda pişirilir. Bu tür yemeklerin üzerine yoğurt dökerler.

Söz gelimi, Tavernier, Urfa’da “Türkiye’nin başka  hiçbir yerinde yiyemeyeceğiniz kadar güzel yemekler yiyebilirsiniz” der ve ekler “Diyarbakır’da çok güzel ekmek, başka yerlerde yiyemeyeceğiniz kadar lezzetli etler de vardır”.

Bu güzel yemeklerin yanında sofrada bulunan bir diğer yiyecek de turşudur. Seyyahların anlatımına göre Türkler, sonbaharda üzümlerden turşu kurup kış için saklarlar. Üzüm taneleri turşu olarak kurulunca uzun süre taze kalmaktadır. Üzümden yapılan iyi sirke şaraptan da ucuz olup her yerde bulunmaktadır. Sirke ile yapılan patlıcan, hıyar, lahana ve pancar turşusu Osmanlı sofralarının sevilen yiyecekleri arasındadır.

Otlu Enginar Dolması Tarifi

Otlu Enginar Dolması Tarifi
Geleneksel Türk Mutfağı ve Yöresel Mutfaklarda ege mutfağı, son donemde saray mutfağında...


Geleneksel Türk Mutfağı ve Yöresel Mutfaklar da özellikle ege mutfağı, son donemde saray mutfağında ve  İstanbul mutfağın da ayrıca ahalinin her kesiminde önemli bir yer teşkil eden bir sebzedir. Enginar sadece zeytinyağlı olarak ta değil, farklı çeşitlerde yapılan yemekler, iştah açıcılar ve salatalarda da kullanılmaktadır. Türk Aşçı Haberleri olarak bu geleneksel enginar lezzetimizin tarifini sizler için hazırladık.

Otlu Enginar Dolması Tarifi
Kullanılacak Malzemeler (4 kişilik)

*    4 Adet Çanak Enginar
*    1 Çay Bardağı Sızma Zeytinyağı
*    1 Orta Boy Kuru Soğan, 6 Adet Taze Soğan
*    1 Diş Sarımsak (Ya Da 1 Adet Taze Sarımsak)
*    1 Adet Taze Soğan Yaprağı
*    1Su Bardağı Pirinç
*    2 Su Bardağı Su
*    2 Çay Kaşığı Toz Şeker
*    ½ Demet Ekşi Ot
*    Tuz
*    Taze Nane
*    Taze Dereotu (Süslemek İçin)
*    ½ Limon

Otlu Enginar Dolması Yapılış Tarifi

Ayıklanan enginar çanakları düdüklü tencerede limonlu su ile 15 dakika pişirilir.
Sarımsak ve kuru soğan zeytinyağında iyice kavrulur.
Pirinç ayıklanıp yıkanıp süzüldükten sonra, soğanlara eklenerek bir süre daha kavrulur.
Taze soğanlar, ekşi ot ve taze nane ilave edilir.
Kavrulan malzemeler karıştırıldıktan sonra haşlanmış enginarların üzerine boşaltılır.
Üzerine tuz, şeker ve sıcak su ilave edilir (Enginarların bozulmaması için su yavaşça boşaltılır.).
Orta ateşte kaynadıktan sonra altı kısılarak 15 dakika pişirilir.
Soğuduktan sonra servis tabağına alınır.
Üzerine kıyılmış dereotu konularak servis yapılır.

Enginar Nedir?
Enginarın Faydaları Nelerdir?

UÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Beslenme ve Diyet Birimi Sorumlusu diyetisyen Yetişen: "Enginar kanı temizler, toksik maddelerin idrarla dışarı atılmasını sağlayarak yorgunluğu giderir"
Uzmanlara göre, "Karaciğer, safra kesesi, böbrek ve bağırsak dostu" bilinen enginarın, su içinde soyularak beklentilenleri yerine yapraklıları satın alınmalı, tazeliğine dikkat edilmeli ve hazırlanan yemeği kısa sürede tüketilmeli.
"Enginarda bulunan sinarin, karaciğerin, safra kesesinin, böbreklerin ve bağırsak sisteminin düzenli çalışmasına yardım eder, yiyeceklerin sindirimini kolaylaştırır. Mide ve bağırsakları dezenfekte edici özelliği sayesinde ishale de iyi gelir.

İdrar Söktürücü Ve Kum Dökülmesine Yardımcı
Güçlü bir idrar söktürücü olduğundan böbreklerin çalışmasını düzenleyerek vücuttaki zararlı sıvıların dışarı atılmasını kolaylaştırır, böbrekteki kumların dökülmesine yardım eder.

Kanı Temizliyor, Toksinleri Atıyor
Enginar kanı temizler, toksik maddelerin idrarla dışarı atılmasını sağlayarak yorgunluğu giderir. Yapılan araştırmalarda, enginarın sindirim sisteminin yanı sıra kalp için de yararlı olduğu, kalp kaslarını güçlendirerek kalbin daha rahat çalışmasını sağladığı, kolestrolü ve trigliseridi düşürdüğü ve damar sertliğine iyi geldiği saptanmıştır."

Zayıflamak İsteyenlere "Enginar" Önerisi

Yetişen, enginarın, içerdiği bir tür nişasta olan insülin sayesinde kandaki şeker düzeyini düşürülmesine de yardımcı olduğunu, bundan dolayı şeker hastalarının da rahatlıkla tüketebileceğini vurguladı.

Enginarın, içerdiği silymarin sayesinde hücrelerin hasar görmesini yavaşlattığı, prostat, meme ve rahim ağzı kanserlerini önlemede de etkili olduğunu vurgulayan Yetişen, "Enginar, içerdiği posa, mineral ve vitaminler sayesinde vücudu dinlendirir, dinçlik ve gençlik verir. Hücrelerin yıpranmasını engelleyerek yaşlanmanın etkilerini azaltır. Yabancı ülkelerde çocuk mamalarının yapımında, kozmetikte, içki ve boya sanayisinde de kullanılan enginar düşük kalori içerdiği için zayıflamak isteyenler tarafından da rahatlıkla tüketilebilir" ifadelerini kullandı.

 "Satın Alırken Yeşil Yapraklarının Uçlarına Bakılmalı"

Enginar alınırken dikkatli olunmasını isteyen Yetişen, "Yeşil yapraklarının ucuna bakarak satın almalıdır. Ucu siyah yaprağa sahip olan, yaprakları birbirinden çok ayrı olan ve siyah lekeleri bulunan enginar bayattır. Enginarın ortası sert olmalı ve tüylerin iğne gibi batması gerekir. Sapında delik, içinin kurtlu, esmer lekelerin olması, enginarın ortasının çürüdüğünü gösterir. Ağırlığı fazla olanlar tercih edilmelidir. İyi bir enginarın sapının uzunluğu 8-10 santimetreyi geçmemelidir" değerlendirmesinde bulundu.

Ayıklarken Sapını Elle Koparın

"Ortasında tüylü kısımdaki tüyler kaşıkla ayıklanmalı ve kararmaması için limonlu unlu suda 1-2 dakika bekletilmelidir. Enginarın sadece göbeği yenilmemeli, yeşil yaprakları da atılmayarak haşlanarak yenilmelidir. Suyu atılmamalı içine biraz pirinç katılarak çorba olarak da tüketilmelidir. Enginar yemeği iyi çiğnenerek yenmeli ve pişirildiği gün tüketilmelidir.

İçinde çok çabuk toksin oluşabileceğinden pişmiş enginar bekletilecekse buzdolabında 24 saatten fazla bekletilmemelidir. Hemen pişirilmeyecekse tazeliğini koruyabilmek için sapları kesilmeden sapları aşağı gelecek şekilde su dolu cam bir kavanoz içinde kapak kapatılmadan bekletilmelidir. Pazarlarda su içinde soyularak beklentilenleri değil, kendinizin soydurduğu enginarları alıp hemen kısa sürede pişirerek haftada 2-3 kez tüketirseniz, vitamin ve minerallerden zengin olan enginardan daha fazla yarar sağlar ve vücudunuza bahar temizliği yapmış olursunuz.

Tarhanalı Erişte Tarifi

Tarhanalı Erişte Tarifi

Geleneksel gıdalarımızdan biri olan tarhana, buğday unu, yoğurt, maya, çeşitli sebzeler ve baharatların...

Tarhana Nedir? Tarhananın Tarihi Hakkında Bilmek İstediklerinizi Türk Aşçı Haberleri Olarak Sizin İcin Araştırdık.

Geleneksel gıdalarımızdan biri olan tarhana, buğday unu, yoğurt, maya, çeşitli sebzeler ve baharatların karıştırılıp, yoğrulması sonucunda oluşan hamurun fermente edildikten sonra kurutulup, öğütülmesi ve elenmesi ile elde edilen bir gıda maddesidir. Ege, Trakya, Gediz, Sivas, Maraş, Beyşehir, Kastamonu yaş, göce, göçmen, kiren (kızılcık), hamur, et, süt, üzüm tarhanaları ve top, ak, kıymalı, şalgamlı ve pancarlı tarhanalar Türkiye’de farklı tarhana çeşitleridir.

Tarhana, üretiminin kolaylığı yanında ucuz, dayanıklı ve besleyici olması nedeniyle ülkemizde yaygın olarak tüketilmektedir. Yoğurt ve tahıllar tarhana üretiminde kullanılan başlıca ham maddeler olup, bunların çeşit ve miktarları bölgeden bölgeye değişiklik göstermekte ve dolayısıyla tarhananın bileşimi de kullanılan ingredientlere göre değişmektedir.

Türkiye’de farklı yörelerde kullanılan hammaddedeki değişikliklere ve sunum şekline bağlı olarak tarhanalar arasında farklılıklar bulunmaktadır. Üretimde sürekliliğin sağlanması kültürel ve ticari açıdan önemlidir.  Türkiye’de “tarhana”, Mısır’da “kishk”, Irak’ta kushuk, Yunanistan’da “trahanas”, Maceristan’da “tahonya” ve Finlandiya’da “talkuna” olarak tanınır.

Bu derlemede şimdiye kadar yapılan çalışmalardan faydalanılarak, ülkemizde yaygın olarak üretilip tüketilen ve geleneksel bir gıdamız olan tarhananın yapılışı, bileşimi, tarihi, çeşitleri hakkındaki bilgiler bir araya getirilmiştir.

Tarhanalı Erişte Tarifi
Tarhanalı Erişte Kullanılan Malzemeler

*     200 G Kavrulmuş Erişte
*     2 Yemek Kaşığı Zeytinyağı
*     1 Yemek Kaşığı Tereyağı
*     1 Su Bardağı Pazı (İnce Kıyılmış)
*     3 Yemek Kaşığı Uşak Tarhanası
*     3 Yemek Kaşığı Ceviz İçi (İrice Dövülmüş)
*     1 Diş Sarımsak (İnce Kıyılmış)
*     Bolu Kes Peyniri (Rendelenmiş)

Tarhanalı Erişte Hazırlanış Tarifi

Pilav tenceresini ısıttıktan sonra yağları ekleyip kızdırın.
Tarhana ve sarımsağı ilave edip kavurun.
Pazı yapraklarını da ekleyip hafifçe çevirin, erişteyi ekleyip bir süre daha çevirin.
İrice dövülmüş cevizleri ekleyin.
Üzerini bir parmak geçecek şekilde pilav pişirir gibi sıcak su iIave ederek kısık ateşte suyunu tamamen çekinceye kadar pisirin.
Ocaktan alıp demlenmeye bırakın. Ilındıktan sonra ince kıyılmış ceviz ve taze soğanları ilave edip iyice karıştırın.
Üzerine kes¸ peynirini rendeleyip servis yapın.

Tarhananın Tarihi Ve Özellikleri... Evde Tarhana Nasıl Yapılır? Tarhana’nın Hikayesi Nedir?
Tarih kitaplarında yazılanlara göre tarhana: ilk kez Orta Asya Türkleri tarafından özellikle yoğurdun uzun süre saklanabilmesi için yapılmış ve daha sonra Anadolu, Orta Doğu, Balkanlar ve diğer Avrupa ülkelerine geçmiştir. Ülkemizde; özellikle kış aylarında günlük beslenmenin önemli bir parçasını oluşturan tarhana yoğurt ve tahıl karışımından elde edilen değerli bir besindir. Değişik ülkelerde değişik isimlerle anılan tarhana; Yunanistan’ da trahanas, Macaristan’da hanu ve Finlandiya’ datalkuna olarak bilinir.

Buğday unu, yoğurt, değişik sebzeler (soğan, biber, domates gibi) ve baharatların (nane gibi) karışımından elde edilen tarhana besin değeri son derece yüksek olan bir çorbadır. Bazı yörelerde tarhana yapılırken içerisine nohut, mercimek, mısır unu, süt ve yumurtada eklenmektedir. Pişirme esnasında içerisine nohut, mercimek ve kıyma gibi ilaveler ile besin değeri daha da zenginleştirilebilir. Tarhana çorbası çocuklarda; protein, vitamin ve mineraller açısından iyi bir kaynaktır.

Tarhana yöresel olarak farklı yapılış tarzlarında üretilebilmektedir. Genel olarak; un tarhanası, göce tarhanası, irmik tarhanası ve karışık tarhana olmak üzere dört temel üretim şekli vardır.

Tarhananın Kimyasal Özellikleri

Tarhananın standart bir üretim yöntemi olmadığından bileşimi kullanılan ingredientlere ve miktarlarına bağlı olarak değişmektedir. Yapılan bir çalışmada Türkiye’nin farklı bölgelerinden alınan tarhana örneklerinde yaklaşık olarak rutubet %10.2, protein %16, karbonhidrat %60, yağ %5.4, lif %1, tuz %3.8 ve kül de %6.2 olarak tespit edilmiştir . TS 2282 tarhana standardında da tarhananın en çok %10 rutubet, kuru maddede en az %12 protein ve en çok %10 tuz içermesi, asitlik derecesinin de 10-35 arasında değişebileceği bildirilmiştir .

Tarhananın Çeşitleri Nelerdir?

*     Ege Tarhanası
*     Göce Tarhanası
*     Top Tarhana
*     Trakya Tarhanası
*     Ak Tarhana
*     Gediz Tarhanası
*     Kıymalı Tarhana
*     Kiren Tarhanası ( Kızılcık Tarhanası )
*     Beyşehir Tarhanası
*     Göçmen Tarhanası
*     Kastamonu Yaş Tarhanası
*     Sivas Tarhanası
*     Maraş Tarhanası
*     Şalgamlı Tarhana
*     Pancarlı Tarhana
*     Süt Tarhanası
*     Hamur Tarhanası
*     Et Tarhanası
*     Üzüm Tarhanası
*     Tatlı Tarhana

Tarhananın Gıda Sanayide Üretim Aşamaları Nelerdir?

Hammaddenin Hazırlanması:

Tarhanaya katılacak soğan, domates, biber gibi maddelerin kurutulmuş ve taze oluşuna göre değişmektedir. Bunlara eleme, yıkama, kesme işlemleri uygulanır. Taze sebze kullanılacaksa; bu kez yıkama ve temizleme işlemlerinden sonra pişirme işlemi uygulanır. Pişirme için miktarına göre basınçlı tencerelerden yararlanılabilir. Kurutulmuş sebze katıldığı takdirde pişirme işlemi uygulanmaz. Tarhananın ana ham maddesi olan un da otomatik eleklerden elenir.

Tarhananın Karıştırma ve Yoğrulma Aşaması:
Üretim taze sebze ile yapıldığında; pişirilen ve harç tabir edilen sebzelerin kıyma makinesinden geçirilerek inceltilmesi gerekmektedir. Un ve yoğurt dışındaki maddelerin karışımı haline getirilmesi için paslanmaz çelik kazanlardan faydalanılır. Daha sonra yoğurma makinelerinde un, yoğurt, sebze karışımı iyice yoğrulur.

Tarhananın Fermantasyonu:
Yoğurma makinesinde yoğrulan hamur fermantasyon kaplarına alınır. Fermantasyon kaplarının hareket edebilir özellikte olmalıdır. Fermantasyon kapları belli sıcaklıktaki fermantasyon odalarına nakledilir. Fermantasyon odasında havalandırma sistemi bulunmalı ve oda sıcaklığı 30–35 °C olmalıdır. Burada hamur 3–5 gün bekletilir.

Tarhanayı Yayma:
Fermantasyon sonunda hamur, kurumayı kolaylaştırmak için 3–5 mm kalınlık 15–20 cm uzunluğunda parçalar haline getirilir. Bu amaçla motorla çalışan bir çift merdaneden yararlanılır.

Tarhanayı Kurutma:
Merdaneden çıkan hamur parçaları hareketli bir bantla tünel kurutuculara taşınarak (40 – 50 °C)’de belli nem derecesine kadar kurutulur. Açıkta 3–4 günde gerçekleştirilen kurutma böylece 4–5 saatte tamamlanabilir.

Tarhanayı Öğütme:
Kuruyan tarhana parçaları önce çekiçli değirmenlerde küçük parçalar haline getirilir. Sonra amacına uygun değirmenlerden geçirilerek istenilen incelikte öğütülür. Tarhananın rutubeti yüksekse, içinde % 8–10 nem kalana kadar kurutma işlemine devam edilir.

Tarhananın Ambalajlamasi ve Depolama:
Tarhana, sağlığa zararlı olmayan ve tarhanayı olumsuz etkilemeyen malzemelerle belli gramajlarda ambalajlanır. Küçük ambalajlar ayrıca büyük dış ambalajlar içine konulabilir. Ambalajlama işlemi otomatik makinelerde yapılır. Tarhana paketleri depolarda nemli, fena kokulu, tatlarına ve diğer özelliklerine olumsuz etki edecek maddelerle bir arada bulundurulmamalı, ortalama 20 °C da muhafaza edilmelidir.

Tarhananın besin değeri, içine katılan maddelerin cinsine ve katılma oranına göre değişmekle beraber ortalama % 60–70 nişasta ve şeker, % 11–12 protein, % 5 yağ, % 5 kül ve % 8 tuzdan ibarettir. 100 g tarhananın verdiği kalori miktarı 287-397 arasındadır.

Sebze Borana "Borani" Tarifi



Sebze Borana "Borani" Tarifi
Borani yada Borana Osmanlı ve Türk mutfağı ve geleneksel Türk mutfağında da sıklıkla yöresel...

 Türk Aşçı Haberleri Olarak “Borani Yada Borana” Hakkında Bilgilendirmek İstiyoruz
Borani yada Borana Osmanlı ve Türk mutfağı ve geleneksel Türk mutfağında da sıklıkla yöresel mutfaklarda yapılan bir yoğurtludur. Anadolu'nun çeşitli yörelerinde farklı şekillerde hazırlanan bir yemek türüdür.

Yalvaç ve Mecitözü civarlarında ise boranı, ıspanaklı ve fasulyeli, karışık sebzeli olmak üzere farklı çeşitleri vardır. Anadolu’nun farklı yörelerinde İçerisine bulgur katılarak haşlanmak suretiyle de pişirilir. Üzerine sarımsaklı yoğurt ve tereyağı dökülerek servis edilir.

Sebze Borana "Borani" Tarifi
Borana Kullanılacak Malzemeler (4 Kişilik)

*    2 Adet Taze Patates
*    2 Adet Taze Yeşilbiber
*    2 Adet Kabak
*    2 Adet Patlıcan
*    Sıvı Yağ

Sebze Borana Sosu İçin
*    750 Gram Susuz Yoğurt
*    7 Diş Sarımsak

Sebze Borana Üzeri İçin
*    Kırmızı Pul Biber
*    Tereyağı

Sebze Borana Yapılış Tarifi
Patates, biber, kabak ve patlıcan bol suda yıkanır.
Patatesler serçe parmak kalınlığında doğranır.
aze yeşilbiberler ortadan ikiye ya da üçe kesilir.
Patlıcanlar bıçak sırtı kalınlığında kesilip üçe-dörde bölünür.
Tazeliğini korusun diye her biri ayrı kapta 5 dakika suda bekletilir.
750 gram susuz yoğurt, ezilmiş sarımsakla bir kapta karıştırılır.
Sıvı yağ konmuş bir tavada doğranan malzemeler (suyu kurulandıktan sonra) sırayla kızartılır.
Kızartılan sebzeler servis tabağına alınarak üzerine sarımsaklı yoğurt dökülür.
Kızdırılan tereyağına pul biber eklenir ve yoğurdun üzerine gezdirilerek servis edilir.

Borana Nedir? Borana 'ın Anlamı Nedir?
Borana kelimesinin Anadoludaki  sözlük anlamı ise Türk Aşçı Haberleri olarak yine sizin için araştırdık. aşağıdaki gibidir.

Borana
Grup, takım, kafile, kalabalık, göç, küçük kervan, aile fertleri

borana
Şiddetli kar, fırtına, kasırga

Borana
1-borani
2-Yumurta, yağda kızartıldıktan yahut suda haşlandıktan sonra üzerine sarımsaklı yoğurt dökülerek yapılan yemek.
3-Ispanak, yoğurt ve yumurta ile yapılan bir çeşit yemek.
4-Komposto.
5-Ekşi meyvelerden, et ve pekmezle yapılan suyu bolca tatlımsı bir yemek.
6-Ebegümeci yemeği.
7-Kışın yenmek üzere kurutulmuş taze fasulye.
8-Ispanak.

Borana
Sulusepken

Borana
1. Toprak düzeltmekte kullanılan tırmık. 2. bk. borhana (II).

Borana
Bulgur veya pirinçle pişirilen sebze üzerine yoğurt dökülerek yapılan yemek

Borana
Çeltik tarlalarında öküze koşulan demir dişli bir araç.

Borana
Tırmık.

Borana
Cacık

28 Ekim 2019 Pazartesi

Taratorlu Taze Börülce Tarifi



Taratorlu Taze Börülce Tarifi

Börülce sebzesi Geleneksel Türk Mutfağı, Osmanlı Saray Mutfağında tencere yemekleri, yoğurtlu ve söğüş olarak en sevilen..


Börülce sebzesi Geleneksel Türk Mutfağı, Osmanlı Saray Mutfağında  tencere yemekleri, yoğurtlu ve söğüş olarak en sevilen yemekler arasında yer almıştır. Yöresel Mutfaklarda “Ülübü” olarak ta bilinen sebze Yöresel Yemeklerde Karnı kara diye de adlandırılmıştır.

Kuru Fasulye Amerika’dan Gelmiştir Ve Tarihimizde Geçmişi En Fazla 200 Yıla Dayanır. Daha Önce Anadolu’da Bilinen Sadece Kuru Bakla Ve Börülce “Ülübü” Var. Taze Fasulye İse Yaklaşık Olarak 1730'Lar Da Görülmektedir..!

Sebzeli Yemeklerden Taratorlu Taze Börülce Tarifi
Taratorlu Taze Börülce Kullanılan Malzemeler

*   250 Gram Taze Börülce,
*   Küçük Bir Kuru Soğan,
*   1 Çay Kaşığı Kabartma Tozu (Karbonat),
*   2 Yemek Kaşığı Zeytinyağı,
*   4 Diş Sarımsak,
*   1 Yemek Kaşığı Limon Suyu,
*   Tuz.

Taratorlu Taze Börülce Yapılış Tarifi

Börülceleri ikiye bölün, kılçıklarını ayıklayın, yıkayın.
Bir tencereye su, dış kabuğu soyulmuş bütün soğan, tuz ve kabartma tozunu koyarak kaynatın.
Kaynayan suya börülceleri atın, diriliklerini kaybetmeyecek şekilde yumuşayıncaya kadar pişirin.

Börülceleri delikli kepçe ile sıcak iken çıkartın, bir salata kabına alın, üzerine hemen zeytinyağını dökün ve karıştırın.
Sofraya getirmeden önce bir havanda Sarımsakları az tuz ile dövün, limon suyunu ilave edin, karıştırıp önceden yağlanmış börülcelerin üzerine dökün.

Bu tarifi kuru börülce ile de uygulayabilirsiniz.
Haşlanmış taze börülcelere limonlu Sarımsak yerine Sarımsaklı yoğurt da koyabilirsiniz.
Koyulan kabartma tozu (karbonat) yeşil renkli sebzelerin pişerken kararmamalarını sağlar.

Börülce nedir? Börülce'nin Faydaları nelerdir?
Börülcenin Diğer İsimleri : Karnı kara, Siyah Göz, Böğrülce,ülübü, Vignasinensiş, Cowpea
Börülce: Göbeği koyu renkli olduğu için Karnıkara da denilen, fasulyeye benzer bir bitki olan börülce, C vitamini ve bitkisel protein açısından zengin bir sebzedir. Ayrıca, azot ve nişasta da içerir.

Börülce ( Vigna unguiculata ), baklagiller (Fabaceae) familyasından fasulyeye benzer bir tarım bitkisidir. Taze fasulye şeklinde yemekleri yapılabileceği gibi salata olarakta tüketilebilir.



Börülcenin Faydaları : 

Göğüs ve akciğere faydalıdır.
İdrar tutukluğunu ve anüs kaşıntısını giderir.
Cinsel arzuyu arttırır.
Yanıklara sürülürse faydası görülür.
Kandaki şeker oranını ve yüksek tansiyonu düşürmeye yardımcı olur.
Kansızlığa iyi gelir. Börülce nasıl kullanılır :
Börülce, yemeği, salatası ve turşusu yapılarak tüketilmesinin yanı sıra haricen yanıklarda kullanılır.

Börülce Nedir?
Ekonomik önemi, Ana vatanı ve Yayılma Alanları Börülce insan beslenmesi yanında hayvan yemi olarak da değerlendirilen bir baklagil sebzesidir.

Börülcenin taze baklaları ve kuru daneleri yemeklik olarak kullanılır. Taze börülcede % 80-85 su, % 15-20 kuru madde bulunur. Yağ miktarı düşüktür. Kuru maddenin, % 20-30nu proteinler meydana getirir. Ege bölgesinde börülcenin taze baklası yemeklik olarak çok kullanılır. Özellikle taze baklası ve kuru daneleri haşlanarak zeytinyağlı ve limonlu olarak yapılan salatası beğenilen tüketim şeklidir. Ülkemizde insan beslenmesi bakımındanbörülcenin önemi tam olarak bilinmemektedir.

Börülce, Ege ve Akdeniz Bölgelerinde tanınmakta olup tarımı da bu bölge¬lerde yapılmaktadır. Yıllık börülce üretimi yıllara göre değişmekte olup 9-10 bin ton civarındadır (Anonymous, 1998). Börülce ile ilgili fazla çalışma olmamakla beraber kültür formuna yakın yabani bir börülce türü Afrika kıtasında yetiştirilmektedir. Yabani börülcenin tohumu ufak, olgunlaşmamış meyveleri orak şeklindedir. Yabani formlar kültür çeşitleri ile melezlenebilmektedir. Bu bilgiler ışığında börül¬cenin kültür formunun Afrikadan çıktığı ileri sürülmektedir.



Börülce sıcak iklim sebzesi olduğu için Afrika, Güney Amerika, Güney Asya ve Akdeniz bölgelerinde yayılmıştır. Amerikaya İspanyollar tarafından götürülmüştür (Akçın, 1973). Sınıflandırılması Börülce; Phaseolus L. Cinsine çok benzediği için uzun yıllar Phaseolus cinsine bağlı olduğu düşünülmüştür. Ancak Vigna cinsi çiçek kayıkçığının kıvrımsız olmasıyla Phaseolus cinsinden ayrıcalık gösterir. Vigna cinsi ilk kez 1824 yılında Savi tarafından açıklanmıştır.

(Pos, 1932). Dünya üzerinde yaygın olan Vigna türleri 4 grup altında toplanmaktadır. Her bir grup, birbirine çok yakın olan formları kapsamaktadır. Bu formlar bazı sistematikçiler tarafından tür olarak kabul edilmektedir. Fakat bazı sistematikçiler bunların benzer olduklarını belirtmektedir. (Paris, 1965). Bu gruplar; a) Vigna sinensis (L.) Savi b) Vigna luteola (Laca.) Benth c) Vigna vexillata (L.) Benth d) Vigna lutea A. Gray (Vigna marin (Burn.)merr.)dir. Vigna sinensis 3 alt bölüme ayrılmaktadır. a) Var. sinensis: Yarı böbrekten yarı yuvarlağa kadar değişen şekillerdeki taneleri 6-9mm uzunluğunda olan bu alt bölümün yabani ve kültür formları bulunur. b) Var.

sesquipedalis (L.) Fruw: Uzun böbrek şeklindeki taneleri 8-12mm uzunluğundadır. Asparagus fasulyesi olarak ta bilinen bu alt bölümün baklaları 30-l00cm uzunluğundadır. c) Var. cylindrica (Vigna cylindrica Skeels) yada catjang (Burm.) Walp: Daneleri 5-6cm uzunluğunda uzun yada silindirik şekillidir. Baklaları 8-13 cm uzunluğundadır. Dik büyüyen yan çalmışı bir bitkidir. (Şehirali, S.; Akdağ, C.) Börülcenin Morfolojisi Kök Börülcenin kuvvetli kazık kökü vardır, yan kökler de gelişmiştir ve toprağın üst tabakalarında lateral olarak yayılmıştır.

Et Nedir? Et Çeşitleri Nelerdir? Et'in Özellikleri...

  Et Nedir?  Et Çeşitleri  Nelerdir? Et'in Özellikleri... Türk aşçı haberleri ve güncel mutfak haberleri olarak aşçılık kütüphanesinde ...