Bodrum Acı Ot Festivali renkli görüntülere sahne oldu.
Bodrum Kaymakamlığı, Bodrum Belediyesi, Ortakent Yahşi Yalılarını Geliştirme Güzelleştirme ve Mavi Bayrak Derneği (OYDER) iş birliğiyle birbirinden farklı lezzetlerin ve etkinliklerin gerçekleştirildiği Bodrum Acı Ot Festivali renkli görüntülere sahne oldu.
Festivale Bodrum Kaymakamı Bilgehan Bayar, Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, Belediye Başkan Yardımcıları İlknur Ülküm Seferoğlu ile Ummahan Yurt, OYDER Yönetim Kurulu Başkanı Öncel Erkal, ünlü şefler, sanatçılar ve çok sayıda vatandaş katıldı. 12-13 Mart 2022 tarihlerinde Ortakent Yahşi’de bu yıl 4.’sü düzenlenen ve geleneksel hale gelen Güncel Mutfak Haberlerinde Bodrum Acı Ot Festivali, hafta sonunda binlerce vatandaşı ağırladı. Festivalde 250 adet ana standın yanında, kadınların evlerde hazırladığı 30 adet de el sanatları standı yer aldı. İki gün boyunca yoğun kalabalığın oluştuğu festivalde yörede yetişen acı ot, tilkişen, ebegümeci, turp otu, kenker gibi otlar; yöresel yemekler ve tatlılar sergilendi.
Festival süresince yöresel sanatçılar tarafından konserler ve yöresel halk oyunları gösterileri gerçekleştirildi. Festivalin her iki gününde şefler mutfak performanslarıyla büyük beğeni toplarken Bodrum’un doğal otları ile zeytin ve zeytinyağı, festival süresince misafirlerin beğenisine sunuldu. Sanat Tarihi Uzmanı Zeynep Atılgan’ın Mis Gibi Müsgebi Resim Sergisi’nin yer aldığı festivalde, alanında uzman kişilerin gerçekleştirdiği halk söyleşilerine de katılımlar oldukça yoğundu. Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın, Yemek Yazarı Sahrap Soysal ile birlikte mutfakta yemek yaptığı anlar da katılımcılar tarafından ilgiyle izlendi.
Festivalin başlangıcı hakkında bilgiler veren Başkan Ahmet Aras, OYDER başkanlığı döneminde ortaya yeni bir şeyler koymak istediklerini, Ticaret Odası Başkanı ile birlikte festival hakkında değerlendirmeler yaptıklarını söyledi. İsmi konusunda bir türlü karar veremediklerini ifade eden Başkan Ahmet Aras, Esnaf Odası Başkanı ile de görüşmeleri sonucunda Acı Ot Festivali ismine karar verdiklerini belirtip, Bodrum’da çok önemli bir yer tuttuğunu ifade ederek şunları söyledi:
“Acı ot ve tilkişen bizim kültürümüzde çok önemli bir yer tutar. Aslında farklı yörelerde olabilir ama bizim buradaki sunuş biçimi, pişirilmesi ve ona verilen önem çok farklıdır. O yüzden biz, bunu Acı Ot Festivali olarak isimlendirdik ve başlattık. İlk sene çok güzel geçti. İkinci sene daha görkemliydi ama sonra biliyorsunuz salgından dolayı ara verildi. Acı Ot Festivali Bodrum’da merakla beklendi, izlendi. Şimdi bizden sonraki arkadaşlarım çok daha sistematik ve iyi çalışıyorlar.
OYDER Başkanımız ve yönetim kuruluna teşekkür ediyorum. Arkadaşlarımız gerçekten çok büyük bir emek veriyorlar festival için. Bu sene de kısmet, biliyorsunuz, İstanbul’da havalar çok bozuktu. Şu anda kar yağıyor. Uçuşlar iptal edildi. Aslında çok daha fazla katılım, şehir dışı katılım olacaktı. Ama maalesef biraz da bu hava şartlarından dolayı şehir dışından gelişlerde sıkıntı olabilir. Ama artık Bodrum o kadar kalabalık ki, biliyorsunuz 400 bini aşan bir nüfusla kendi başına büyük bir kent gibi artık Bodrum. O yüzden Bodrumlu bu festivali ayakta tutmaya zaten yetecektir.
Ben inanıyorum. Hava da çok güzel, biraz serin ama otlar için iyi. Otlar en azından bayılmayacak. Onlar bu serin havada diri diri kalacaklar. Gelen misafirlerimiz özellikle öğleden sonra daha kalabalık olacaktır. Bodrum’un tam yöresel ve doğal, tarihi bütün yemeklerinden bütün gastronomisinden faydalanacak misafirlerimiz. Bu tür festivallerin en önemlisi de kültür alışverişidir.
Turizmin aynı zamanda bir kültür alışverişi olduğunu ifade eden Başkan Ahmet Aras sözlerine şöyle devam etti: “Turizm de bir kültür alışverişidir aslında. Turizm hiçbir şekilde insanları otele koyup yatırıp kaldırıp göndermek değildir. Tamamen bir kültür alışverişidir.
İşte biz, tam da bunu yapıyoruz. Gastronomi, biliyorsunuz çok önemli. Burada Bodrum’un güzel insanlarıyla Bodrum çevresinden gelen güzel insanlarla gelen misafirlerimiz burada konuşacaklar. Yapılan yemekleri öğrenecekler. Yaşadığınız coğrafyayı iyi tanırsanız oradan keyif alırsınız.
Bizim de buradaki amacımız biraz da bu. Özellikle Bodrum’da 800’e yakın endemik bitki türü vardır. Biz, bazen feveran ediyoruz. Yapmayın, dağları taşları hafriyatla doldurmayın, tahrip etmeyin. Çünkü orada yaptığınız her türlü hafriyat, kazı bilin ki bir endemik türü yok ediyordur. Bodrum’un her köşesinde her santimetre karesinde otlar, bitkiler var. İlaç bunlar” dedi.
Müteahhit bir misafiri ile yaptığı konuşmadan da örnekler veren Başkan Aras, çalı çırpı olarak nitelendirilen şeylerin ormandaki çamdan değerli olduğunun ve hepsinin ya ilaç ya da yemek olduğunun altını çizdi. O yüzden Bodrum’da bir yere dokunurken çok iyi düşünülmesi gerektiğini söyleyerek, “Bodrum’da bir yere dokunurken kırk defa düşünün, orada ya tarih vardır ya da endemik bir bitki türü vardır. Buranın florası farklıdır. Dağlarda gördüğünüz şeyler çalı çırpı değildir. Onların hepsi Hipokrat’ın bu dağlardan çıkardığı şifalı bitkilerdir. Aynı zamanda Bodrum’un ve Girit kültürünün bize verdiği çok büyük bir zenginliktir.” dedi.
Avrupa’daki yeni anlayıştan da söz eden Başkan Aras, tamamen doğayla uyumlu, karbon emisyonu sıfır binaları da içeren ‘New Bauhaus’ anlayışına da değinerek bizim de artık bu aşamaya geçmemiz gerektiğini sözlerine ekleyerek mimar ve mühendislere de seslendi.
Dünya genelinde hepimizi çok ilgilendiren bir durum olan savaştan da söz eden Başkan Ahmet Aras, “Savaş özellikle gıda zincirini büyük oranda etkiliyor. Bazı konularda sıkıntı yaşanıyor. Rusya birçok kalemde ihracatını durdurdu. Demek ki biz, kendi üretimimize, kendi doğal ürünlerimize de sahip çıkacağız.” dedi.
Başkan Aras zeytinliklerin önemine de değinerek şöyle devam etti:
“Zeytinliklerimize sahip çıkacağız. Zeytinliklerimizi madenlere kurban etmeyeceğiz. Maden bir kere çıkar, zeytin 2 bin yıldır bu topraklarda yaşıyor. O zeytinleri oradan kaldırırken vicdanlarınızı dinleyin lütfen. Bu konuya çok önem veriyoruz. Ve belediye olarak yönetmeliğin iptali için gerekli yargı başvurumuzu yaptık. Hukuksal işlemi başlattık.
Özellikle zeytinin barışla da anıldığını düşünürseniz, şu anda tam ihtiyacımız olan barışın zeytinlerimizi, kültürümüzü korumaktan geçtiğini de burada sizlerin huzurunda ifade etmek istiyorum. Tekrar katıldığınız için, bu güzel günde bizlerle beraber olduğunuz için, Bodrum’un bu kadim tarihine, kültürüne destek verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”
Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, Bodrum Ukraynalılar Derneğinin de katılımının bulunduğu festivalde Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta Barış Dünyada Barış” sözüyle birlikte “Savaşa Hayır” diyerek beyaz güvercin uçurdu.
Bodrum Kaymakamı Bilgehan Bayar Bodrum’da altıncı ayının dolduğunu ve Bodrum’un her yerini keşfetmeye çalıştığını ifade ederek, tüm etkinliklere elinden geldiğince katılmaya çalıştığını söyledi. Bodrum’da neredeyse her hafta sonunda bir etkinlik olduğunu belirterek bunun yorucu olmasına rağmen çok da eğlenceli olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
“Turizmin en önemli alt dallarından bir tanesi de gastronomi turizmi oldu. Ülkemizin her bir köşesi her bir ili kendini gastronomik açıdan Türkiye’nin en iyisi olduğunu kanıtlamak üzere yarışıyor. Bu bize şunu gösteriyor:
Tabii ki turizm tek başına yatmak kalkmak denize girmek değil. Kültürel alışveriş bunun en önemli alt dallarından bir tanesi de yemek kültürü. Biraz önce konuşma esnasında Başkanımın da eski meslektaşlarından iki hocamız Bilkent Üniversitesi’nde bir çalışma yaptıklarından bahsettiler.
Bu beni gerçekten mutlu etti, heyecanlandırdı. O da şu: Bodrum’un gastronomi kitabını, gastronomik haritası ve gastronomik yollarını çıkarmak. Biz yöneticiler olarak, Bodrum’un neyi meşhur diye sorduklarında, ben Bodrum Kaymakamı olarak dilim döndüğünce farklarını anlatmaya çalışıyorum ama onlara bu gastronomi kültüründen çok daha fazla bahsetmeyi arzuluyorum.
Bu çalışma da bunun iyi bir haritası olacak. 1960’larda Bodrum ile ilgili yazılan bir kitap beni Bodrum Kaymakamı olarak Bodrum’a daha hızlı ve daha bilen bir kaymakam olarak daha hızlı bir şekilde entegre etti. O da şuydu: Fatma Mansur Coşar’ın ‘Ege’de Bir Kasaba, Bodrum’; daha sonra 2000’li yıllarda bunun ikinci kitabını çıkarıyor.
Bu kitapta da farklılıkları ortaya koyuyor. O dönemde yazarken belki bu kadar kıymetli olacağını bilmiyordu Fatma Hanım fakat şimdi çok değerli bir kitap haline geldi. Yani gastronomi çok önemli. Gelen turistlere kültürümüzü tanıtmanın bir aracı. Çünkü bu sizin etkileşiminizin bir aracı haline geliyor. Ben de buraya yeni gelen birisi olarak bu lezzetlerle tanışmanın heyecanını yaşıyorum. İyi ki Bodrum’dayım, iyi ki sizlerle beraberim, iyi ki Bodrum Kaymakamıyım.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder